"Kadınlar 3-4 saat su taşıyor"
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, köylerin birçoğunda hane içinde kullanım suyu ve içme suyu olmadığı için kadın ve kız çocuklarının yapmak zorunda oldukları rutin işlerin başında su taşımanın geldiğini ifade ederek, ''Kadınlar, günlük yaşamlarında ortalama 3-4 saatlerini su taşımaya ayırmaktadır'' dedi.
cumhuriyet.com.trDünya Su Forumu kapsamında düzenlenen, ''Sağlığın Önemi ve Ekonomik Gelişme: Cinsiyet Eşitliğinde İleriye Doğru Giden Yol'' konulu panelde konuşan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, yaşamın kaynağı olan suyun, bugün dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu belirterek, gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli su bırakmak için kaynakların çok iyi korunması ve suyun akılcı kullanılması gerektiğini söyledi.
Su azlığından ya da sağlıksız suyun kullanımından en çok etkilenen grupların başında kadınların geldiğine dikkati çeken Çubukçu, dolayısıyla su sorununun çözümünde de kadınların daha etkin bir biçimde rol almaları gerektiğini kaydetti. Meksika'da yapılan 4. Dünya Su Forumu'nda kadınların güçlü bir inisiyatif geliştirerek alınan kararlarda etkili olmayı başardıklarını ve böylece 5. Dünya Su Forumu'nun da gündemini belirlediklerini vurgulayan Çubukçu, ''Şimdi amacımız, 5. Dünya Su Forumu'nda kararların kadın bakış açısıyla alınmasını sağlamak, Meksika'da elde edilen kazanımların daha ileriye götürülmesi için güçlerimizi birleştirmektir'' diye konuştu.
Bakan Çubukçu, suyun yeryüzündeki hayat için en temel gereksinim olduğuna işaret ederek, enerji üretimi, tarımsal sulama, evsel ve endüstriyel kullanım, turizm, taşıma ve benzeri alanlarda vazgeçilmez bir kaynak durumunda bulunduğunu anlattı.
Suya olan talepteki artış
''Tüm dünyada su için talep çok hızlı artarken, kullanılabilir ve erişilebilir su temini her geçen gün azalmaktadır'' diyen Çubukçu, bu kaygı verici gelişmenin en önemli nedenlerini ise uygun olmayan ve etkisiz su kullanımı, kirlilik, nüfus artışı ve bilinçsizlik olarak sıraladı. Çubukçu, tarımda sürdürülebilirlik sağlamak, sağlıklı nesilleri idame ettirmek ve su kaynaklarını korumak için sürdürülebilir su yönetimi konularına daha çok dikkat etmek gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bunları gerçekleştirmek için üretim, yeniden üretim ve sosyalizasyon gibi önemli 3 boyut açısından kadınlar su yönetimiyle ilgili karar mekanizmalarında erkeklerle eşit haklara sahip olmalıdır. Ancak son derece kısıtlı olan su kaynaklarının idaresinde kadınların rolü bugüne kadar anlaşılamamıştır. Halbuki su ve kadın tarih boyunca birçok uygarlık tarafından yaşam kaynağı olarak birlikte değerlendirilmiştir.''
Gelişmekte olan ülkelerde kadın yaşamının niteliğinin özellikle suyun varlığı ile doğrudan ilgili bulunduğunu dile getiren Nimet Çubukçu, insan topluluğunun yarısının kadınlar olduğu düşünüldüğünde tarımsal ve tarım dışı su yönetiminde kadınların bugünkünden daha fazla bir katılıma sahip olmaları gerektiğinin daha iyi anlaşılacağını söyledi. Çubukçu, su kıtlığı ve kirliliğinden etkilenme bakımından erkeklerden daha çok zahmet çeken kadınların kentlerde daha çok yemek pişirme, yıkama, evsel ve sıhhi temizlik gibi alanlarda suyun esas kullanıcıları olduğunu, kırsal alanlarda ise tarım dışı içme ve kullanma suyu olarak su yönetimi ve kullanımının tamamen kadınların kontrolünde olduğunu kaydetti.
Bu konuda kadınların genellikle çevre sağlığı bakımından daha fazla bilinçlendirilmeye ihtiyaçları bulunduğuna işaret eden Çubukçu, diğer taraftan kadınların sulamadaki rolünün ya çok az ya da çok sınırlı olduğunu aktardı. Devlet Bakanı Çubukçu, özellikle sulama yönetiminin sosyolojik olarak erkek işi görüldüğü için kadınların bu faaliyetlere sadece geçimlik ekonomilerde katıldığı ve yardımcı iş gücü olarak görüldüklerini anlattı. Kadınların su yönetiminde pasif olarak değerlendirilmesine rağmen gerçekte diğer tarımsal faaliyetlerde olduğu gibi görünmez bir iş gücü olduğunu aktaran Çubukçu, bu nedenle kadınların su yönetimi ve sulamayla ilgili projelerde önemli bir bileşen olmaları gerektiğini belirtti.
Temel kalkınmışlık göstergesi
Bakan Çubukçu, kadınların pişirme, yıkama, aile içi temizlik ve sağlık gibi durumlarda suyun esas kullanıcıları olduğunu aktararak, ''Sağlıklı suya erişim temel kalkınmışlık göstergelerinden biridir. Kırsal alanlarda kadınlar için en önemli sorunların başında içme ve kullanma suyuna erişim gelmektedir'' şeklinde konuştu.
Çubukçu, şöyle devam etti:
''Köylerin birçoğunda hane içinde kullanma ve içme suyu olmadığı için kadın ve kız çocuklarının yapmak zorunda oldukları rutin işlerin başında su taşıma gelmektedir. Su, köyün ortak kullanımında olan kaynaklardan ya da dere ve çeşmelerden taşınmaktadır. Özellikle su kaynağının uzaklığına bağlı olarak su taşıma işi oldukça fazla çaba ve zaman gerektirmektedir. Kadınlar, günlük yaşamlarında ortalama 3-4 saatlerini su taşımaya ayırmaktadır. Bu gerçekler günümüzde uluslararası toplantılarda giderek daha fazla gündeme getirilirken ülkemizde de bu paralellerde bilimsel ve uygulamalı çalışmalar yoğunlaşmaktadır. Günümüzde kadınların, su kaynaklarının sürdürülebilir olarak korunmasına ve yönetilmesine daha çok katkıda bulunmaları dünya genelinde de teşvik edilmektedir. Sonuç olarak suyun en önemli kullanıcısı kadınlar olduğuna göre korunmasında da kadınlar daha etkin rol almalıdır.''
Kadınların su konusunda etkin olmaları için toplumun ilgili tüm kesimlerine yönelik kapasite geliştirme, bilinç yükseltme ve farkındalık yaratma programlarının uygulanması gerektiğinin altını çizen Devlet Bakanı Çubukçu, Türkiye'de de su yönetimi ve toplumsal cinsiyet konularında eğitim yoluyla kamuoyu sağlanması ve bilinçli su kullanımı ile ilgili tekniklerin ele alınması gerektiğini bildirdi.
Dünya ve Türkiye'nin nüfusunun yarısını oluşturan kadınların suyun tedarikinde kullanılmasında ve planlanmasında etkin rol almasının gelişmişliğin bir göstergesi olduğuna dikkati çeken Çubukçu, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Gittikçe azalan ve hayati bir önemi olan su kaynaklarının verimli kullanılması amacıyla kadınların bu konuda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda su konusunda karar alırken kadınların da sürece dahil olmaları, kalkınma hedeflerinin yakalanması bakımından önemlidir. Sağlıklı su kullanımı ve toplumsal cinsiyet arasındaki ilişkinin kurulmasında, kadın hareketi ve kadın sivil toplum kuruluşlarının etkin rol oynayabileceklerini vurgulamak isterim. Kadın sivil toplum kuruluşları özellikle kırsal alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları bu konuyu sahiplenerek savunuculuğunu yapmaları, alanda etkin ve başarılı sonuçlar verecektir.''
Diğer konuşmalar
BM Su ve Cinsiyet Çalışma Kolundan Kenza Kaouakib-Robinson da pek çok ülkenin su ve sanitasyon konularında politikası olmadığını, bu nedenle o ülkelerdeki kadınların da bu haklardan mahrum yaşadıklarını söyledi.
Alman Parlamento üyesi Ushi Eid ise hazırlanan bir rapora göre su tedariki ve sanitasyon konularında herhangi bir tedbir alınmadığı ve bu şekilde devam ettiği takdirde 2013 yılında dünya nüfusunun yüzde 73'ünün sanitasyon ihtiyaçlarını gideremeyeceğini ifade etti.