Kadın savaşçılar...

Köleliğe karşı çıkan bu zorlu kadın savaşçıların sömürgecilik tarihindeki yerlerine ve vahşi kadın arketipine dair mit ve öyküler; Ayrıntı Yayınları’ndan kadın savaşçılara dair şu üç yetkin incelemede okurlara sunuluyor: Assata: Bir Otobiyografi (Assata Shakur), Afrikalı Amazonlar - Dahomey'in Kadın Savaşçıları (Stanley B. Alpern) ve Kurtlarla Koşan Kadınlar - Vahşi Kadın Arketipine Dair Mit ve Öyküler (Clarissa Pinkola Estes)…

Cumhuriyet Kitap Eki

Assata: Bir Otobiyografi / Assata Shakur / Çeviren: Ece Kıvılcım Karabacak / Ayrıntı Yayınları / 384 s.

“Siyah erkek kardeşlerim, siyah kız kardeşlerim: Adım Assata Shakur, köle ismim JoAnne Chesimard. Ben bir siyah devrimciyim. Bu da şu demek: Ben kadınlarımıza tecavüz eden, erkeklerimizi hadım eden, bebeklerimizin karnını aç bırakan bütün güçlere savaş açtım. Varlıklarını yoksulluğumuzla büyüten zenginlere, yüzlerimize gülerek bize yalan söyleyen siyasetçilere, onları ve mülkiyetlerini koruyan tüm kalpsiz robotlara karşı savaş açtım. Ben siyah bir devrimciyim ve bu yüzden de Amerika’nın gücünün yetebildiği bütün öfkenin, nefretin ve iftiranın kurbanıyım. Amerika, diğer tüm siyah devrimcilere yaptığı gibi beni de linç etmeye çalışıyor.”

Assata Shakur kendisini bir 21. yüzyıl kölesi olarak tanımlıyor. Bağımsızlık arzusuna ket vurulamayan bu özgür ruh, Amerikan adalet sisteminin önüne çıkardığı tüm engelleri büyük bir güçle aşıyor. Aktif mücadelesini 60’lı ve 70’li yıllarda vermiş olmasına karşın, 2013 yılında FBI’ın En Çok Aranan Teröristler listesine girerek tarihte bu listede adı geçen ilk kadın olan Assata, hayat hikâyesinde de tarihte durduğu yerin ve savunduğu temellerin zamansız olduğunu gösteriyor:

“... New Jersey tarihinde gözaltında ya da tutuklu hiçbir kadın, devamlı bir şekilde erkekler cezaevine konulmamış, en mahrem anları dahil yirmi dört saat gözetlenmemiş; hiçbir kadın, tutuklu kaldığı yıllar boyu entelektüel destekten, uygun tıbbi yardımdan, fiziksel egzersizden ve diğer kadınların refakatinden böylesine bilfiil mahrum bırakılmamıştır. Şahsına özel barbarca muameleyle ilgili dava üzerine dava açtık. Fakat başarı oranımız düşüktü. Hikâyesini okudukça lütfen söz konusu koşulların bu onurlu ve duyarlı kadının üzerinde yaratacağı etkiyi hayal etmeye çalışın. ...”

İnsanlık değerlerini böylesine içselleştirebilmiş bir kadının, dünyanın en büyük ülkelerinden birinde azılı bir terörist olarak aranmasındaki çelişki, alışageldiğimiz gerçeklere ve algı biçimlerimize tekrar dönüp bakmaya zorluyor bizleri.

Devletin ve medyanın bir “ibret vakası” haline getirmeye çalıştığı Assata, onurlu duruşuyla, 37 yıldır siyasi mülteci olarak yaşadığı Küba’dan hâlâ bize seslenmeye devam ediyor.

Afrikalı Amazonlar - Dahomey'in Kadın Savaşçıları / Stanley B. Alpern / Çeviren: İpek Yardımcı / Ayrıntı Yayınları / 320 s.

Antik çağların fantezileştirilmiş amazonları ile Dahomey'in gerçek amazonlarının ortak özellikleri oldukça fazlaydı. Her ikisinde de kız çocukları küçük yaşlardan itibaren savaşmayı, silah tutmayı, güçlü, hızlı ve dayanıklı olmayı ve acıyla baş etmeyi öğreniyorlardı.

Avcılık, dans ve enstrümantal müzik bu kız çocuklarının yeteneklerinden sadece bazılarıydı. Hayattaki asıl amaçları savaşmaktı. Savaşmayı arzuluyor, kan dondurucu çığlıklarla savaşa koşuyor, savaştan zevk alıyor, öfke ve yüreklilikle savaşıyorlardı.

Korkuya bağışıklık kazandıkları aşikârdı. Zafer kazanınca ise acımasız oluyorlardı. Komşularına korku salıyorlardı. Erkekler onları, saygın ve amansız düşmanları olarak görüyorlardı.

Stanley B. Alpern araştırmasında, köleliğe karşı çıkan bu zorlu kadın savaşçıların sömürgecilik tarihindeki yerlerine ışık tutuyor. Bir mitten öteye geçemeyen Amazonlar'ın vücut bulmuş hali olan Dahomey'in kadın savaşçıları, erkek egemen dünyanın kıtalarından biri olan Afrika'da ataerkil geleneğin ezberini bozuyor.

Bu kapsamlı çalışmada devletin kökenlerinden 1892 yılındaki Fransa yenilgisine kadar Dahomey Amazonları'nın tarihi gözler önüne seriliyor: Kadınların ne yedikleri, nasıl işe alındıkları, nasıl eğitildikleri ve savaşın olmadığı dönemlerde neler yaptıkları hakkında görsel ve yazınsal belgeler sunuluyor. Erkek egemen tarih yazımına alternatif çarpıcı bir tarih kitabı.

Kurtlarla Koşan Kadınlar - Vahşi Kadın Arketipine Dair Mit ve Öyküler / Clarissa Pinkola Estes / Çeviren: Hakan Atalay / Ayrıntı Yayınları / 390 s.

Clarissa P. Estes, Kurtlarla Koşan Kadınlar'da kadınlar için yalın, uygulanabilir ve doğal çözümler öneriyor. XIX. yüzyılla birlikte insanlığın doğadan kopuşu ve duygulara yer vermeyen kapitalist bir endüstri çarkının içinde kayboluşundan yola çıkarak, kadınların yapması gereken ilk şeyin içindeki doğal sesi keşfetmek olduğunu söylüyor ve kadınların içlerinde yatan sınırsız güç ve yaratıcılığın, kurtların doğal yabanıllığında yattığı savını ileri sürüyor.

Kadınların çoğu zaman farkında olmadan içselleştirmek zorunda bırakıldıkları eziklik ve yetersizlik duygusuna, bastırılmış cinsel güdülerine çok değişik bir malzemeden yaklaşıyor: Masallar!

İnsanlığın ortak bilinçaltının aynaları olduğunu düşündüğü masallar aracılığı ile kadın psişesinin derinliklerine iniyor ve birçok açmazdan kurtulmalarına yardımcı olacak masal tadında terapiler uyguluyor.

Estes'e göre, kurtlarla kadınlar arasında, vahşilikleri, zerafetleri ve içinde yaşadıkları topluluğun üyelerine duydukları bağ açısından psişik bir benzerlik vardır. Kurtlar ve kadınlar arasındaki bu benzerlik, Vahşi Kadın arketipinde ortaya çıkar.

Estes'in ilginç örneklerle betimlediği bu arketip, doğayla bağını kopartmamış ve seçimlerini yaparken duygularını temel alan kadınları içeriyor.

Kitaptaki farklı kültürlerden derlenen masallar, kadınların ilişkileri, kişisel imgeleri ve hatta bağımlılık gibi temalar çevresinde gelişiyor.

Örneğin Afrika kökenli bir öykü, kadının ikili doğasını yansıtıyor. Ortadoğu'ya ait bir masal, sıradan bir kilim gibi görünen büyülü bir halının toplumun önyargılarını ve görünüşe ne kadar kolay aldandığını ortaya koyuyor.

Yayımlandığında büyük övgüler almış bu sıra dışı kitap, kadınları vahşi derinliklerine doğru heyecanlı bir yolculuğa çağırırken, kadın psişesinin bugüne dek hazırlanmış en büyük sözlüğü olarak da okunabilir.