Kaddafi sert konuştu

Libya lideri Albay Muammer Kaddafi, BM'nin 192 üyesinin önündeki konuşmasında, ''Talibanın düşman olduğunu kim söyledi? Usame Bin Ladin Taliban mıdır? Hayır. New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne saldıranlar Taliban mıydı, Afgan mıydı? Hayır. Taliban, tıpkı Vatikan gibi bir din devleti kurmak istiyorsa bunda kötü ne var? Vatikan bizim için bir tehlike mi oluşturuyor? Hayır'' ifadesini kullandı.

Arapların Yahudilere karşı hiçbir düşmanlık hissetmediğini, Yahudilerin ''Arapların kuzenleri'' olduğunu söyleyen Kaddafi, salondaki Avrupalı liderlere hitaben, ''Yahudilerden nefret eden, Yahudi düşmanı olan asıl sizsiniz. Yahudi soykırımından ve Avrupa'daki ölü yakma fırınlarından sizler sorumlusunuz'' dedi.

İsrail-Filistin anlaşmazlığı için iki devletli çözümün pratik olmadığını hatta bunun imkansız olduğunu belirten Kaddafi, ''Rica ederim artık bundan bahsetmeyin'' dedi ve çözümün tıpkı Lübnan örneğinde olduğu gibi Yahudiler,Müslümanlar, Filistinliler, Hristiyanlar ve diğerleri için tek bir demokratik devlette yattığını kaydetti.

40 yıldır iktidarda olan ve ilk kez BM Genel Kurulu'nda konuşma fırsatı bulan Kaddafi, konuşmaların 15 dakikayı geçmemesi ricasına rağmen 1 saat 35 dakika konuştu.

Kendisinden önceki konuşmacı ABD Başkanı Barack Obama da süreyi aşmış ve 40 dakika konuşmuştu. İki kez konuşmasını bitirmesi istenen Kaddafi, Obama'nın da süreyi geçtiği bahanesiyle bunu reddetti.

Avrupalıların sömürdükleri Afrika'ya 7 milyar 770 milyon dolar tazminat ödemesi gerektiğini ileri süren Kaddafi, bu rakamın nereden çıktığını ise belirtmedi ama, ''Afrikalılar bunu talep edecek ve bu parayı vermezseniz Afrikalılar bu milyarları alıp götürdüğünüz yerlere gidecek'' diye konuştu.

Kaddafi, uzun konuşmasında, ABD'nin suikasta kurban giden başkanı John Fitzgerald Kennedy, Vietnam Savaşı, Somalili korsanlar gibi konulara da değindi.

BM'de Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyenin hakimiyetinde olduğunu, üye ülkeler arasında eşitsizlik bulunduğunu belirtti.

Kaddafi konuşmasının başında, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerin veto hakkına karşı çıkmış, Güvenlik Konseyi'nde bu hakkı elinde bulunduran ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'yı, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekle suçlamıştı.