"Kabile reisi değiliz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Taksim-Şişhane metro hattı açılış törenine katıldı. Erdoğan törende yaptığı konuşmada Davos'ta dün akşam İsrail Başbakanı Şimon Peres'le yaşadığı gerginlikle ilgili açıklama yaptı.
cumhuriyet.com.trBaşbakan Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Taksim-Şişhane metro hattı açılış törenine katıldı. İşte Erdoğan'ın yaptığı konuşmanın satır başları:
-Biz Türkiye olarak sadece bölgesinde değil tüm dünyada barışı sağlamak amacıyla hareket eder. Kimsenin Türkiye'yi yanlış bir konumda göstermesine izin vermeyiz. Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na saygısızlık yapmasına izin vermeyiz. Bundan önce bu tür alışkanlıkları olanlar olabilir. Bunlar bizi üzmüştür. Ama şimdi yeni bir oluşum başlamıştır.
-Türkiye'nin önemini gerekliliğini iyi anlamak isteyenler dönüp tarihe baksın. Gazi Mustafa Kemal'in sarfettiği, yurtta sulh cihanda sulh sözünden yola çıkarak hareket ediyoruz. Biz İsrail-Filistin sorununun çözümü için bu amaçla gayret ettik. Biz Lübnan meselesinin çözümünde, Gürcistan-Rusya meselesinde bu amaçla uğraştık. Tek amacımız buydu. Dünyada kalıcı barış oluşturulsun. Bölge barışa kavuşsun. Biz bununla uğraşırken birilerinin bizi farklı konuma sokmasına müsade etmeyiz, yaşanan bir dram vardı.
-Bu saldırıları belli bir ırkın ve bölgenin temsilcisi olarak değil, insan olarak değerlendirmek gerekirdi. Ben de insan olarak meseleye yaklaştım. O kadınların öldürülmesini basit bir hata, iş kazası gibi göstemek ne kadar anlamsızsa yaşananları görmemek, hissetmemekte insan olarak bize o kadar anlamsız gelir. Zira, zulme duyarsız kalmakta zulümdür. Biz bunu böyle biliriz. Kimse bin 300'ü aşkın kişinin ölmesini ve 5 bine varan insanın yaralanmasını normal göremez. Yaşanan trajediye gelen tepkileri normal yansıtılamaz. Bu insanlık özeli. Topyekün bir eleştiri getirmiyoruz.
-Eleştirimiz somut bir şekildedir. Tanklarla toplarla öldürülen o kadınların çocukların ölümüne tepkiliyiz. İsrail yönetiminin uygulamalarınadır bu tepkimiz. Biz bir yöntemi eleştiriyoruz. Irkı, milleti hedef tahtası yapmadık.
-Medyaya özellikle sesleniyorum, bu vahşetin avukatlığını yapanlara sesleniyorum. Başbakanın yanında değil de başkalarının yanında yer alanlara seleniyoruz. Bugün artık Ortadoğu bölgesi kan ve gözyaşından yorgun bir hale gelmiştir. Herkes barıştan yana olmalıdır. Türkiye'nin tarafı bellidir.
-Moderatörün tavrına gösterdiğim tepkiyi diplomatik bulmayanlara şunu diyorum: Ben orada Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bulundum. Ben kabile reisi değilim. Bunu korumak sadece iktidarın değil muhalefetin ve bütün kurumların görevidir.
-Türkiye'nin gücünü herkes iyi anlamalı, buna göre davranmalıdır. Türkiye ne yapar ne der kaygısı var bazı kesimlerde. Türkiye'siz başkası ne yapar diye düşünülmesi lazım. Kendisine ve ülkesine güvenmeyen gücünü bilmeyen eğilen bükülen bir anlayış bizim karakterimiz olamaz. Bizim dış işlerine bakışımız başkaları ne der görüşüne dayalı değil. Bizim ne diyeceğimiz üzerine dayalıdr. Diklenmeden dik dur görüşüne bağlıdır. Gölgesinden korkanları bunu anlamakta zorlanabilirler. Bizim yönetim anlayışımız Türkiyenin itibarını saygılınlığını korumak üzerine kuruludur. Hükümet kazansın diye değil. Türkiye kazansın diye uğraşıyoruz.
-Türkiye'nin menfaatini düşünüyoruz. Türk milletinin izzetini ve menfaatini düşündük bundan sonra da böyle hareket edeceğiz. 10 Mart 1915, bildiğiniz gibi adeta dünya Türklerini, bizi yok etmek için gelmişlerdir. Türkiye'nin nesi var nesi yok o zaman belliydi. Gücümüz belliydi. Bütün bu olaylar karşısında o zaman Atatürk, askerlere tek birşey söylüyordu. Ben size ölmeyi emrediyorum diyordu. Bu mücadelenin içineden gelen bir milletin evladı olacaksın. Bir taraftan da şu ne der bu ne der diye düşüneceksin. İzzetimizle onurumuzla kimseyi oynatmayacağız.
-Sizleri farklı bir gündemle karşılamak isterdim. Dün yaşanan olaylar ister istemez böyle bir izah yapmamı gerektirdi.
-Bizler ne yapılacağını çok iyi biliriz. Aşırılıkların değil Türkiye'nin merkez siyasetine oturmuş bir partiyiz. Ülke yönetiminde siyasetimizi merkeze oturarak sürdüreceğiz. 6 yıldır bunun sınavını veriyoruz. Ülkemde Türkü, Kürdü, Hıristiyanı, Musevisi vs... 71 buçuk milyon ülke vatandaşı birlikte yaşıyoruz. Bizi bölmeye çalışanların oyunlarına gelmeyeceğiz. 29 Mart'ta bunun cevabını en güzel şekilde vereceğiz.