Joe Biden’ın diz çökme jestinin ömrü kısadır, unutulur
ABD Başkanı Biden, Rivlin’in danışmanı Rivka Ravitz’in 12 çocuk doğurduğunu öğrenince karşısında diz çöktü, olay oldu. Şu “diz çökme” aslında kölelik karşıtı hareketlerden türedi.
Mustafa Kemal ErdemolABD Başkanı Joe Biden’ın Beyaz Saray’da İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in danışmanı Rivka Ravitz’in 12 çocuk doğurduğunu öğrenince karşısında diz çökmesi olay oldu tabii. Bizim bazı gazeteler haberi “Biden İsrailli siyasetçinin önünde diz çöktü” diye verseler de fotoğraflarda öyle olmadığı görülüyor. Ravitz’in 45 gibi, bence hayli genç bir yaşta bu kadar çocuk dünyaya getirmesi tabii ki alışıldık bir durum değil.
Bir kadının özellikle bir siyasetçiye danışmanlık gibi hayli zamanını alan bir işte hem çocuk hem kariyer yapıyor olması (kadınlar elbette bunu başarabilseler de) hayli zor. Karşılaşsaydım, o an aklıma önünde diz çökmek gelir miydi bilmiyorum ama ben de takdirlerimi hanımefendinin önünde en azından eğilerek ifade etmek isterdim doğrusu.
TARİHE GEÇTİĞİ YOK TABİİ Kİ
Biden’ın da yaptığı bu aslında. Tabii hem şaşkınlığını hem hayranlığını ifade ederken eh biraz da alaycılık katmış tavrına belli ki. Sonuçta bu bir şakalaşma. Yoksa Biden’ın konuk Cumhurbaşkanı önünde diz çöktüğü yok. Tabii işin içinde İsrail olunca birçoklarının beyninde fena halde yerleşik olan “aslında İsrail tarafından yönetilen ABD” inancı doğrultusunda Biden’ın “dünyayı yöneten asıl patrona” biat gösterisi gibi de yorumlandı bu diz çökme meselesi. Yeri gelmişken belirteyim, İsrail’in gücü bu kadar abartılırsa emperyalizmi ıskalamış oluruz. Siyonizmin, emperyalizmin yanında esamesi bile okunmaz.
Biden’ın verdiği o görüntüye hemen “tarihe geçti” cümlesini yapıştırıverdiler. Evet ABD başkanlarının tuhaflıklar “tarihinde” bir yeri oldu elbette ama tüm insanlığın hafızasına kazınacak önemde olanlara layık gördüğümüz “tarihi” sıfatını böyle kolay harcamamak gerek. 1965’te Martin Luther King’in siyahların hakları için Alabama eyaletinin Selma kentinde diz çöküşüdür tarihi olan, Biden’ın şaklabanlığı değil.
Diz çökme bir eylem, bir protesto biçimi olarak girdi gündemimize. Amerikan futbolunun ünlü siyah oyuncusu Colin Kaepernick, bir maç sırasında ırkçılığı, polis şiddetini protesto etmek için Amerikan ulusal marşı okunduğunda bir dizi üzerine çökmüş, ayağa kalkmamıştı, anımsarsınız. Başına onca iş açıldı bu yüzden tabii. Sonra geçen yıl George Floyd’un polis tarafından vahşice öldürülmesi üzerine bazı polisler de bir dizleri üzerine çökerek siyahlardan özür dilemişti. Güzel görüntüydü doğrusu.
ÜÇ YÜZ YIL ÖNCE GÖRÜLDÜ
Bunlar sayesinde çok sık görür olduk ama dediğim gibi Martin Luther King, 1965’te bu eylemle hayli ses getirmişti. Öncesi de var tabii. Şu “diz çökme”, 18. yüzyılın kölelik karşıtı hareketleri sırasında türedi. İngiliz kölelik karşıtlığı tarihinde bir Josiah Wedgwood vardır, çömlekçiydi. 1787’de bir madalyon yapmıştı, madalyonun bir yüzünde diz dökmüş siyah biri “Ben insan ve kardeş değil miyim?” diye sorar. Çok güçlü bir etki bırakmıştı döneminde bu figür.
Şu Abraham Lincoln için köleliği ortadan kaldıran ABD başkanı derler. Üretimde artık köle emeğine yavaş yavaş ihtiyaç kalmayınca “kölelik karşıtı” olmuştur sözüm ona ama ırkçı herifin tekiydi. Siyahlar için son derece küçültücü anlamı olan “negro” sözcüğünü çok sık kullanırdı. Siyahların beyazlardan daha aşağı olduğuna da inanırdı. Bir diz çökme meselesi de onunla ilgilidir. Thomas Ball, 1876’da “Emancipation Memorial” adını taşıyan bir heykel yaptı. Hâlâ Kongre binası önünde durur. Kölelik karşıtlarının, solcuların tahrip etmelerinden, yıkmalarından korkulduğu için etrafı çitlerle çevrilidir lanet heykelin. Parasını eski kölelerin ödediği, tamamen beyazlardan oluşan bir komitenin tasarladığı bir heykeldir. Sözüm ona kölelerin özgürlüğünün simgesi olsun istenmişti. Bakın fotoğrafa, Lincoln, diz çökmüş, yarı çıplak bir “özgür” Afroamerikalının tepesinde duruyor. Düpedüz ırkçı imalar barındırır. Bir de bu heykeldeki gibi “diz çöktürülmüş” köleler var yani.
Antik dönem filozofları diz çökmeyi barbarlara özgü, kaba bir tavır olarak değerlendirirdi. Nasıl olduysa ortaçağda birden önemli bir edim haline geldi. Din yüzünden tabii. İncil’de vardır, diz çökerek dua etmenin daha iyi olduğuna ilişkin emirler, öğütler. Romalılar bölümünde Rab, “Her diz önümde eğilecek” der örneğin. Müslümanlar da genellikle dizlerinin üzerine oturarak dua ederler. Aynı zamanda bir din adamı olan Martin Luther King de Selma’daki eylemde diz çökmüş halde dua etmektedir. Hem bir sivil itaatsizlik eylemi hem dini bir ritüeldi yani yaptığı.
RİCA EDERKEN DE YAPILIR
Şimdi artık şu kabak tadı veren, dağda, bayırda, sevgiliye yapılan evlenme teklifi sırasında diz çökülmesi de “rica” temelli bir davranış türüdür. Binlerce yıl öteden gelme üstelik. Din adamlarına, egemenlere, zenginlere iletilmek istenen ne varsa diz çökülerek yapılırdı. Günümüzde sevgiliye teklifte bulunulurken diz çökmek daha sevimli tabii. Hem insan ancak kalbinin emri üzerine dizini bükebilir sevdiği birinin karşısında.
Biden, çok çocuklu bir danışman karşısında şaşırmış belli ki. Evet sık rastlanılan bir durum değilse de kadınların ne tür zorlukların üstesinden gelebildiklerini düşünerek bu kadar şaşırmamalıydı bana sorarsanız. Kadının önünde diz çökmesi içinde saygı da barındırsa öyle tarihi falan da değil.
Bir gün siyahların, ülkedeki azınlıkların, LGBT bireylerinin önünde diz çökerse bakın işte bu “tarihi” bir diz çökme olur.
Çöküşünü görürüz inşallah..