Joe Biden'ın ABD Başkanı seçilmesi Ankara'da nasıl karşılandı?
ABD'nin 46. Başkanı seçilen Joe Biden'ı kutlama konusunda acele etmeyen ülkelerden biri de NATO müttefiki Türkiye oldu.
BBC TürkçeABD'nin 46. Başkanı seçilen Joe Biden'ı kutlama konusunda acele etmeyen ülkelerden biri de NATO müttefiki Türkiye oldu.
Ankara'nın Biden'a dönük soğuk yaklaşımı, seçim sonuçlarının belirlenmesinden yaklaşık 24 saat geçmesine rağmen bir kutlama mesajının gönderilmemesiyle kendini gösterdi.
Açık bir şekilde dile getirmese de Türkiye'nin beklentisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın bir ilişki içinde olan Donald Trump'ın yeniden seçilmesiydi.
Ankara'da yapılan değerlendirmelerde, Amerikan halkının iradesinin saygıyla karşılandığı ancak seçim kampanyası sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "otokrat" bir lider olarak tanımlamasından dolayı, Erdoğan'ın Biden'ı ilk tebrik eden liderler arasında olmasının uygun görülmediği düşüncesi öne çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pazar günü gerçekleştirdiği iki farklı programda da Amerikan seçimleri ile ilgili görüş belirtmedi. Erdoğan'ın Pazartesi yapılacak Büyükelçiler Konferansı'nda Türk-Amerikan ilişkilerine dönük bazı değerlendirmelerde bulunabileceği kaydediliyor.
İlişkilerin iyi ya da kötü etkilenmeyeceğine, iyimserlikten çok gerçekçiliğe vurgu yapan Ankara, bu tavrıyla Amerikan seçimleri ve yeni başkanın göreve gelmesini düşük profilli bir anlayışla karşıladığı mesajını veriyor.
Ankara'dan Biden'ın seçilmesine ve bunun iki ülke arasındaki ilişkilere olası etkileriyle ilgili ilk değerlendirme ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan geldi.
Kanal 7 televizyonuna konuşan Oktay, yeni döneme ilişkin Ankara'nın ilkesel yaklaşımlarını üç mesajda sıraladı.
Herhangi bir ülkede seçimler sonucu gerçekleşen yönetim değişikliğinin iyi veya kötü olmayacağını, asıl olanın hükümetin dış politik tercihleri olduğunu kaydeden Oktay, Biden'ın gelmesinin de Türkiye açısından bir şey değiştirmeyeceğini kayda geçirdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, iki ülke arasındaki konuların "şahıslarla" ilgili olmadığına, "var olan kanallar" aracılığıyla ilişkilerin devam edeceğini kaydetti.
Oktay'ın ikinci önemli mesajı ise seçim kampanyalarında yaşanan gerilimlerin ardından bir normalleşme sürecinin başlamasına ilişkin oldu. Biden'ın kampanya sürecinde Türkiye karşıtı lobilerin de etkisiyle konuştuğu değerlendirmesinde bulunan Oktay, "Seçim döneminde bu tür söylemleri bazen normalin ötesine taşıyabiliyor. Bir seçim dönemi faktöründen sonra ister istemez bir normalleşme süreci yaşanacaktır. Dediğim gibi biz takip edeceğiz, izleyeceğiz ve gerçekler çerçevesinde de gereğini yapacağız" dedi.
'İYİMSERLİK DEĞİL GERÇEKLİK'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili konuşurken, Ankara'nın iyimserlik değil gerçeklik üzerinden konulara baktığını, taraflar arasındaki sorunlara da bu ilkeyle yaklaşacaklarını belirtti.
Fethullah Gülen'in iadesi, ABD'nin Barack Obama döneminden bu yana devam eden YPG'ye desteği gibi konularda yeni yönetime de baskı yapılacağını anlatan Oktay, "Talep etmeye devam edeceğiz ve bu anlamdaki baskımızı yoğunlaştırarak arttıracağız. Ümit ederiz ki terör örgütü veya örgütleriyle çalışmaya devam etmez Amerika, tercihini devletlerle birlikte çalışmaktan yana kullanır" ifadelerini kullandı.
Biden yönetiminin göreve gelmesinin ardından atacağı adımların çok yakından takip edileceğini, Beyaz Saray'ın bu süreçte Türkiye'yi ilgilendiren konularda "tek taraflı adım" atmaması beklentisinde olduklarını kaydeden Oktay, süreç içinde Erdoğan ile Biden arasında da bir diyalog mekanizmasının kurulmasının olağan bir gelişme olacağını vurguladı.
BEKLE-GÖR POLİTİKASI
Hem Oktay'ın açıklamaları hem de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun seçim sonuçlarının belirlenmesi öncesi yaptığı açıklamalarda, Ankara'nın Biden yönetimiyle çalışmak konusunda bir sorunu olmadığını, ancak Washington'un Orta Doğu başta olmak üzere politikalarının nasıl şekilleneceğini görmek istediğini ortaya koyuyor.
Biden'ın Trump'ın gündeme getirdiği "Yüzyılın Anlaşması'na" karşı bir tavır alması, Suudi Arabistan yönetimine de mesafeli olması gibi unsurları Ankara'nın olumlu karşıladığı kaydediliyor. Ancak Suriye'de YPG'ye dönük desteğin daha da görünür şekilde artma ve Doğu Akdeniz bunalımında Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yanında yer alması olasılıkları ikili ilişkilerde sorun yaratacak konular arasında gösteriliyor.
DIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU'NDAN 'İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME' MESAJI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da seçim sonuçlarının belirlenmesinden sadece bir gün önce yaptığı açıklamalarda Ankara'nın yeni yönetimle çalışmaya hazır olduğu mesajını vermişti.
Seçim sürecinde yapılan açıklamaların geride kalması gerektiği vurgusu yapan Çavuşoğlu, Trump ve ekibinin de 2016 seçimleri öncesinde Türkiye aleyhine siyasi mesajlar verdiğini ancak göreve gelmelerinden sonra bunların taraflar arasındaki ilişkilerde bir sorun yaratmadığını anımsattı.
Çavuşoğlu, "Şu anki yönetim iş başına gelmeden önce yönetimin içinde olan kişilerin seçim öncesi hatta darbe girişimi döneminde Türkiye aleyhine ağır eleştiriler yaptığını da gördük. Ama neticede 4 yıldır bu yönetim ile öyle veya böyle çalışmaya çalıştık, iş birliği yapmaya çalıştık, her zaman olmadı, inişler çıkışlar oldu" ifadeleriyle Biden yönetimiyle de benzer sürecin yanaşabileceği mesajını verdi.
Dışişleri Bakanı, Biden yönetimine daha somut bir mesajı da "Dolayısıyla kim seçilirse seçilsin Türkiye olarak aynı anlayışla herhangi bir ülkeye nasıl yaklaşıyorsak, yeni Amerikan yönetimine de aynı şekilde yaklaşacağız. Hangisi seçilirse seçilsin, seçimden sonraki yeni yönetimden bahsediyorum" diyerek kayda geçirdi.
İLİŞKİLERİ GELİŞTİRME MESAJI
Çavuşoğlu, ifade ettiği pozitif mesajları daha da ileri götürerek, "kim göreve gelirse gelsin" ilişkileri ileri götürme iradesinde olduklarını da kayda geçirdi:
"Kim göreve getirilirse getirilsin Amerikan halkı tarafından biz Türkiye olarak ilişkilerimizi geliştirme konusunda samimi bir tutum sergileyeceğiz. Var olan sorunlar çözümü konusunda da samimi adımlar atmak istiyoruz. Bu samimi adımların karşılığını da Amerikan yönetiminden görmek isteriz."
Liderler arasındaki samimi diyaloğun yarar getirdiğini, Erdoğan ve Trump'ın birçok sorunu birlikte aştıklarını anımsatan Çavuşoğlu, bununla birlikte ikili ilişkilerde çok ciddi meselelerinde yine aynı dönemde gündem geldiğini ve çözümsüz kaldığına işaret etti.
Çavuşoğlu'na göre bunların başında S-400 meselesi ve Türkiye'nin F-35 projesinden çıkarılması ile Fethullah Gülen'in iade edilmemesi ve YPG'ye Amerikan yardımının devam etmesi geliyor.