J.J.Rousseau ve Türkiye

Notre Dame de Sion Fransız Lisesi ve Eğitim Vakfı, Fransız yazar ve filozof Jean-Jacques Rousseau'nun 300. doğum yılı dolayısıyla, 02 Mayıs - 02 Haziran tarihleri arasında "Rousseau ve Türkiye / Düşler ve Kuramlar" başlıklı bir dizi etkinlik düzenleyecek.

cumhuriyet.com.tr

Kolokyum, konser, sergi, kısa film gösterimleri ve konferanstan oluşacak kutlama etkinlikleri, Mayıs ayı boyunca Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek. “Rousseau ve Türkiye” başlıklı uluslararası kolokyum, İsviçre Başkonsolosluğu’nun himayesinde düzenlenecek, Rousseau’nun Osmanlı ve Türkiye üzerine yazdıklarını ilk kez gün ışığına çıkartan bir sergi, etkinlikler arasında yer alacak. Ayrıca, Fransız Büyükelçiliği’nin himayesinde Türkiye’de ilk defa Rousseau tarafından bestelenen “Köyün Kâhini” isimli opera, konser versiyonuyla sahnelenecek.


Sergi ve kolokyum

 
2 Mayıs – 2 Haziran: “Rousseau ve Türkiye – Düşler ve Kuramlar ” sergisinin Notre Dame de Sion Fransız Lisesi La Galerie’de açılışıyla başlayacak.

2 Mayıs - 4 Mayıs tarihleri arasında “Uluslararası Kolokyum Rousseau ve Türkiye” Notre Dame de Sion Fransız Lisesi, Fransız Kültür Derneği, İFEA ortaklığında eşzamanlı çeviriyle, Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde gerçekleşecek.

2 Mayıs’ta ise, “Kabahat Rousseau’nun” çağdaş kısa filminin Fransızca ilk gösterimi Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde saat 19.30’da, ikinci gösterim ise, gene Fransızca olarak 16 Mayıs’ta Fransız Kültür Derneği’nde, saat 20.00’de olacak.

Paralel etkinlikler
 
4 Mayıs’ta  “Eskiler ve Yeniler: Jean-Jacques Rousseau Dönemi Müzik Tartışmaları” konseri Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde saat 19.30’da olacak. Les Paladins Topluluğu’nu yöneten J. Correas.

10 Mayıs’ta Kaynağı, Köyün Kâhini’ni Ele Veriyor başlıklı Müzikolog Prof. Jacqueline Waeber’in Konferansı (Duke Üniversitesi) eşzamanlı çeviriyle Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde saat 18.00’de olacak. Aynı gün “Köyün Kâhini” operası konser versiyonu J.Correas’ın yönetiminde Orchestra’Sion ve Les Paladins tarafından Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde saat 20.00’de sahnelenecek.
 
16 Mayıs’ta J-J Rousseau, Felsefeci bir Müzisyenin Dönüşümü
Martin Stern’in “J-J Rousseau, la conversion d’un musicien philosophe” (H.Champion/Slatkine 2012) başlıklı kitabı üzerine müzik ve felsefe söyleşisi eş zamanlı çeviriyle Fransız Kültür Derneği’nde, saat 18.30’da yapılacak.
 
31 Mayıs’ta “Rousseau’nun İlham Perileri; İlahî ve Yalnız” İstanbul’daki Fransız Liseleri öğrencileri tarafından hazırlanacak metin ve resimlerden oluşan Fransızca  gösteri. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde saat 11.00’de. Gösteriyi yöneten Véronique Sauger (France Musique). Ayn gün “Şakacı Bir Kelebek Bir Gülü Okşarken” J-J Rousseau şarkı ve metinlerinden oluşan Fransızca konser Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nde saat 19.30’de gerçekleşecek.            
 
 
J.J.Rousseau’nun Doğumunun Üç Yüzüncü Yılı
 
Notre Dame de Sion Fransız Lisesi Müdürü Yann de Lansalut’nun “Jean-Jacques Rousseau’nun Doğumunun Üç Yüzüncü Yılı” başlıklı etkinliklerle ilgili olarak yaptığı açıklama:
 
"Notre Dame de Sion Fransız Lisesi olarak, 2010 yılında düzenlediğimiz “Ressam Pierre Loti, Uzun Bir Yolculuk” Sergisinden sonra, yine Türkiye ile bağlantılı bir büyük yazarı tanıtmayı arzu ediyorduk. 2012 yılının Jean Jacques Rousseau’nun doğumunun üç yüzüncü yılı olması, bize bu olanağı sağladı.
 
Rousseau’nun Türkiye ile nasıl bir bağlantısı var diyebilirsiniz...
          
Öncelikle, mesleği saatçilik olan, Cenevreli baba Isaac Rousseau;  İsviçre’den İstanbul’a gelmiş; burada, Pera semtinde, Galata bölgesinde yaşamış ve Saray’ın saatçisi olmuştur.
 
2002’de, dönemin Beyoğlu Belediye Başkanı Sn. Kadir Topbaş ve Avrupa Jean-Jacques Rousseau Komitesi Başkanı Sn. Rémy Hildebrand bu özel duruma dikkat çekmek için Galata Kulesi meydanına  bir plaketi beraberce yerleştirdiler.
 
O zamandan sonra İstanbul Belediye Başkanı Sn. Kadir Topbaş birçok konuşmasında baba Rousseau’nun İstanbul’da yaşamış olmasından bahsetti;  Avrupa Jean-Jacques Rousseau Komitesi Başkanı Sn. Rémy Hildebrand ise bugün Martin Stern ile birlikte okulumuzdaki sergiyi düzenleyen kişi...
 
İsaac Rousseau’nun İstanbul’da yaşamış olması, Jean-Jacques’ın çocukluğunda babasının anlattığı öykülerden ve anılardan etkilenmesine neden olmuştur.
 
Jean-Jacques Rousseau, aynı zamanda, Diderot’nun,  Ansiklopedistlerin, Aydınlanma Yüzyılı felsefecilerinin dostudur;  çağdaş Türkiye’nin tasarlanmasında da belli bir etkileri olan önemli edebiyat, felsefe ve müzik simgelerinin o zamanki dostudur.
 
Rousseau ayrıca Türkiye üzerine, Montmorency Müzesi’nde “Dupin  yazıları dizisi” olarak bulunan ve bu sergide sunulacak olan yazılar da yazmıştır.
 
“Toplum Sözleşmesi” kitabı ise, Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerini -kısmen de olsa kendi eliyle uzun uzun altını çizecek, bazı sayfalarına açıklamalar yazacak kadar- esinleyen bir kitaptır.
 
Jean-Jacques Rousseau’nun bu eserinde nasıl yeni bir toplumun temelini atmakta sabırsızlanan bir yasa koyucuya dönüştüğünü görmek ilginçtir, nitekim Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atarken, Atatürk de  bir anlamda bunların uygulamasını yapacaktır. Bilindiği gibi  Fransa, insan hakları ve vatandaş hakları beyanları  da bu eserden esinlenmiştir.  Rousseau’nun bir ifadesinden esinlenen TBMM’de yazılı Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir sözünü de gene aynı fikirler çerçevesinde, burada belirtebiliriz.
 
Dolayısıyla, bizler, bu olağandışı, evrensel, aykırı, ikiliklere düşen, çelişkilerle dolu kişiliği keşfe açmanın önemli olduğunu düşündük. Rousseau muhakkak ki bitmez tükenmez bir konudur ve daha hakkında söylenecek çok şey vardır.
 
Eminiz ki, Sayın Martin Stern’in birazdan sizlere sunacağı programımız; üniversitelilere, müzikseverlere, öğrencilere; toplum sorunlarıyla, bilimle, müzikle, genel anlamda kültürle, kamusal varlıklarla ve hatta ekolojiyle ilgilenen herkese, düşünme ve tartışma yolları açacaktır. J.J. Rousseau’nun üç yüzyıl öncesinden, aynı romantizmi  müjdelemesi gibi, şimdiki ekoloji akımının da öncüsü olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Rousseau birçok devrimciyi etkilemiş, birçok devrime esin kaynağı oluşturmuştur. Atatürk bunlardan biri olabilir ancak ondan önce, doğrusunu söylemek gerekirse,  farklı renklerde olsa da, Marx ve Hegel de büyük olasılıkla ondan esinlenmiştir.
 
Rousseau’nun her yönüyle sevmek, tüm fikirlerini benimsemek zorunda değiliz  ancak  o, tartışmasız  edebiyatın ve çağdaş fikirlerin “dayanaklarından” biridir. Bu açıdan, özellikle de yazarın doğumunun üç yüzüncü yılı kutlamaları dolayısıyla, Rousseau’nun üzerinde durmak gerekli ve anlamlıdır. Cenevre, Washington, Paris, Londra gibi dünyanın büyük kentleri ile birlikte, İstanbul da onu inceleyebilmeli ve onurlandırabilmelidir.
"