Japonya’dan Gezi’ye selam
Venedik Uluslararası Mimarlık Bienali’nin en heyecan verici işlerinden biri Japonya Pavyonu’nda. Dünyadaki kitlesel ayaklanmaların çizildiği duvar işinde Arap Baharı ve Occupy eylemleri yanında Gezi Direnişi de resmedilmiş. AKM’nin de olduğu kalabalık Taksim Meydanı çizimi, izleyenleri bir anda 2013’e götürüyor.
Emrah KolukısaVenedik son yılların en sıcak mayısını yaşıyor olabilir mi? Dünyanın en turistik, en romantik ve en kalabalık kentlerinden birinde yürürken aklıma gelen sorulardan sadece biri bu. Türkiye’de olsa muhakkak bir yetkili çıkar “Son 149 yılın en sıcak gününü yaşıyoruz” diye demeç verirdi diye geçiriyorum aklımdan, bu kez Arsenale’nin kapısındaki kuyrukta beklerken. Kuyruk uzun ama ilerleme hızlı; birkaç dakika içinde elimizdeki davetiye basılı barkodumuzu okutup kimlik kontrolünün ardından sergi alanına atıyoruz kendimizi ve içerideki serinlikle rahatlıyoruz. Şimdi artık biraz sakinleşme ve Türkiye Pavyonu’ndaki açılışa dek etrafı gezip Mimarlık Bienali’nin bu yıl “Free Space” (Serbest Uzam) olarak belirlenen teması üzerine kimler ne yapmış, görüp inceleme vakti.
Yaklaşık 2 saat süren turun ardından Arsenale’de yer alan kimi işlerden bir hayli etkileniyoruz ve diğer basın mensubu arkadaşlarla notlarımızı karşılaştırıyoruz. Açıkçası bugünlük benim favorim Barselona’daki eski bir kooperatif binasından dönüştürülerek yapılan ve yeni dramatik araştırmalar için ayrılan tiyatro binası Sala Beckett’in ön ve arka planlarının (tüm iç aksamı dahil, tarihi belgelerle sergileniyor ve irili ufaklı bir çok mimari modelle destekleniyor) göz önüne serildiği bölüm oluyor. Henüz hiçbirimiz ertesi gün Giardini (Bahçe) bölümünde göreceğimiz Japonya, Hollanda, ABD Fransa gibi ülke pavyonlarında bizi bekleyen asıl büyük sürprizlerden haberdar değil ve haliyle herkesin aklında Türkiye Pavyonu’nda nasıl bir ortamla ve nasıl bir işle karşılaşacağımız sorusu var.
İlk izlenim çarpıcı
Vakit gelip de açılış için Türkiye Pavyonu’na girdiğimizde görsel bir sürpriz bekliyor bizi. Mavi rengin hemen her yeri kapladığı bir ışıklandırma var içeride ve uçlarından yükseltilerek havalandırılmış çadır benzeri 7 büyük yerleştirme... Her birinin altında oturulmak için konmuş kübik tabureler ve bir de ekran var. Kısa filmlerin gösterildiği (Youtube üzerinden hepsine ulaşmak mümkün bu arada) bu ekranların her birinde Türkiye Pavyonu’nda düzenlenecek atölyelerin temalarına uygun çağrışımlar ve anıştırmalar bekliyor ziyaretçileri. Tek tek her birine girip izliyoruz ve buradaki her şeyin merakımızı daha da kamçıladığını fark ediyoruz. Heyecan verici bir süreç bekliyor bienal katılımcılarını doğrusu ama sanki her şey sona yaklaştığında bir kez daha gelip, tüm bu atölyelerden neler çıkmış bakıp analiz etmek gerekiyor, gibi geliyor bize.
Tam bu noktada İKSV’nin basın bülteninde yer alan şu ifadeleri tekrar hatırlatmakta yarar var belki de: “Dünyadan mimarlık öğrencilerinin katılımıyla zaman içerisinde şekillenerek gelişecek ve bienalin sona ermesiyle tamamlanacak olan Vardiya projesi, alışılagelmiş anlamda bir sergi içeriği sunmayacak. Bienal süresince, 16 ülkeden 122 mimarlık öğrencisi, haftalık 10’ar kişilik vardiyalarla Venedik’e gelerek, farklı temalar etrafında atölye çalışmaları geliştirecek ve film, enstalasyon, maket, fanzin, üç boyutlu baskı gibi pek çok farklı formatta özel içerikler üretecek. Atölye çalışmalarının yanı sıra projenin web sitesinden canlı yayımlanacak 50 dijital buluşma ve 6 uluslararası konuk konuşmacının katılacağı sohbetlerle Türkiye Pavyonu, bienalin açık kalacağı 25 hafta boyunca yaşayan bir buluşma ve üretim mekânı olacak.”
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile Türkiye Pavyonu eş sponsorları adına Schüco Türkiye Genel Müdürü Can Eren, VitrA adına Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Ali Aköz ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Şaban Karataş ile İletişim Koordinatörü Doğan Güngör de katıldığı açılışın ardından yine Venedik sıcağına atıyoruz kendimizi ve 2 saat sonra başlayacak açılış resepsiyonuna ve ardından gelecek akşam yemeğine hazırlanmak üzere otele dönüyoruz.
Japonya’dan Gezi’ye selam
Giardini’deki ülke pavyonlarını gezerken bir sürprizle karşılaşıyoruz. Bienal’in en etkileyici sergilerinden birini oluşturan Japonya Pavyonu’nda dünyadaki sosyal ayaklanmaların sergilendiği bir duvar işi var ve Arap Baharı, Occupy eylemleri gibi hadiselerin yanında Gezi Direnişi’ne ait çizimler de görüyoruz. Geri planda AKM’nin görüntüsünün yer aldığı kalabalık bir Taksim çiziminin ön planında bir genç kızın selfi yaptığı duvar işi bir anda 5 yıl önceye götürüyor bizi. Hele bir de genç kızın elindeki telefonda zabıtadan biber gazı yiyen ve o anın bir fotoğraf karesiyle ölümsüzleştirilmesi sonucu Gezi Direnişi’nin sembollerinden birine dönüşen Kırmızılı Kız detayını görünce...
Ödül İsviçre’nin
16. Venedik Uluslararası Mimarlık Bienali’nin büyük ödülü olan Altın Aslan, İsviçre’ye verildi. Sofía von Ellrichshausen (Jüri Başkanı-Arjantin), Frank Barkow (ABD), Kate Goodwin (Avustralya), Patricia Patkau (Kanada), Pier Paolo Tamburelli’den (İtalya) oluşan jüri ödülü İsviçre’ye evsel uzamın boyut sorunlarını eğlenceli bir şekilde ele alan ilginç mimari yerleştirmesi için verdiğini açıkladı. Jüri ayrıca İngiltere’ye Özel Mansiyon; Portekizli Eduardo Souto de Moura’ya ise En İyi Bireysel Katılımcı ödülünü verdi.