"Jandarma istihbaratçılarını cinayeti işleyenlerle aynı masada gördüm"
Hrant Dink cinayeti davasının bugünkü duruşmasında ihmali bulunduğu belirlenen kamu görevlileri ve cinayeti ihbar edenlerin sorgusu yapılıyor.
cumhuriyet.com.tr
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Fethullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de aralarında bulunduğu 7'si tutuklu, 10'u firari 85 sanığın yargılamasına devam ediliyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde süren duruşmaya, eski Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek'in de aralarında bulunduğu 5 sanık tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı.
Erhan Tuncel'in de aralarında yer aldığı 12 tutuksuz sanık ile taraf avukatları da hazır bulunduğu duruşmada tutuklu sanık eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer ise katılmadı.
RİZE EMNİYET MÜDÜRÜ: OLAYI BASINDAN ÖĞRENDİM
Duruşmada, mahkemeye gelen evrakların okunmasının ardından ilk olarak cinayet tarihinde Rize İl Emniyet Müdürü olan, 2003-2006 tarihleri arasında İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Şahmaz Demirtaş'ı dinlendi.
Olay tarihinde Rize İl Emniyet Müdürü olduğunu söyleyen Demirtaş, olayı basından öğrendiğini belirterek, "Olayın aydınlatılmasını sağlayacak bir bilgiye sahip değilim" dedi.
17 Şubat 2006 tarihinde Trabzon Valiliği'nden İstanbul'a gönderilen ve cinayeti ihbar eden belgenin sorulması üzerine, cinayeti bildiren yazıyı geç gördüğünü söyleyen Demirtaş, yazının şubeden şubeye yazıldığı söyledi.
Dink ailesi avukatı Hakan Bakırcıoğlu Demirtaş'a Trabzon'dan gelen yazının denetlemesinin yapılıp yapılmadığını sordu. Demirtaş ise kimsenin denetlemediğini söyledi. Bakırcıoğlu bu sefer istihbarattan sorumlu müdür yardımcısı olarak kendisine hangi bilgilerin geldiğini sorudu. Demirtaş "Müdür yardımcısı olarak gelen bilgiler il emniyet müdürü ya da müdür yardımcısı ibaresiyle gelirse benim önümden geçerdi" ifadesini kullandı.
Önceki celse tanık olarak çağrılan dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan bu duruşmada da tanık sıfatıyla hakim karşısına çıktı.
'ERHAN TUNCEL TRABZONDAKİ TÜM GÖREVLİLERİ MİT'E KADAR TANIYORDU'
Şahmaz Demirtaş'ın ardından, cinayet gününü anlatan tanık İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan, silahlı saldırıya ilişkin görüntüler yayınladıktan birkaç saat içinde Trabzon’dan gelen bilgiyle Ogün Samast'ın peşine düştüklerini iddia etti:
"İhbar hattına bine yakın telefon geldi. İl çıkışında tedbir aldık. Akşam saatlerinde Samsun otogarında silahıyla birlikte yakalandı. Katilin yaşı küçüktü, soruşturma çocuk şubesiyle birlikte yürütüldü. 2 özel savcı görevliydi. Yasin hayal ve çevresi Trabzon’dan toparlanıp şubemize getirildi. 'Elazığlı Erhan' denilen şahsı istedik. Sabah getirildi. Erhan Tuncel 'istihbarat elemanı' olduğunu söyleyince sorguya ara verdik. Normalde bir istihbarat elemanı 'ben istihbarat elemanıyım' demez. Şuça karışmış bir kişiydi. Trabzonda tüm görevlileri MİT’e kadar tanıyordu. Durup garipti. Bu durum, bakana kadar yetkili üstlerimizle paylaşıldı. Ramazan Akyürek geldi. Erhan’ın Trabzon’da elemanlıktan çıkarıldığını söyledi. 'Yapabiliyorsanız siz eleman yapın dedi'. Erhan’ın bize beyan ettiklerini bir tutanak haline getirip savcıya gönderdik. Erhan savcıya mülakat şeklinde bize anlattığı herşeyi anlattı. İfade aşamasında ise avukatıyla görüştükten sonra susma hakkını kullanacağım dedi ve ifade vermedi. Cinayet hazırlığının yapıldığı Trabzon’a yolladığımız ekip faillerle aynı çevrelerden çok sayıda kişi topladı. Bir kısmını İstanbul’a getirdik. Tutuklananlar oldu.
GÖRÜNTÜ KAYITLARI İSTANBUL EMNİYETİNDEN ÖNCE ALINMIŞ. DOSYADAKİ KAYITLAR SİLİNMİŞ
Biz görüntülerden katili tesbit etmeye çalışırken, Erhan Tuncel akşamdan beri Trabzon emniyetinde ifade verdiğini ve failin ismini verdiğini söyledi. Bize bu bildirilmedi. Bu hiç normal değildi. Trabzon Emniyet Müdürlüğünü aradık 'haberim yok' dedi. Çevredeki görüntü kayıtlarını hemen topladık. Akbank görüntüsü ertesi gün geldi. Aile ve avukatlara da görüntüleri gösterdik. Kayıtlarda bir eksiklik yoktu. Fakat Akbank olay öncesi kayıtlar bizim dışımızdaki da birileri tarafından alınmıştı. Daha sonra savcıdan öğrendim ki, soruşturma dosyasında bazı kayıtlar ortadan kaybolmuştu. Bu olağan bir durum değil. İstihbarat birimleri bunu yapamaz."
Kayıp görüntülerin ve görüntüleri alan kişilerin bulunması gerektiği halde bulunmadığını belirten İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan, görüntülerin 2 görevli tarafından alınmasının normal olmadığını da vurguladı.
''DİNK'E DÖNÜK TEHDİT BİLGİSİ BİZE HİÇBİR ZAMAN AKTARILMADI'
Hrant Dink’e yönelik diğer saldırıları soran Avukat Bahri Belen'e Ermeni Konferansı'nda ve benzer durumlarda tedbir aldıklarını söyleyen tanık Selim Kutkan, "Dink’e dönük tehdit bilgisi bize hiçbir zaman ulaşmadı. Dink cinayeti ve hazırlığıyla ilgili olay öncesi ve sonrasında bize Trabzon veya istihbarat dairesinden aktarılmış hiç bilgi yoktur. TEM’e gelen tüm Evrakları olay sonrası geriye doğru tarattım. Olsaydı şahısları yakalamaya gitmemiz gerekirdi."
Dink’e yönelik mahkemelerde eylem yapan kişi ve gruplarla ilgili bir şey yapmadıklarını da belirten Kutkan, olayları Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerinin takip etmiş olabileceğini söyledi: "Dink ile ilgili cinayet öncesi bilgi belge istihbarat şubede vardır. Bizde yoktu ve bizimle paylaşılmadı."
Avukat Hakan Bakırcıoğlu, Dink’e yönelik 2004’te başlayan yoğun saldırılara rağmen neden koruma prosedürü başlatılmadığı konusunu Orhan Pamuk örneğiyle sordu. Geriye dönük evraklara bakma fırsatları olmadığını yineleyen Kutkan, Koruma Şubesi'nin de konuyu kendilerine hiç sormadığını belirtti:
"Dink’in terör örgütlerinin hedefi olduğuna dair operasyonel bir bulgumuz olsaydı bunu yazardık. Orhan Pamuk konusunda şubemize de soruldu görüş bildirdik. Hrant Dink konusunda böyle bir süreç hiç olmadı. Asayiş toplantılarında Dink adı gündeme hiç gelmedi. Ermeni vatandaşlara ve kurumlara yönelik tehdit ve tedbirler konusundan haberim Yok. O tarihte görevde değildim. Cinayet sonrası Trabzon Jandarması, ekibimizin önünü kesip burada çalışma yapamazsınız dedi."
'KİMSEYE BİLGİ VERMEYİN' ANONSU HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ
Pelitli’de hoparlörden yapılan 'kimseye bilgi vermeyin' anonsu hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyen Selim Kutkan, tarihini hatırlamadığını iddia ettiği anonsla ilgili birşey yapmadıklarını söyledi.
Müdahil avukatların soruları ve Selim Kutkan'ın yanıtlarının ardından Savcının sorularına geçildi. Savcının sorularını yanıtlayan Kutkan, "Cinayetten 3 gün sonra Ramazan Akyürek geldi. Kısa süre kaldı. O gün veya sonraki toplantılarda Cerrah'ın (Celalettin Cerrah) cinayeti önceden bildiren evrakın imhası talebini hiç duymadım. Bunu yapmak kolay da değil zaten. Ramazan Akyürek ifadesini değiştirdi. Cerrah toplantıda tanıklar huzurunda evrakı imha isteğini söyledi demişti sonra odasındaki özel telefondan beni arayıp söyledi" dedi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan'ın tanıklık ifadesini tamamlaması sonrası duruşmaya verilen aranın ardından, dönemin Terörle Mücadele İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hakan Aydın Türkeli'nin tanık olarak dinlenmesine geçildi.
'CİNAYETTEN SONRA İSTİHBARAT BAŞKANLIĞI İLE İSTANBUL EMDİYETİ ARASINDA GERGİNLİK OLDU'
Meslek hayatının yedi senelik süresinin İstanbul'da geçtiğini belirten Türkeli, Dink cinayetinin işlendiği gün yurtdışında olduğunu söyledi.
Cinayet sonrasında Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ekibinin yakalanması ve sonrasındaki süreci anlatan Türkeli, Yasin Hayal'in gözaltındayken Elazığlı Erhan diye birinden bahsettiğini bunun ardından ellerinde açık kimlik bilgisi olmadığı halde Trabzon Emniyet Müdürlüğünün Erhan Tuncel'i yakalayarak kendilerine gönderdiğini ifade etti.
Erhan Tuncel'in polis muhbiri olduğunu söylediğini ve cinayete ilişkin bilgileri Trabzon Emniyet'indeki polis memurlarına anlattığını ancak avukatıyla ifade vermeye başladığında susma hakkını kullandığını belirten Türkeli, cinayetten sonra Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ile İstanbul Emniyeti arasında bir gerginlik olduğunu da anlattı.
'JANDARMA İSTİHBARATÇILARINI CİNAYETİ İŞLEYENLERLE AYNI MASADA GÖRDÜM'
Trabzon’dan cinayetle ilgili BİMER'e verdiği yazılı bilgiyi anlatan tanık Galip Taşkın, "Simaen tanıdığım jandarma istihbaratçıları veysel ve Okan (ki trabzonda herkes bunları bilirdi) cinayeti işleyen kişilerle aynı masada gördüm. Araştırılsın diye yazdım. Dink cinayetini işleyen çocuklara simaen benziyordu gördüklerim. Okan ve Veysel adlı istihbaratçılarla konuşuyorlardı lokantada. Olaydan önceydi benim gördüğüm tahminen 2006 Aralık ayıydı. Belki devlete bir faydamız olur. Kabahatleri varsa cezasını çeksinler diye düşündüm."
Okan Şimşek'in avukatı tanığın on yıl sonra alınan savcılık ifadesini okuması üzerine Galip Taşkın, olaydan çok zaman geçti tarih marih hatırlamıyorum. Savcı internet formuna yazdıklarımı okudu ben de onayladım. Ben kimseye iftira atmıyorum. Olay ve kişileri karıştırmıyorum. Tarihi tam hatırlamıyorum. 2013’te ihbarı yaptım." dedi.