İzmir’e sahip çıkanların mücadelesi başladı

Erdoğan’ın “İstanbul’a ihanet ettik” itirafından sonra rantta sıranın İzmir’e geldiğini söyleyen İzmirliler, “İzmir’e Sahip Çık Platformu” adı altında birleşti. İzmir’in “yaşanabilir” kalması için ortak mücadele çağrısı yapan platformun en sıcak konusu, AKP’nin Körfez Tüp Geçiş Projesi.

Hakan Dirik

İhanetin birinci ağızdan itiraf edildiği İstanbul’un ardından rantçı çevrelerin gözünü diktiği İzmir’de, kentin geleceğini kurtarmak isteyenler “İzmir’e sahip çık” platformu şemsiyesi altında birleşti. TMMOB’ye bağlı meslek odalarının İzmir şubeleri, Ege Çevre Platformu ve Doğa Derneği’nin yürütücülüğünü üstlendiği platform, kent ve çevresinin “yaşanabilir” kalması için ortak mücadele çağrısı yapıyor. Platformun gündemindeki en sıcak konu, İzmir Körfezi’ni tehdit eden körfez tüp geçiş projesi. AKP’nin gündeme getirdiği proje, sit derecesi düşürülen Çeşme Yarımadası ve kent merkezinde rantçıların gözbebeği İnciraltı’nı tüp geçişiyle Kuş Cenneti’nin bulunduğu bölge üzerinden İstanbul otoyoluna bağlamayı öngörüyor.

Platform bileşenlerine göre ise proje İzmir’e çizilen rant senaryosunun en önemli parçası. İzmirlileri bu konuda, “Ardı ardına gelen yönetmelik, sit derecelerindeki değişiklikler, üst ölçek plan kararları ve büyük ölçekli mega proje olan körfez tüp geçisi ile İzmir’in, doğal yapısından gitgide uzaklaşan, ekolojik değerlerini kaybeden, betonlaşmaya teslim edilmiş, parça parça plan değişiklikleri ile yüksek rant artışlarının önünü açan, kıyılarını betona teslim eden rant talanı altında sağlıksız bir kent olacağı ortadadır. Bu gidişat bir an önce engellenmelidir. Yoksa Ege’nin incisi İzmir; tarihi, kültürel ve doğal hiçbir değerini geleceğe taşıyamayacaktır” diye uyarıyor.

Yarın çok geç...

Kenti tehditleri derleyen platform özetle şu görüşleri dile getiriyor: “Kentte uygulanacak rant politikalarına yönelik yasa ve yönetmeliklerde değişiklikler yapılmıştır. Çeşme Yarımadası yapılaşma baskısıyla bir tehdit altına girecektir. Efemçukuru’nda altın madeniyle, bölgemizdeki birçok alanda taşocaklarıyla doğamız daha fazla kâr adına tehdit altına sokulmaktadır. Termik santral projeleriyle kentimiz soluk alınamaz hale getirilmektedir. Talan projelerine bugün karşı çıkmazsak yarın çok geç olacak. Güzel İzmirimiz’in tarihi, kültürel, doğal bütün değerleri gözümüzün önünde bir bir yok olup gidecektir. Merkezi yönetimin İzmir’e dayattığı bu rant ve talana karşı hukuki, siyasi yollarla karşı çıkmalıyız.”