İzmir’deki Suriyeliler arasında ülkelerine dönmek isteyen de var
İzmir, Türkiye'de Suriyeli sığınmacı nüfusunun en kalabalık olduğu 8'inci il. Kentteki Suriyelilerin bazıları Avrupa’ya geçmek istiyor, bazılarıysa Türkiye’de kalmak istediklerini söylüyor. Ülkelerine geri dönmek isteyen Suriyeliler ise Esad yönetiminin kontrol ettiği bölgelere dönüklerinde tutuklanacakları endişesi taşıyor.
Muhammed Özmen / İZMİR
Yaklaşık 40 bin Suriyelinin Kurban Bayramı için Suriye'ye geçmesi, Türkiye'nin sığınmacı sorununu yeniden gündeme getirdi. Cumhuriyet Ege olarak İzmir'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların yaşamına ayna tutmaya çalıştık. İzmir, Türkiye'de Suriyeli sığınmacı nüfusunun en kalabalık olduğu 8'inci il. Kentte yaşayan 144 bin 230 Suriyeli sığınmacının en yoğun yaşadığı ilçe ise Konak. İlçenin tarihi Basmane semtinden Kadifekale'ye uzanan bölgesi son yıllarda sığınmacıların akınına uğramış. Birçok Suriyeli bu semtlerde, kentsel dönüşüme gireceği için boşaltılan binalarda ikamet ediyor. Bölgede, Türkçeden çok Arapça tabelalar, yalnızca Suriyelilerin gittiği dükkânlar, Suriyelilere özgü ürünler dikkat çekiyor. Suriyelilerin yaşadığı semtlerde yer yer Afganistan, Bangladeş, Özbekistan, Senegal ve Gine uyruklu göçmenlerin de bulunduğu göze çarpıyor.
Dönersem tutuklanırım
İzmir'e gelenlerin bazıları Avrupa’ya geçmek istiyor, bazılarıysa Türkiye’de kalmak istediklerini söylüyor. Ülkelerine geri dönmek isteyen Suriyeliler ise Esad yönetiminin kontrol ettiği bölgelere döndüklerinde tutuklanacakları endişesi taşıyor.
Bu endişeyi taşıyanlardan birisi de 6 yıl önce Halep'ten İzmir'e göç eden elektrik mühendisi Ahmet Urfalı. Soyadı dikkatimizi çekince atalarının Osmanlı döneminde Şanlıurfa'dan Halep'e göç ettiğini, köklerinin Türkiye'de olduğunu söylüyor. Ahmet Urfalı, Agora'da tavuk satan bir dükkânda kasaplık yapıyor. Haftalık 600 lira aldığını belirten Urfalı, “Suriye'de 21 yıl eğitim aldım. Üniversite okudum, elektrik mühendisiyim. Diplomam kayıp, ülkeme gidip çıkaramıyorum. 3 çocuğum var, biri Türkiye'de doğdu. Onlar için çalışmam lazım. Esad gittiği zaman ülkeme dönmek istiyorum. Hiç silah kullanmadım, kavga bile etmedim. Ama ülkeme dönersem Türkiye'ye geldiğim için tutuklanacağım ve yeniden askerlik yapacağım” diyor.
“Kriz” kelimesini Suriyeli sığınmacılar da kullanıyor. Evinin önünde karşılaştığımız Meysun Abdulhadi isimli bir kadın savaştan oğlu, gelini ve torunlarıyla birlikte kaçtıklarını, 2 yıl Şanlıurfa'da kaldıktan sonra İzmir'e geldiklerini ifade ediyor. Oğlunun burada bir süreliğine beyaz eşya tamirciliği yaptığını söyleyen kadın, şimdilerde “kriz” nedeniyle işsiz kaldığını belirtiyor. Meysun Abdulhadi İzmir'deki yaşamlarını, “Türkiye'den memnunuz. Evimizin kirası 600 lira. 2 adet ‘Hilal Kart' için verilen 1200 lira ile geçiniyoruz. Suriye'de hiçbir şeyimiz kalmadı, dönmek istemiyoruz” cümleleriyle anlatıyor.
Suriyelilere ayrımcılık yapılıyor
Bölgede karşılaştığımız az sayıda Türk esnaf, Suriyelilere hastanelerde öncelik tanındığı, elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödemediklerini savunuyor. Uzun yıllardır Yenimahalle'de bakkallık yapan Behiye isimli kadın, “Ben çocukken burada Rumlar yaşardı, iç içe yaşardık. O zamanlar muazzamdı, şimdi devletimiz buralarla ilgilenmiyor. Terk edilmiş bir mahalle gibi oldu. Yakında burası Suriyelilere kalacak. Devletimiz bizden çok Suriyelilere yardım ediyor” sözleriyle Suriyelilerin gönderilmesi gerektiğini savunuyor. Müşterilerinin 4'te 3'ünün Suriyeli olduğunu söyleyen bir eczacı ise “Onlar için tercüman çalıştırıyoruz. İlaç almaya gelen Suriyeliler, bizim vatandaşımız gibi ilaç alırken yüzdelik pay ödemiyor, yalnızca ilaç fark ücreti ödüyorlar, bu da ilaç başına 2 lira, 3 lira gibi bir meblağ oluyor. İlaçlar bedava olduğu için gerekli-gereksiz hemen doktora gidip ilaç alıyorlar” diye konuşuyor.