İzmir'deki 33 yıllık yasak bitiyor mu?
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Ege Üniversitesince (EÜ) İzmir Körfezi'nde kirlilik nedeniyle 33 yıl önce başlayan avlama yasağının sonlandırılması için yürütülen projede olumlu verilere ulaşıldı.
AAİzmir Körfezi'nde 1982'de üst seviyeye ulaşan ve av yasağı konulmasına yol açan kirlenmenin güncel verilerine ulaşılması ve av durumun değerlendirilmesi amacıyla EÜ Su Ürünleri Fakültesi yürütücülüğünde başlatılan "İzmir İç Körfez'de Amatör Olta Balıkçılığının İzlenmesi ve Yakalanan Türlerin Tüketilebilirliğinin İncelenmesi Projesi" devam ediyor.
Proje yürütücüsü Doç. Dr. Ali Ulaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir Körfezi'nin 33 yıl önce her türlü avcıya ve avcılığa kapatılmasına rağmen amatör balıkçıların bölgede avlanmayı sürdürdüğünü söyledi.
Körfezdeki son durumun belirlenmesi için temmuz ayında başlattıkları proje kapsamında toplanan balıklarda ağır metal, pestisit, dioksin gibi maddelerin bulunup bulunmadığını araştırdıklarını ifade eden Ulaş, "Amacımız, İzmir Körfezi'nde amatör olta balıkçılığında yakalanan türlerin insan gıdası olarak tüketilip tüketilemeyeceğini tespit edip bunu Bakanlığa sunmak. Tabii ki bunun sonucunda Bakanlığın da bu bölgenin avcılığa açılmasıyla ilgili ciddi çalışmalar yapacağına inanıyoruz" dedi.
"İstavrit gibi türlerde herhangi bir tehdit görünmüyor"
Ulaş, körfezde yaşayan çipura, kefal, isparoz, istavrit, mırmır, sarı kulak kefal, topan kefal, mavraki kefal ve lidaki türleri üzerinde araştırma sürdürdüklerini belirterek araştırmada 5 aylık örneklem süresini tamamladıklarını aktardı.
Bazı türlerde ilk sonuçlara ulaştıklarına işaret eden Ulaş, şöyle devam etti:
"Körfezde oltayla en fazla çipura, kefal, isparoz, istavrit gibi türler yakalanıyor. Alınan örnekler üzerindeki incelemelerimiz devam ediyor. Şu an kesin bir yargıya varmak için çok erken ancak alınan ilk neticeler, birçok türde olumlu. Özellike çipura körfezde 3-4 ay bulunan bir balık. Körfezden alınan çipuraların değerlerinde dioksin ve ağır metal açısından insan sağlığına tehdit oluşturacak bir değere rastlanmadı. İstavrit gibi türlerde de herhangi bir tehdit şu an için görünmüyor. Fakat bazı türlerde özellikle ısparoz türünde dioksin ve ağır metal değerlerimiz normalin biraz üzerinde çıktı. Örneklem almaya devam ediyoruz. Kesin sonuçlara ulaşabilmek için proje süresinin tamamlanması gerekiyor."
"Hem ben yiyorum hem de çocuğuma yediriyorum"
İzmir Körfezi'nde amatör olta balıkçılığı yapan Yavuz Durmuş, haftada iki gün balık avlamak için sahile indiğini anlattı.
Balık avlamaktan çok hoşlandığını dile getiren Durmuş, "Körfez kesinlikle pis değil temizdir. Ben, balık işiyle uğraşıyorum. Buranın balığı birçok yerden iyidir. Hem ben yiyorum hem de çocuğuma yediriyorum, hiçbir sıkıntı veya herhangi bir koku yok. Denize bakarsanız dibi dahi görünüyor" diye konuştu.
Amatör avcılardan Gülperi Yurdakul da çocukluğundan beri balık avlamayı sevdiğini ve havanın güzel olduğu günlerde körfeze balık avlamak için geldiğini ifade etti. Körfezden tuttuğu balıklarda herhangi bir sıkıntı bulunmadığını ve tadının çok iyi olduğunu savunan Yurdakul, balık tutan kadın sayısının da arttığını kaydetti.