'İzmir benim genime işlemiş'
Türkiye’nin en büyük gemi filosunun sahibi. 23 ülkede 7 bin 300 çalışanı olan bir patron. Denizcilik, liman işletmeciliği ve lojistik hizmetleri ile uluslararası bir holding olan Arkas’ın sahibi Lucien Arkas, sanata, spora ve İzmir’e olan aşkını anlattı.
Mehmet İnmezTürkiye’nin 61 şirkette 7 bin 300 kişiye işimkânı sağlayan vergi rekortmeni sıralamasında ilk sıraları hiç bırakmayan Arkas Holding patronu Lucien Arkas, “İzmir insanını İzmir imbatını sevdiğim kadar severim” diyerek kente âşık olduğunu anlatıyor. Yatırımlarını İzmir’e yapan Picasso ve Ara Güler sergilerini kente getirip ücretsiz ziyaretleri sağlayan sanatsever patron Lucien Arkas, sanata, spora yaptığı yatırımları anlatarak gençlere öğütler verdi.
Sanata ve spora olan aşkınız ne zaman başladı?
Ben gençken çok spor yapamadım. Yapamamanın getirdiği bir istek kaldı. Bizim okulda voleybol oynanırdı. Gözlük olduğu için iyi oynayamıyordum. O zaman, “Voleybol oynayamadım bu sefer yaptırayım” dedim. Öyle başladı spor aşkı. Sonra aldı büyüdü. Düzgün yapmaya çalışıyoruz. Çocukları yetiştirip, kendi oyuncularımızı yetiştirmeye karar verdik. Bugünlere geldik.
Ayda kaç kitap okuyorsunuz?
Okumayı ve sanatı çok severim. Sanatla tarih beraberdir, ayıramazsınız. Tarihi sevmek, mecburen o günleri yaşatma ihtiyacı duyar. Bende birşeye başladığımzaman peşini bırakmam. Başlayıp yarı yolda bıraktığım iş yoktur. Bol bol kitap okuyorum.
Sergiler ve müzeler açtınız. Devamı gelecek mi?
Paylaşmayı da seviyorum. Sofrada tek başına yersenmutsuz olursun, kalabalık olursamutlu olursun. Ben de paylaşmayı bu nedenle seviyorum. Bu sanata kendi başıma baksam, anlatsam aynı keyif değil. Paylaşmak için sergiler müzeler açtık insanlarla paylaşmak için. İnsanların gelmesi ve görebilmesi için ücretsiz yaptık. Ticari amaçla değil, paylaşmak için yapıyoruz. Onlar da misafirimiz olsun sanatı ve tarihi görsünler prensibinden gittik. İnsanlartakdir ediyor vemutlu oluyoruz. Tabii devamı gelecek.
Sanata olan katkınız nereye kadar devam edecek.
Birçok sergilerimiz oldu ve olmaya devam edecek. Dünyaca ünlü Picasso ve Ara Güler’in eserlerini getirdik. İzmirlilerin ücretsiz ziyaret etmesini sağladık. Bu işleri organize eden genç ve dinamik ekibim var. Sağlığım el verdikçe yaparım. Sanat öyle bir parçan oluyor ki durduramazsın zaten.
Gençlere ne demek istersiniz?
Sanat, spor ve eğitim diyorum gençlere. 5-6 okulum var. Eğitim sanat ve spor beraber gider. Onun için üçünü birbirinden ayıramazsınız. Amerika’da spora mecbur ediyorlar. O da bir çeşit kültürün parçası. Eğitilmiş insan sanata da ilgi gösterir. Tarihe de ilgi gösterir. Gençler bol bol okusun.
İzmir size ne anlatıyor, İzmir’e âşık mısınız?
Başka kime âşık olayım. İzmir ailemin şehri. İzmirin sanını, İzmir imbatını sevdiğim kadar severim. İzmir’in havasını, güzelliğini, eski binalarını severim. Benim genime işlemiş İzmir. İstanbul’a gittiğimde ne zaman İzmir’e gideceğim diye düşünüyorum. Boşu boşuna İzmir hep sevilen şehir olmadı. İklimi de insanları değiştiriyor. İnsan iklimi değiştiremez, bozar. Ama iklim insanı değiştirir. Burada yaşayan bir İzmirli mutlu yaşar. İzmir’in mutlu olması tesadüf değil.
Gününüz nasıl geçiyor?
Bu yaşıma geldim hâlâ çalıştırıyorlar. Normal insanlar gibi sabah işe geliyorum. 56 senedir bu işi yapıyorum. Çalışmadan duramam. Çalışmak ticaret yapmak anlamına gelmiyor. Bir zamanımı eğitime, sanata, işe veriyorum. O da vakit alıyor. Kitap okuyor,spor yapıyorum. Çalışarak, okuyarak,seçerek, müzayedelere giderek zaman geçiyor. Zaten vakit bana yetmez.
Arkeolog gibi eski ev arıyorsunuz, neden?
Tarihi seviyorum. Eski evleri alıp restore ediyorum. Eski İzmir’in güzelliklerinden ne kalmışsa... Arkeologlar tarihten geriye ne kalmışsa kazıp buluyorlar. Ben de onlar gibi çalışıyor, eski evleri bulup restore ediyorum.
Cebinizde kaç lira ile dolaşıyorsunuz?
Cebimde bir kuruş taşımıyorum. Kredi kartı var çünkü. Zaten hayatta her şey para değil. Birçok yerde benim para ödememe fırsat vermiyorlar. Benim için ödüyor. Zahmet etme diyorlar.