İZLENİM Ne hukuki ne etik
TBMM Başkanı ve AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın dünkü basın buluşmasına “istifa polemiği” damga vurdu.
Aykut KüçükkayaYıldırım her ne kadar “İstanbul üzerine konuşmak istiyorum” dese de kameralara kapalı bölümde ilk soru bile Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmemesiyle ilgiliydi. Yıldırım’ın yanıtı da istifa tartışmasını alevlendirecek türdendi:
<haber-dikey:1193441>
“Hukukun olduğu yerde etik konuşulmaz. Hukuk devletinde hukuk konuşulur. TBMM Başkanlığı’ndan istifa etmeme konusundaki kararlılığımda değişiklik yok. Şayet milletvekili seçimlerinde tekrar istifa etmeye gerek yoksa, bu sırada kampanyalarını yapabiliyorsa belediye seçimlerine giderken de aynısını yapmayı yadırgamak ne hukuki ne de adil bir değerlendirmedir.”
Yıldırım’ın gazetecilerle buluşması yaklaşık 3.5 saat sürdü. Bu buluşmanın yaklaşık iki saati aşkın bölümü kameralara kapalıydı. Ardı ardına sorular yöneltildi. Yıldırım sorulara bazen ciddi bazen esprilerle yanıt verdi. İstifa polemiğini tartışmak istemese de deneyimli siyasetçiye en çok soru “çalıştığı” konudan geldi!
Yıldırım, anayasanın 94. maddesi üzerinden yürüyen tartışmayla ilgili, “O madde tamamen yasama faaliyetleriyle ilgili. Yerel yönetimleri kapsamıyor” yanıtını verdi. “Yüksek Seçim Kurulu adaylığınızla ilgili iptal kararı verebilir mi” sorusuna ise şu kısa yanıtı verdi: “Varsayımlarla hüküm tesis edilmez...”
Yıldırım’ın “İstanbul’da seçimi kazandınız. Hangi görevi tercih edeceksiniz” sorusuna verdiği “İstanbul” yanıtı ise tartışmaya nokta mı koyar; yoksa tartışmayı daha da mı büyütür? Bu yanıtın ardından “O zaman niçin şimdi istifa etmiyorsunuz” ya da “Rakibiniz Ekrem İmamoğlu’nun mu kazanacağını düşünüyorsunuz” soruları akıllara gelmiyor değil. Yorum okurun, seçmenin...
Binali Yıldırım’ın toplantıda en çok dikkatimi çeken vurgusu ise İstanbul’da CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu arasında geçecek yarışla ilgili “Genel seçim, referandum havasına sokulmasın” cümlesiydi. Yıldırım her nedense böylesi bir havanın “İstanbul’a iyilik vermeyeceğini” düşünüyor. Buna karşın Cumhur İttifakı’nın adayı olduğunu üstüne basarak birkaç kez belirtti Yıldırım. Ancak konuşma yaptığı masanın arkasında yalnızca AKP bayrağı olması eleştirilince şöyle bir arkasına bakarak “Demek ki MHP flamasını atladık” esprisiyle salonu güldürdü...
Yıldırım’ın HDP’nin tavrı ve Kürt seçmenin oylarıyla ilgili yorumları da dikkat çekiciydi. Yıldırım, “PKK’nın Kürtler diye bir meselesi yok. PKK’yı terör örgütü gören, terörü reddeden her İstanbulludan oy talep ediyorum” diyerek mesajını verdi. “HDP’de sessizlik hâkim. İmamoğlu’na, Millet İttifakı’na açık ya da gizli HDP desteği var mı yok mu? İleride belli olacak” sözleri ise CHP ve İYİ Parti kanadında nasıl yankı bulacak, önümüzdeki günler gösterecek.
Yıldırım, Ekrem İmamoğlu’nun “İstanbul, Ankara’dan yönetilemez” açıklamasına, “Ankara’sız da yönetilmez” yanıtını verirken rakibini de şu sözlerle eleştirdi:
“Sayın İmamoğlu o gün o sözünün yanında bir şey daha dedi. ‘Liderimiz Kılıçdaroğlu talimat verdi. Asgari ücreti 2 bin 200 yapın, dedi.’ Şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.”
‘Organik kampanya’
1967’de bir gece yarısı İstanbul’a geldiğini ve Beyoğlu’nda dedesinin evine yerleştiklerini söyleyen Yıldırım, ortaokulu Kasımpaşa’da okumuş. 1980’li yıllarda otobüsünü satarak iki taksi sahibi olduğunu, ancak bu maceranın 4 ay kadar sürdüğünü öğrendiğimiz Yıldırım, “Nasıl bir kampanya yürüteceksiniz, ilçelerde kaç miting yapacaksınız? Erdoğan ve Bahçeli mitinglerinize katılacak mı” soruma ise yine esprili bir üslupla yanıt verdi: “Organik kampanya yürüteceğim. Benim kendime has kampanyam var. Planlanmış değil doğal. Üsküdar’ın Doğancılar yokuşunda yürürken çay ocağına uğrayıp vatandaşa dokunabilirim...”