İzin vermeden soruşturulamayacak!

TBMM Genel Kurulunda, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve MİT Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin, MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin, görevlerinin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan ya da özel yetkili mahkemelerin görev alanlarına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılmasını Başbakan iznine bağlayan 1. maddesi kabul edildi.

cumhuriyet.com.tr

Meclis Genel Kurulu TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu başkanlığında toplandı. Üç milletvekili gündemdışı söz aldı. Konuşmaların ardından AKP, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin komisyonda görüşülmesinin üzerinden 48 saat geçmeden önce, bugün görüşülmesi için grup önerisi getirdi. AKP Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi, MİT yöneticilerinin soruşturulmasını Başbakanın iznine bağlayan teklif görüşülürken bir önerge vererek Başbakanın, kamu görevlileri arasında görevlendireceği kişi ibaresinin yer alacağını anlattı.

 

Görüşmelere geçildi, ilk sözü CHP'li Öztürk aldı

TBMM Genel Kurulunda, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin görüşmelerine başlandı.

Genel Kurulda, grup önerilerinin görüşmelerinin ardından kanun teklifine geçildi. Teklif üzerinde ilk sözü, CHP Grubu adına Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk aldı.

Teklif üzerinde CHP Grubu adına söz alan Öztürk, teklifle ilgili tartışmalarda ortaya çıkan en önemli sonucun; haksızlıkların, hukuksuzlukların üretim merkezi haline gelmiş olan özel yetkili mahkemelerin artık iktidar çevrelerini de rahatsız etmeye başlaması olduğunu söyledi. Öztürk, sorunu kökünden çözebilmek için olayların ana merkezini oluşturan özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini söyledi.

Öztürk: Sayın Arınç'a sormak lazım...

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, bütün kurumların hesap verebilir ve denetlenebilir olması gerektiğini söylediğini belirten Öztürk, ''Sayın Arınç'a sormak lazım, bu kişileri apar topar kurtarmanın anlamı nedir?'' dedi. Öztürk, teklifin MİT mensuplarına dokunulmazlık sağladığı gibi Başbakan'ın özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendireceği kişilere de dokunulmazlık sağladığını savundu.

"Başbakan, Cumhurbaşkanı'na suikast yaptırabilir. Buna engel kalmıyor"

Bir hukuk devletinde kişilerin yarattığı güvencenin söz konusu olamayacağını ifade eden Öztürk, ''İnsanların güvencesini bir Başbakana bağlayamazsınız. O zaman Başbakan, Anamuhaleet partisine, Cumhurbaşkanı'na suikast yaptırabilir. Buna engel kalmıyor'' ifadelerini kullandı. Öztürk, teklifin, soruşturulmakta olan somut bir olaya özgü, bir soruşturmanın elinden birilerinin kurtarılması için hazırlandığını belirtti.

BDP'li Bozak: Parlamento, TBMM'nin değil AKP'nin...

BDP Adana Murat Bozlak da partisinin görüşlerini açıklarken, kişilere özel yasalar hazırlandığını, ''parlamentonun artık Türkiye Büyük Millet Meclisinin parlamentosu olmaktan çıkarak, AKP'nin parlamentosuna'' dönüştüğünü ifade etti.

Teklifi eleştiren Bozlak, ''Başbakan'a özel yetki veriliyor ki bunlar çete kurmaya yol açabilecek yetkiler. 'Başbakanı tanıyorsunuz. Böyle bir şey yapmaz. Çete kurmaz' diyebilirsiniz. Ölümlü dünyadayız. Başbakan ölürse yerine başka biri gelmeyecek mi? Böyle bir durum olduğunda, yarın 'kurşun atan da yiyen de kutsaldır' diyen başbakanların eline geçerse ne olur?'' diye konuştu.

Bozlak, iktidarın statükoya karşı çıktığını söylediğini, ancak diğer yandan ''Benim bürokratımı benden izinsiz yargılayamazsın'' diyerek çelişkiye yol açtığını söyledi.

''KCK içinde bin tane MİT mensubu var'' iddialarına da açıklık getirilmesi gerektiğini belirten Bozlak, ''Bunların hepsi bizim arkadaşlarımız. Bin MİT elemanı buradaysa, bunları açığa çıkarın biz de bilelim. Bu karalama kampanyasıdır'' dedi.

MHP'li Vural: Vicdan muhasebesi yapmalıyız

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, teklifin iktidar-muhalefet çekişmesi ile değil, vicdan muhasebesi yapılarak ele alınması gerektiğini belirterek, ''Bu, sorumlu olduğumuz millete, devlete karşı görevimizdir'' ifadesini kullandı. Bu noktaya gelinceye kadar geçen sürecin iyi analiz edilmesi gerektiğini ifade eden Vural, şunları söyledi:
''Bu noktaya, (Türkiye'de terörle mücadelede bugüne kadar alınan tedbirler başarılı olamadı, siyasal çözüm bulunmalı) diyen iç ve dış kılavuzlar çerçevesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden tanımlanmasına götüren teşhisten gelinmiştir.
Bölücü terör örgütünün talepleri doğrultusunda adım atılması ve terör örgütüyle ilişki içine girip onların muhatap alınması, onların istekleri doğrultusunda açılım politikalarının getirilmesine kadar gidiyor bu süreç. Müzakereyi önce reddettiniz sonra ortaya çıktı ki yapılıyor. 'Devlet görüşür Hükümet görüşmez' dediniz. Oysa Genelkurmay, 'Oslo görüşmelerinden haberimiz yok' dedi. Bunun devlet katında olmadığı belli oldu. Bazı kılavuzlarınız, 'Şeytanla bile görüşürüz' dedi. Şeytanla yapılan görüşmelerin protokolleri yansımaya başladı. Başbakan 'Böyle protokoller yok' dedi. Ama KCK soruşturması çerçevesinde ortada protokoller, hakem devletler var.''

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, ''Suç yok vazife var'' ifadesini eleştiren Vural, ''Devletin birliğini bütünlüğünü terör örgütüyle müzakere etmek midir görev? 'Suç yok vazife var' demekle Anayasa dışı eylemleri meşru gösterirseniz, devletin kendisi dibine dinamit koyuyor demektir. Devlet, hukuk dışı iş ve eylemlere giremez'' diye konuştu.

Vural, MİT mensuplarının görev sırasında yaptıklarından dolayı soruşturulmasının zaten Başbakan iznine bağlı olduğunu belirterek, ''O zaman bu koruma ve kollama neden? Demek ki siz devletin bir takım görevlilerine siyasi görevler vermişsiniz'' dedi.

Oktay Vural milletvekillerine seslenerek, ''Bugün hukukun üstünlüğü, hukuk devleti gibi yüksek değerlere sahip bir TBMM olduğunu göstermenin zamanıdır. Hep birlikte hukuk devletine yemin ettik. Bürokratik oligarşiye 'hayır' diyelim'' diye konuştu.

 

CHP'li İnce: Muhalifi haklama, yandaşı paklama

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, iktidarın, ''bir telaş içinde olduğunu, bir maddelik teklifte bile hata yapıldığını, birilerinin kurtarılmak istendiğini'' savundu.

İnce, teklifin özetinin, ''muhalifi haklama, yandaşı paklama'' olduğunu belirterek, ''Özel görevlilere dokunulmazlık... Kim bunlar Türk vatandaşı mı kamu görevlisi mi belli değil. Demokrasilerde Başbakanın yetkileri sınırsız değildir. Kutsal başbakan yaratıyorsunuz. Bu Meclis, yürütmenin, yasa dışı işlerine, yasal kılıf oluşturma yeri olamaz. Bu ülkede herkesin güvencesi hukuktur. Herkesin ne yazık ki güvencesi de korkulu rüyası da tek kişidir, Başbakan'dır. Bu teklif, yeni Yeşiller yaratacak, Gladio oluşturacak, bundan sonraki faili meçhul cinayetlerin sorumlusu siz olacaksınız'' diye konuştu.

 

Ergin: İhtiyaç duyulursa yapılır

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, terör örgütü lideri Öcalan'la ilgili görüşmeler konusunda "Bugüne kadar bu görüşmeler yapılmıştır, devlet güvenlik birimleri, istihbarat birimleri ihtiyaç duyarsa bundan sonra da bu görüşmeler yapılır" dedi.

Adalet Bakanı Ergin, MİT mensuplarının soruşturulmasını Başbakanın iznine bağlayan teklifin görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Ergin, "Açılımlara bağlı Türkiye'ye giren terör örgütü militanları ile kaç kez görüşüldüğü" sorusuna, herhangi bir görüşme yapılmadığı yanıtını verdi. Ergin, terör örgütü elebaşısı ile 1999'da Türkiye'ye getirildikten sonra yargılamalar öncesi, esnası ve sonrasında devletin ilgili yetkili birimlerinin görüşme yaptığını belirterek, "Türkiye'ye geldiği gündün itibaren, ihtiyaç duydukları zaman ve zeminde terör örgütü elebaşısı ile görüşmeler yapılmıştır. Bu sırada ve bugüne kadar görev yapmış tüm siyasi iktidarlar döneminde ihtiyaç duyulduğunda belli görüşmeler yapılmıştır. Askeri bürokrasi, istihbarat bürokrasisi güvenlik bürokrasisi yapmıştır" dedi.

Bakan Ergin'in sözlerine MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural müdahale etti. "Siyasi demedim" diyen Bakan Ergin, "Bir devletin ülkesinde var olan böylesi yakıcı bir problemi çözmek için şayet bir imkan varsa, elinde böyle bir enstruman varsa bunu kullanmaması, bu yola müracaat etmemesi, sorgulanması gereken bir olaydır. Dünyanın hangi ülkesi vardır ki böyle bir imkan varken bu imkanları kullanmış olmasın" dedi.

MHP'li Vural'ın tekrar müdahale etmesi üzerine, Bakan Ergin, "Sabote etmeyin. Herkes kendine yakışanı yapacaktır, biz işimize bakalım" dedi. Ergin'in sözleri alkışlarla karşılandı. Öcalan'la ilgili görüşmeler konusunda Bakan Ergin, şunları söyledi:
"Bugüne kadar bu görüşmeler yapılmıştır ve bundan sonra da ihtiyaç olması halinde devlet güvenlik birimleri, istihbarat birimleri ihtiyaç duyarsa bundan sonra da bu görüşmeler yapılır."


İmralı'daki hükümlü ile bir mutabakata varıldığı yönündeki açıklamaları değerlendiren Bakan Ergin, "Doğrusu bu görüşmelerde siz de biz de yoktuk. Bu görüşmelerin sonucunda şayet Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve o devletin yönetiminde var olan parlamentonun içinden çıkmış yetkili hükümetin kabul edebileceği bir zemin oluşmuş olsa, bunu getirip bu Parlamentoda gereğini yapmak üzere harekete geçerdik" dedi.

İstihbarat örgütlerinin iyi insanlarla görüşmek üzere kurulmuş bir örgüt olmadığını, suçla, suçlularla mücadele için çalıştığını anlatan Bakan Ergin, "Makul bir sonuca ulaşırsa bunlar uygulamak üzere bir yere gelir. Muhatabınız akla hayale gelmemiş şeyler söyleyebilir. Talepte bulunabilir ama bunlar kabul edilmediği sürece talebi dile getireni bağlar. Bu görüşmeleri yapan istihbarat birimlerinin hükümetimize bu konuda yaptığı bir telkin yoktur. Bizim bu noktada siyaset kurumunun verdiği herhangi bir söz, bir tahaaüt söz konusu değildir. Bunu açık ilan ediyorum" dedi.

"Van savcısı ile benzeştirme yapmak yanlış olur"

Bakan Ergin, Ferhat Sarıkaya ile KCK soruşturulmasından el çektirilen Sadrettin Sarıkaya'nın benzetilmesini eleştirdi. Ferhat Sarıkaya'nın fezlekesi sonrası dosyadan alınıp ihraç edildiğini, ihracın mevcut yasadaki gerekçelerin hiçbirine dayanmayıp keyfi olduğunu ifade ettiklerini ancak bu savcı için bir el çektirmenin söz konusu olmadığını söyledi. Savcıyla ilgili kararı Başsavcılığın açıkladığını hatırlatan Bakan Ergin, "O savcı görevinin başındadır. Diğer soruşturma dosyalarına ilişkin çalışmalarını yapıyor. Van savcısı ile benzeştirme yapmak yanlış olur" dedi.

Kapalı oturum yapıldı

TBMM Genel Kurulunda kapalı oturum sona erdi.

MHP milletvekillerinin önergesiyle geçilen kapalı oturumun tamamlanmasının ardından TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, birleşime ara verdi.