İyimaya: Odak delil çökmüş oluyor
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya, ''Danıştay saldırısı ile ilgili görüntülerin silinmesiyle ilgili'', ''Yeni gelişmeler, Danıştay saldırısının arka planının farklı gerekçelere dayandığını ortaya koyuyor ve o 26 ana delilin öz delili, odak delili çökmüş oluyor. Arka plandaki büyük delilin çökmesi ister istemez Anayasa Mahkemesi'nin kararını, tabii hukuk sistemi çerçevesinde çökertmiş durumdadır'' dedi.
cumhuriyet.com.trTBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, Ankara Barosunca düzenlenen ''Anayasa Değişikliği'' konulu açık oturum öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Danıştay saldırısının görüntüleri silindi. Sayın Başbakan bununla ilgili çeşitli yerlerde açıklamalar yaptı. Kapatma davasına ilişkin açıklamalar var. Yeniden Anayasa Mahkemesine başvurulur mu, bunun hazırlıkları var mı?'' sorusu üzerine İyimaya, Anayasa Mahkemesince açılan kapatma davasının dayandığı delil sayısının 400 olduğunu, bunlardan 26'sının Anayasa Mahkemesi tarafından ''dinlenebilir'' görüldüğünü ve diğerlerinin tasfiye edildiğini hatırlattı.
''Bu delillerden en önemlisi de Danıştay saldırısına sistemin, Cumhuriyet Başsavcılığına yüklediği anlamdı, doğrudan partiye isnat etti'' diyen İyimaya, ''Şu anda yeni gelişmeler Danıştay saldırısının arka planının farklı gerekçelere dayandığını ortaya koyuyor ve o 26 ana delilin öz delili, odak delili çökmüş oluyor'' dedi.
İyimaya, Venedik Komisyonu'nun 26 delile ilişkin değerlendirme raporlarında da bu delillerin kapatma felsefesine göre ''dinlenebilir'' olmadığının belirtildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tabii Anayasa Mahkemesinin o kararı bağlayıcı idi, halen de bağlayıcıdır ancak arka plandaki büyük delilin çökmesi ister istemez Anayasa Mahkemesinin kararını, tabii hukuk sistemi çerçevesinde çökertmiş durumdadır. Bundan sonraki gelişmeler değerlendirilir. Özellikle Anayasa Mahkemesinin kararının kesin olması itiraza mani midir, yeniden inceleme olabilir mi, bu konuda inceleme var ama felsefi kabul olarak Anayasa Mahkemesinin dayandığı karar, bu olay karşısında elbetteki inandırıcılığını yitirmiş bir karar olarak ortaya çıkıyor.''
''Anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'ne ne zaman ve nasıl götürülebileceğine'' ilişkin soru üzerine ise İyimaya, ''Anayasa değişikliklerinin anayasal süreçte Anayasa Mahkemesine götürülmesi 148. maddede belirlenmiş. Eğer Cumhurbaşkanı 15 gün içinde yeniden görüşülmek üzere parlamentoya göndermezse, imzalanmasını izleyen gün Resmi Gazete'de yayımlanır. Resmi Gazete'de yayımını izleyen 10 gün içerisinde Anayasa Mahkemesine başvurulabilir'' yanıtını verdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Faruk Bal da Danıştay görüntülerinin silinmesiyle ilgili aynı soru üzerine, hukukun, kendi içinde hakkın gereğinin yerine getirilmesi için yol ve yöntemleri bulacağını söyledi. Bal, ''Yeter ki günü geldiğinde herkesin güvenli bir liman olarak sığınabileceği yargıyla oynanmasın. Burada AKP'nin duyduğu hukuk ihtiyacına Türkiye'nin tamamının ihtiyacı var. AKP, şimdi hukuka ihtiyaç duyduğu süreçte Türkiye'nin tamamının hukuka ihtiyacı olacağını varsayarak, yargının siyasileştirilmesinden vazgeçmeli'' diye konuştu.
"Hukuksal temeli yok"
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay da aynı soru üzerine, Türkiye'nin gündeminde Anayasa değişikliğinin bulunduğunu, Anayasa değişikliğinin temel hedefinin de yüksek yargının biçimlendirilmesi olduğunu söyledi.
Okay, şöyle konuştu:
''Çok doğal ki bu süreçte Sayın Başbakan'ın açıkça yapmak istediği şu: Yargıya karşı yıpratma, kışkırtma kampanyasını ve yargıyı tartışma konusu yapmanın arkasında yatan bir senaryodur bu. Bunu hukuk anlamında değerlendirmek gerekirse öncelikle şunu ifade etmek lazım, Danıştay saldırısı ile ilgili olan husus Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesinde beyan edilen bir husustur. Oysa AKP'nin kapatılma davasının kapatılmaya ilişkin değerlendirme bölümünde bundan tek satır bahsedilmiyor. Yani kapatılma gerekçeleri arasında yer almamıştır. Kaldı ki sadece Başbakan için iddiada 12 tane ayrı eylem var. Bir tek Danıştay değil. Şimdi kalkıp da böyle bir tek nedene dayalı olarak 'Yeniden yargılama yoluna başvuracağım' demenin hiçbir hukuksal temeli yok. Hukuksal temeli olmadığı gibi Anayasa Mahkemesi'nin yargılama usulünde de böyle bir şey yok. Anayasa Mahkemesinin kimi kararları aleyhine geçmişte iade-i muhakeme nedeniyle başvuruldu ve Anayasa Mahkemesi bunu işleme dahi almadı. Artı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidilmesi düşünülürse tabii bu hükümete yakışabilir. Yani siyasal iktidar, Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti devleti aleyhine dava açmış olacak ama onun da süresi geçti çünkü Anayasa Mahkemesinin kararının yayımından itibaren 6 ay süre geçti. Şimdi ortada fol yok, yumurta yok ama bir amaç var, o da ne? Yargıya karşı bir sistemli mücadele... Bu mücadelede yargıyı bir taraf olarak gösterme ve Anayasa değişikliği senaryosunda yargıyı kullanmaktır. Ne hukuksal temeli vardır bunun ne mahkeme kararının içeriğinden bu çıkarılabilir.''
İyimaya'nın kararı bir daha okuması gerektiğini savunan Okay, ''Ahmet İyimaya iyi hukukçu diye bugünlerde adından çok bahsediliyor. Böyle ayak üstü demeç vermek iyi hukukçular için pek doğru bir iş değil. İyi okusun kararı, baksın. İçeride kendisine 'bu kadar yanlışı üst üste yapmayın' diyeceğim'' dedi.