İyilik cezasız kalmaz

Paul Feig’in yönetmenliğini üstlendiği ‘A Simple Favor - Küçük Bir Rica’ sürprizli senaryosuyla öne çıkan bir kara komedi.

Emrah Kolukısa

Ananakım Amerikan sinemasında biraz olsun kalıpların dışına çıkan, formülleri değiştirmeye yeltenen filmler gördük mü sevinip mutlu oluyoruz. Öyle ya, nicedir gişe kaygısını büyük bütçeli çizgi roman uyarlamalarına yaslayan Hollywood’da ya daha önce denenip başarı sağlamış filmlerin yeniden çevrimlerine alan açılıyor, ya da yıldız isimlerin sürüklediği ve çoğu birbirinin tekrarı komedi filmlerine. Christopher Nolan ve Alejandro Gonzalez Inarritu gibi birkaç istisna hariç hemen hiç yeni bir fikir, özgün bir hikâye, farklı bir anlatım deneyen sinemacı çıkmıyor, anaakım Hollywood’da (ki saydığım isimlerin de özgünlüğü tartışılır elbette). O yüzdendir ki, “A Simple Favor - Küçük Bir Rica” gibi beklenmedik salvolar atan, alışılagelmiş kurgunun biraz olsun dışına kaçan bir film görmek içimizi ferahlatıyor, bir nebze bile olsa.

‘Diabolique’ çağrışımları

Darcey Bell’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan “A Simple Favor”’ın film hakları kitap henüz piyasaya çıkmadan alınmış ve yeni bir “Gone Girl” ya da “The Girl On A Train” olacağı düşünülerek yıola çıkılmış. Temelde iki kadın arasındaki entrikalı ilişkinin konu edildiği filmin (ya da romanın) diğer iki filmle (ya da romanla) neden benzeştirildiğini anlamak zor değil ama burada diğerlerinden farklı olarak yoğun bir kara mizahın hâkim olduğunu söyleyebilirişz (en azından filmde, romanı okuma fırsatım olmadı maalesef). İlk karelerinden itibaren farklı dönemlerin Fransız pop şarkılarının yankılandığı soundtrack’i başta olmak üzere tüm filme yayılan ve “farklı bir şey izliyoruz” havası veren bir niteliği var filmin. Sıradan bir Amerikan kentinde, sıradan bir aile filmi ve iki anne arasındaki sıradan bir dostluğu anlatıyormuş gibi başlayan “A Simple Favor” kısa bir süre sonra esrarengiz bir yöne evriliyor ve bir süre sonra da işlerin iyice giriftleştiği bir bölümün ardından sürprizli bir sona varıyor. Filmi bir yerinde Anna Kendrick’in sarf ettiği “Bana  Diabolik mi çekiyorsunuz yoksa” cümlesini akılda tutarsanız (ve Fransız şarkılarını da eklerseniz) “A Simple Favor”ın nasıl bir senaryo kurgusuna sahip olduğunu daha iyi tahmin edebilirsiniz.

Kendrick farkı

Filmi baştan sona çok sağlam bir şekilde sırtlayan ve bu rolle en azından bir Altın Küre adaylığı hakeden Anna Kendrick’e başrolde Blake Lively’nin (ki burada Lively yerine Jennifer Lawrence ya da Scarlett Johnsson daha iyi bir seçim olabilirmiş sanki) eşlik ettiği “A Simple Favor”da son haftalarda ABD’de gişede harikalar yaratan “Crazy Rich Asians” ile yıldızı parlayan Henry Golding de önemli bir rol üstleniyor. Kamera arkasındaysa “Bridesmaids - Nedimeler” ile adından övgüyle söz ettiren Paul Feig var (meraklıları Feig adını yapımcılığını üstlendiği “Freaks and Geeks” adlı TV dizisinden de anımsayacaktır eminim). Uzun lafın kısası, 11 yapımın vizyona girdiği haftanın dikkate değer filmlerinden olan “A Simple Favor”ı görmeniz için tek sebep bizim küçük bir ricamız değil elbette.