İÜ'de yeni akademik yıl törenle açıldı
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, ''Üniversiteleri, toplumdan ve ülke sorunlarından soyutlamak mümkün değildir. Bilimin ve özgür düşüncenin üniversitenin dört duvarı arasına sıkışıp kalması, ancak totaliter rejimlerde olur'' dedi.
cumhuriyet.com.trİÜ'nün 2010-2011 akademik yılı törenle açıldı. Fen Fakültesi Ord. Prof. Cemil Bilsel Konferans Salonu'ndaki tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, üniversitenin tanıtıldığı bir film gösterimi ile başladı. Prof. Dr. Yunus Söylet, törende yaptığı konuşmada, 20 aylık görevi süresince yapılan çalışmalar ve bundan sonra gerçekleştirilecek projeler hakkında bilgi verdi. ''Üniversiteleri, toplumdan ve ülke sorunlarından soyutlamak mümkün değildir. Bilimin ve özgür düşüncenin üniversitenin dört duvarı arasına sıkışıp kalması, ancak totaliter rejimlerde olur'' diyen Prof. Dr. Söylet, oysa demokratik ve demokratikleşme yolunda irade koymuş ülkelerde üniversitelerin, toplumun ve ülkenin sorunlarıyla ilgili çözümler ürettiğini söyledi. İÜ'nin öncü ve bir marka olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Söylet, yükseköğrenim alanında en etkili değerlendirme otoritelerinden biri kabul edilen Çin'in Şhangay Jiao Tong Üniversitesi'nin her yıl düzenlediği ''Dünyanın en iyi 500 Üniversitesi'' 2010 sıralamasında 404'üncü olduklarını, bunun kendilerini sevindirdiğini ve motive ettiğini belirtti.
Prof. Dr. Söylet, gelecek birkaç yıl içinde 300-400 aralığına yükselmeyi hedeflediklerini belirterek, nihai hedeflerinin ise ilk 100 üniversite içinde yer almak olduğunu söyledi.
Bu doğrultuda bir yol haritası belirlemek için bir kurul ile çalışacaklarını kaydeden Prof. Dr. Söylet, somut hedeflerini, bu hedeflere nasıl ulaşılacağını ve politikaları ortaya koyacaklarını söyledi. Uluslararası sıralamada yükselebilmek için üniversite olarak ulusal ve uluslararası nitelikte öğretim üyelerine sahip olmak, bol kaynak yaratmak ve etkili liderlik ve yönetişim konusunda yoğun çaba göstermek zorunda olduklarını anlatan Prof. Dr. Söylet, ayrıca, Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) üyesi olan İÜ'nin dünyada seçkin üniversitelerin kabul edildiği çok prestijli bir organizasyon olan COIMBRA grubuna üye kabul edildiğini bildirdi.
Eğitim yatırımı olarak Açık ve Uzaktan Öğretim Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Fakültesi'ni hayata geçirdiklerini belirten Prof. Dr. Söylet, Uzaktan Eğitim Merkezi'ndeki öğrenci sayısının 3 binin üzerine çıktığını ifade etti. Öğrencilerin yemek ve barınma ihtiyacı için yaptıkları çalışmalara da değinen Prof. Dr. Söylet, 'öğrenci odaklı üniversite' hedefi doğrultusunda ilerlediklerini, üniversite giriş sınavında ilk 100, 200, 1000'e giren öğrenciler arasında İÜ'yü tercih edenlerin sayısının her geçen yıl arttığına dikkati çekti.
Prof. Dr. Söylet, üniversite-sanayi iş birliğinin önemli kolaylaştırıcılarından birisi olan Teknokent'in hukuki altyapısının tamamlanarak inşaat aşamasına gelindiğini, yap-işlet-devret modeli ile yapılacak teknokent binasının uygulama ihalesinin bittiğini bildirdi. Beyazıt Kulesi'nin halka açılmasını sağlayacak restorasyon projesinin 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansınca üstlenildiğini ve Süleymaniye Evleri ile ilgili projelerinin de Ajansın gündeminde olduğunu anlatan Prof. Dr. Söylet, çevre düzenlemesi henüz tamlanmadığı için kullanılamayan Beyazıt Hamamı ve Salis Medresesi'nin müzecilik amacıyla değerlendirileceğini söyledi.
Prof. Dr. Söylet, öğrencilerden de sadece derslerine çalışmalarını değil, sosyal sorumluluk projelerine katılmalarını ve üniversitenin idari bölümlerinde gönüllü yer almalarını istedi. ''Söyleyecek sözüm var'' diyen herkese kapılarının açık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Söylet, ''Derdimiz siyaset yapmak değil, koltuk hiç değil. Sevdamız ülke sevdası, bunun için başarılı olmak dışında hiçbir seçeneği kabul etmiyoruz'' diye konuştu. Törende, öğrenciler adına Mühendislik Fakültesi'nden Koray Türk ile öğretim görevlileri adına da araştırma görevlisi Büşra Engin bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından 2010-2011 öğretim yılının ilk dersi, Max Planck Enstitüsü'nden 1985 Nobel Fizik Ödülü sahibi Prof. Dr. Klaus Von Klitzing tarafından verildi.
Prof. Dr. Klitzing, yeni jenerasyonun en büyük görevinin enerji sorununa çözüm bulmak olduğunu ifade etti. Enerji açığının nükleer enerji ya da alternatif enerjilerle karşılanabileceğini anlatan Prof. Dr. Klitzing, nükleer enerjinin kötü amaçlarla kullanılmaması konusunda bilim adamlarının daha etkin çalışması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Klitzing, 1933-1945 yılları arasında kapılarını Alman bilim adamlarına açan Türk yetkililere ve İÜ'ye teşekkür etti. Dersin ardından Rektör Prof. Dr. Yunus Söylet, Prof. Dr. Klitsing'e bir plaket sundu. Tören, İÜ Devlet Konservatuvarı Senfoni Orkestrası'nın verdiği konserle sona erdi.
Sorular
Prof. Dr. Söylet, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. ''Referandumda çıkan yüzde 52'lik 'evet' sonucu, ülkede ılıman ortamı sağlayacak mı?'' şeklindeki soru üzerine Prof. Dr. Söylet, "İÜ'de ılıman ortam zaten referandum öncesinde de vardı. Biz doğrusu, çok fazla şeyin değişmesini beklemiyoruz. Çünkü zaten bir ılıman ortam içindeydik. Üniversite olarak herhangi bir sorun yaşamıyorduk. Şu anda da yaşamamaya devam ediyoruz'' dedi.
Prof. Dr. Söylet, ''Türban sorunu çözülür mü?'' sorusu üzerine de ''Gördüğüm kadarıyla Türkiye birçok sorununu çözme yolunda gayret ediyor. Referandum sonucu; kutuplaşma, birbirimizin enerjisini boşuna tüketme nedenimiz olan türban gibi bütün sorunlarımızı çözmede umarım bir yol olur. Böyle umut ediyorum. Birlikte yaşama kültürünü tahmin ediyorum öğrenmemiz için güzel bir adım daha oldu'' diye konuştu. ''Umutlu musunuz?'' sorusuna Söylet, ''Ben her zaman umutluyum. Öncesinde de umutluydum. Burada göreve başladığımdan beri umudumu hiç kaybetmedim. Bundan sonra da kaybetmeyeceğiz. Biliyorsunuz dünyada hiçbir şey geriye gitmez. Emek verdiğiniz zaman, beraber yaşama kültürünü mutlaka getirirsiniz'' yanıtını verdi.
''Referandum sürecinde üniversitelerin suskun kaldığı'' yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de Prof. Dr. Söylet, şunları kaydetti: ''Buna katılmıyorum. İstanbul Üniversitesinden her gece televizyonlarda değişik kanallarda değişik görüşlerde çok sayıda değerli öğretim üyemiz vardı. Hangi görüşü beyan ederse etsin ben üniversitem adına televizyonlarda konuşan bütün öğretim üyelerimizden çok büyük mutluluk ve gurur duydum. İnsanların farklı fikirlerde olmaları çok normaldir. Bunların karşılıklı konuşulması da çok güzel bir şeydir. Esas önemli olan, şiddete teşvik etmeden, kimseye hakaret etmeden, insanların hangi fikri olursa olsun bunları beyefendi bir şekilde açıkça söyleyebilmeleridir. İstanbul Üniversitesi bu görevini fazlasıyla yerine getirdi.''
Beyazıt Kampüsü tarihi kapı önünde açıklama
Bu arada, İÜ Araştırma Görevlileri Temsilciler Kurulu üyeleri, Beyazıt Kampüsü Tarihi Kapı önünde, akademik yılın açılışı dolayısıyla açıklama yaptı. Eczacılık Fakültesi temsilcisi Ferhat Sarı, araştırma görevlisi alırken asistan öğrenci statüsünde olan 50-d sorununun çözülmediğini, ''asistan kıyımının'' devam ettiğini söyledi. Yeni akademik yılda araştırma görevlilerinin sorunlarına çözüm bulunamadığını belirten Sarı, ''Yıllar içinde yaşananlar bize yeni bir kriterin varlığını da göstermiştir: Üniversite yönetiminin dünya görüşünü paylaşmak ya da ona ters düşmemek... Bu kriteri sağlayanların önü sonuna kadar açılırken, aktif sendikal faaliyet yürüten muhalif görüş ve tutumdaki arkadaşlarımız 50-d maddesinin keyfi uygulamasıyla elenmeye çalışılıyor'' dedi.