İstismar vakaları artacak
Çocuk Vakfı, ‘’Çocuğa Yönelik Cinsel İstismar Suçu’’ konusunda üç maddelik acil yol haritası önerisinde bulundu.
cumhuriyet.com.trÇocuk Vakfı, ‘’Çocuğa Yönelik Cinsel İstismar Suçu’’ konusunda üç maddelik acil yol haritası önerisinde bulundu. Maddeler şöyle
1-TBMM Genel Kurulu’na sunulan önerge derhal geri çekilmelidir.
2-Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ilk iptal kararı 10 Aralık 2016’da, ikinci karar ise 12 Ocak 2017’de yürürlüğe gireceğinden doğacak kanuni boşluğu bir an önce gidermek gerekmektedir. Kalan kısa sürede çocuğa yönelik cinsel istismarı bütün yönleri ile ele alan kapsamlı bir kanun maddesi hazırlamak mümkün gözükmediğinden, TCK’nin 103. maddesinde yapılacak değişikliklerle ve geçici bir süre yürürlükte kalacak şekilde kabul edilmelidir.
3-TBMM’de temsil edilen partilerin kuracağı özel bir komisyon, alan uzmanları ve sahada suç ile mücadele gayreti gösteren kesimlerin de katılımını sağlayarak, çocuğa yönelik cinsel istismarı bütün boyutları ve disiplinler arası yaklaşımla ele almalı ve 2017 yılının ilk altı ayı içinde “çocuğun öncelikli yüksek yararı” ilkesini esas alan çocuğa yönelik cinsel istismar maddesi yeniden yazılmalıdır.
Mağdurlar zarar görecek
17 Kasım 2016 gecesi TBMM Genel Kurulu’nda sunulan önerge ile evlenme durumunda çocuğa cinsel istismarın cezasız kalacağı gündeme geldi. Bu vahim girişimin Meclis’te kabul edilmesi halinde cinsel istismara uğramış ve yasadan tekrar etkilenecek mağdurların yeniden büyük zararlar görmesi yanında bundan sonra çocuğa karşı cinsel istismar vakalarında artış olması da kaçınılmaz olacak. Önergenin hem usul hem içerik yönünden büyük sorunlar içerdiğini belirten Çocuk Vakfı uzmanları eleştirilerini şöyle sıraladı:
Bir yıl niye beklendi?
Usul yönünden:
Anayasa Mahkemesi, çocuğa yönelik cinsel istismar maddesine ilişkin 12 Kasım 2015 ve 26 Mayıs 2016 tarihli tartışmalı iki iptal kararının yürürlük tarihlerini, doğabilecek tamiri zor zararlara engel olmak amacıyla, 2016 sonu ve 2017 başı olarak belirledi. Diğer bir ifade ile Meclis’in maddeyi yeniden yazmak için bir yıllık süresi vardı. Oysa, kısa bir süre önce Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan metin Başbakanlık tasarısı olarak Meclis’e gönderildi. Meclis’e gönderilen tasarı eski madde metnini aynen korumakta ve 12 yaşından küçüklere yönelik cinsel istismarda ceza alt sınırını yükseltmek dışında hiçbir yenilik içermemekte idi. Bu durum, bir yıl boyunca hiçbir esaslı çalışma yapılmadığının göstergesidir. 17 Kasım gecesi ise geçici madde önergesi Meclis Genel Kurulu’na sunulmuş ve 103. maddenin uygulanmasından doğan bazı mağduriyetlerin giderilmesinin amaçlandığı gerekçesi ileri sürülmüştür. Şu ironik soruyu sormadan edemiyoruz: Doğuracağı vahim sonuçlar düşünülmeden hazırlanmış önerge için bir yıl beklemeye ne gerek vardı? Geçen bir yıllık sürede usulen yapılması gereken çocuğa yönelik cinsel istismarın alan uzmanlarıyla birlikte disiplinler arası yaklaşımla ve bütün boyutlarıyla ele alınması ve istismarla mücadeleyi sağlam bir yasal zemine oturtacak biçimde TCK 103. maddesinin sıfırdan yazılması gerekirdi.
İçerik yönünden:
Erken yaşta evliliklerden doğan mağduriyetleri gidermek için sunulan önerge metni amacının dışına çıkan ve 15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara yönelik suç işlemiş bütün cinsel istismar failleri için cezasızlık durumuna kapı açan niteliktedir. Af niteliğindeki geçici madde hükmü sonrasında cinsel istismar ile mücadelenin zarar görmemesi, cinsel istismara yönelik caydırıcılığın zayıflamaması ve bundan sonra daha fazla cinsel istismar mağduru ile karşılaşmamak mümkün müdür? İleride yine af çıkar ümidiyle kanunun yasakladığı fiilleri işleme isteğindeki artışların doğuracağı yeni mağdurları da düşünmek gerekmez mi? Altının çizilmesi gereken temel bir husus da erken yaşta evlendirilenlerin cinsel istismarın bir yönü olduğudur. Geçici maddenin geri çekilmesi yeterli olmayacaktır. Çünkü mevcut 103. madde çocuk istismarı ile etkin mücadele bakımından ciddi eksikleri olan, çocukların yararını merkeze almadan düzenlenmiş, suçun ortaya çıkmasını önleyici tedbirleri öngörmeyen, suç ortaya çıktıktan sonra çocuğa yaklaşımı sorunlu, rehabilite edici unsurları barındırmayan, faillerin uygulamada etkin biçimde cezalandırılamadığı bir maddedir.