İstihbarat Kılıçdaroğlu’nu dinlemiş

CHP ve MHP'ye telekulak ablukası...

Alican Uludağ / Cumhuriyet

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AKP’nin cemaatle ittifak yaptığı dönemde Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın MHP ve CHP’nin üst yönetimini istihari dinleme kapsamında takibe aldığı ortaya çıktı. Savcılığın 50 polis şefi hakkında açtığı davanın iddianamesine göre, Emniyet İstihbarat, dönemin CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu’nu, canlı yayıda dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i zor durumda bıraktığı yolsuzluk tartışması sonrası dinlemeye almış. Mart 2008’de ise İstihbarat, Devlet Bahçeli’nin yakın çevresini hedef aldı. 12 Eylül 2011 genel seçimlerine denk gelen tarihten sonra ise peş peşe MHP’li yöneticilerin kasetleri patladı.

Ankara Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Alpaslan Karabay, kamuoyunda tanınmış isimlerin usulsüz şekilde dinlendiği iddiasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamladı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen 130 sayfalık iddianamede, 50 polis şüpheli olarak yer aldı. Eski İstihbarat Daire Başkanları Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak, iddianamede örgüt kurmak ve yönetmekle suçlandı. Savcı, 40 ayrı eylemden dolayı Akyürek hakkında 860 yıla kadar hapis istedi. İddianame, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın muhalefet partilerini hedefe koyduğunu ortaya çıkardı.

Baykal’ın sağ kolu

İddianameye göre, o dönem CHP Ankara Milletvekili olan ve Deniz Baykal’ın sağ kolu olarak bilinen Yılmaz Ateş’ın telefonu herhangi bir isim belirtilmeden İBDA-C üyeliği iddiasıyla Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25 Mart 2008 tarihinde aldığı kararla üç ay dinlendi. Yılmaz Ateş, daha sonra aynı gerekçelerle ve Alper Güneş ismiyle 25 Haziran ve 25 Eylül 2008 tarihlerinle alınan kararlarla 3’er ay daha dinlemeye alındı. Dinlemeler, İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Recep Güven tarafından imzalanan üst yazıyla hakime gönderildi. Kararda imzası bulunan kişi ise İstihbarat’ın şeflerinden Lokman Kırcılı oldu. Kırcılı, bir dönem Tayyip Erdoğan’la arası iyiydi ve İstihbarat’la hükümet arasındaki bağlantıyı sağlıyordu.

Kılıçdaroğlu’na dolaylı dinleme

Emniyet İstihbarat’ın dönemin CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu’nu da özel kalem müdürü Şükran Kütükçü aracılığıyla dinlediği anlaşıldı. İddianameye göre Kütükçü’nün telefonu Mustafa Uzun ismiyle ilk olarak 25 Eylül 2008’de dinlemeye alındı. Dinleme tarihinin, Kılıçdaroğlu’nun dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ile TBMM’de kozlarını paylaştığı canlı yayın sonrasına denk gelmesi dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, 24 Eylül 2008’deki açık oturumda Fırat’ın hayali ihracat yaptığını belgesiyle ortaya koymuştu. Bu dinleme kararın altında Lokman Kırcılı ve İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in adı ve imzaları var.

Gökçek’i terletti, dinlendi

Şükran Kütükçü’nün telefonuna ilişkin dinleme kararı 26 Aralık 2008’de üç ay daha uzatıldı. Bu tarih, yine Kılıçdaroğlu’nun AKP’yi zor durumda bıraktığı bir icraata denk geliyor. 17 Aralık 2008’de Kılıçdaroğlu, Uğur Dündar yönettiği Star Tv’deki açık oturumda Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek ile tartışmıştı. Kılıçdaroğlu, Gökçek’in Ankaralılara fahiş fiyatla sayaç sattığını ispatlamış, zor durumda kalan Gökçek terler içinde kalmış ve ardından programı terk etmişti.

O telefonu Kılıçdaroğlu kullanıyordu

Şükran Kütükçü, 2 Haziran 2014 tarihide savcılığa verdiği ifadede, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel kalem müdürü olduğunu belirterek, söz konusu telefon hattını 20 yılı aşkın bir süredir kullandığını kaydetti. Ancak bu telefonu 2008 yılı içerisinde Kılıçdaroğlu’nun kullandığını kaydetti. Kılıçdaroğlu’u grup başkan vekili olduğu 2008 yılından sonra günlük programlarını kendisinin yaptığını anlatan Kütükçü, görüşmeleri kendisinin sağladığını belirtti.
Kasetler öncesi Bahçeli’nin çevresi dinlendi

Cemaatle-AKP’nin ittifak yaptığı o dönemde yalnızca CHP değil, MHP’de “telekulak” nasibini almış. O dönem MHP MKYK üyesi olan ve Devlet Bahçeli’nin başdanışmanlığını yapan Zühal Topçu, 16 Mart 2011 tarihinden itibaren dinlenmeye başlanmış. Gerekçe olarak “Türk İntikam Birliği Teşkilatı örgütünün faaliyetlerinin deşifresi” gösterildi. Kararın altında İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbilgin ile Lokman Kırcılı imzaları var. Yine Bahçeli’nin korumalığını yapan Murat Mantuş, özel kalem müdür yardımcısı Murat Çeliker ile özel kalem görevlisi Bilal Aydın’ın telefonları TİT gerekçesiyle 16 Aralık 2010 tarihli kararla dinlendi. Bu dinlemeler, 16 Mart 2011 tarihinde 3 ay uzatıldı.

Erdoğan’ın İstihbarat’la görüşmesi

MHP’ye yönelik dinlemelerin zamanlaması da yine oldukça ilginç. Söz konusu dinlemeler Mart 2011’de başladı. MHP’nin 10 yöneticisiyle ilgili kasetler ise Nisan-Mayıs 2011 tarihinde internet sitesine düştü. 12 Haziran 2011’deki genel seçimler öncesinde yaşanan bu kaset skandalları, MHP’ye oy kaybettirmişti. Davanın sanıklarından eski İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak, mahkeme ifadesinde 2011 yılı Mart ayı başlarında dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ile AKP Genel Merkezi’nde görüştüğünü, görüşmede Lokman Kırcılı’nın de yer aldığını belirterek, şunları söylemişti:

Sayın Başbakan benim şube müdürlerimle diyaloglarında çok samimi bir üslup kullanıyordu. Anladım ki benim şube müdürlerimle birebir sayın başbakan görüşüyormuş. Bu görüşmede sayın başbakan 12 Eylül referandumundan çok iyi bir oy aldıklarını, 2011 seçimlerinde aynı oy oranını yakalamaları halinde anayasayı tek başına değiştirecek milletvekili sayısına ulaşabileceklerini, referandumda yine ülkücü oyların kendilerine gelmesi halinde bunun gerçekleşebileceğini ifade ettiler. Ben yıllarca devlete bürokratlık yapmış bir emniyet müdürü olarak niçin bu görüşmeye parti binasına davet edildiğimi, iki personelimle siyasi görüşmeler konuşulduğunu gördüm ve buna çok şaşırdım.”

Savcılık: Hedef liderler

İddianamede, bu konuda Mülkiye Müfettişleri’nin hazırladığı rapor da yer aldı. Raporda, dinlemelere ilişkin, “dinleme işleminin niteliği, ağırlığı ve sonuçları nazarı itibarı alınarak ‘kamu hizmeti gerekleri’ yönünden değerlendirildiğinde bir siyasi partinin Genel Bakanı'nın Başdanışmanı, Özel Kalem Müdürü, Özel Kalem Müdür Yardımcısı ve Koruma Müdürü'nün dinlenmesinin o Genel Başkanın da dolaylı olarak dinlenmesini de beraberinde getirdiği, yapılan dinleme işleminin 12 Haziran 2011 genel seçiminin hemen öncesinde yapılmasının da dikkat çektiği, bu dinleme faaliyetlerinin milletvekili adayı, siyasi parti çalışanları ve görevlilerine yönelik olmasının özellikle siyasal yaşamın aktörlerine yönelik olduğu yönündeki kanaati arttırdığı” vurgulandı.

Fetullah örgütü

33 kişinin örgüt kurucusu olmakla suçlandığı iddianamede, hukuka aykırı dinlemelerin Fetuhllah Gülen örgütünün amaçları doğrultusunda gerçekleştirildiği savunuldu. İstihbarat Daire Başkanlığındaki bu örgüt yapılanmasının Fetullah Gülen örgütünün alt yapılanması olduğu belirtilen iddianamede şüpheliler Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak’ın İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yaptıkları dönem süresince bu örgütün yöneticisi oldukları vurgulandı.