İşte Türkiye gerçeği: Semt pazarları toplanırken gelip yerden aldıkları ezik-çürük meyve ve sebze ile yaşayanlar
Pazar yerlerinde akşam olup da tezgahlar toplanırken bu kez çok farklı bir hareketlilik yaşanmaya başlanıyor. Tezgahlar arasında dolaşan ve pazarcıların bıraktığı ezik-çürük meyve ve sebzeleri seçerek toplayanlar, gelirleri yetersiz olduğu için buna mecbur kaldıklarını söylüyor. Yaşlı, emekli bir çift "Vallahi aç kaldık topluyoruz" derken, pazar esnafı da yaşanan durumu tanımlamakta zorlanarak, "İnsanlar bir kuru elmaya muhtaç" demekle yetindi.
ANKAİstanbul’da her gün birçok semtte aynı anda semt pazarı kuruluyor. Mutfağın yükünü çeken çoğu ev kadını özellikle pazarın kapanmasına yakın saatte giderek, pazarcının geri götürmek yerine ucuza satacağı ürünleri satın almaya çalışıyor. Pazar esnafı tezgahlarını toplamaya başladığında ise sessiz ve ürkek davranan, çoğunluğu kadınlardan oluşanlar yerlere atılan veya tezgahta kalan ezik-çürük, pörsümüş sebze ve meyveleri toplama telaşına girişiyor.
PAZAR ARTIKLARIYLA DOYANLAR
İstanbul’un en merkezi semtlerinde bile sebze meyve ihtiyaçlarını pazar artıklarından karşılayan insanlarla karşılaşmak mümkün. Aylık geliri ucuzluğa bile yetmeyen emekli, öğrenci, çok çocuklu ailelerin ebeveynleri pazarın kapanış saatini bekliyor. Pazarcılar tezgâhlarını kamyonlara yükleyip pazar yerini terk ederken bu kez parası olmayanların mesaisi başlıyor.
“EMEKLİ MAAŞI NE YAPALIM?”
Kadıköy Salı Pazarı'nda tezgâhlar çoktan toplanmış. Birileri yerlere atılan sebze ve meyveleri ayırmanın telaşında. Sessizce yerlere dökülmüş ya da henüz kaldırılmamış tezgahların üzerinde kalan ezik ya da çürük meyve-sebzeleri toplayanlardan, adını vermek istemeyen bir kadın, ANKA mikrofonuna şunları söyledi:
“Ne yapalım? Akşam üzeri biraz ucuz olur daha ucuz bir şey alırız diye geliyoruz. Emekli maaşı ne yapalım? Elektrik, su faturaları var. Ondan yani.”
“İNSANLAR BİR ÇÜRÜK ELMAYA MUHTAÇ”
İsmini vermeyen bir pazarcı da neredeyse her gün karşılaştığı manzara karşısında çaresiz, şunları dile getirdi:
“İnsanlar bir çürük elmaya muhtaç. ‘Bana sağlam elma verme’ diyor. ‘Bana çürük ver yeter ki ben çoluk çocuğuma götüreyim de bir fayda görsün.’ İnsanlar alamıyor. Bir çürük patates ne? Çürük patatesi götürüp evine çoluk çocuğuna yemek yapıyor. Anlıyor musunuz insanlar aç. Vallahi aç. Böyle gelip görseniz onları insanların içi acıyor. İnsanlar çok aç.”
“ÜNİVERSİTE MEZUNU OLDUĞU HALDE İŞ BULAMAYANLARIN SON ÇARESİ BURASI”
Tezgahların arasında yiyecek arayan bir genç kadın da üniversite diploması olduğu halde iş bulamayanların son çaresinin burası olduğunu söyledi. İnsanların açlıktan akşamları pazara geldiğini anlatan genç kız, “Genellikle son saatlere doğru pazar ucuzlamaya başlıyor. Bu yüzden maddi durumu düşük olanlar bu saatlerde pazara uğramayı tercih ediyor. Ben de o yüzden geldim. Şu anda koronavirüsten dolayı Türkiye’nin durumu hiç iyi değil. Onun dışında da insanlar geçinemiyorlar, iş sıkıntısı yaşıyorlar. Türkiye’nin durumu çok kötü vaziyette şu anda. Üniversite diplomamla bir yere girmek en azından kendimi geçindirmek, hak ettiğim hayatı yaşamak istiyorum” diye konuştu.
YAŞLI ÇİFT: VALLAHİ AÇ KALDIK TOPLUYORUZ
Alibeyköy Semt Pazarı'nda da durum farklı değil. Akşam saat 19.00 sıraları tüm tezgâhlar kaldırılırken, açlık ve yoksulluğu derinden yaşayanlar, çöpçülerden önce yenilebilecek sebze ve meyve artıklarını toplamak için aceleyle hareket ediyorlar. Atıkların arasında yenilebilecek olanlarını arayan yaşlı bir karı koca da durumlarını "Vallahi aç kaldık, topluyoruz. Ne yapacağız? Boşuna mı geldik buraya. Halimiz belli. Ne emekli parası, dokuz tane çocuğumuz var” diye anlattı.