İşte masadaki eylem planı

Suriyelilerin Türkiye’de kalması için Ankara-Brüksel hattında büyük bir pazarlığa neden olan Eylem Planı’nın nihai halinde AB Komisyonu, Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği 3 milyar Avro’ya atıfta bulunmadı. AB sadece ‘külfet paylaşımı’nda bulunacağını bildirdi.

Duygu Güvenç

Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun, ‘ad referanda’ olarak tanımladığı yani, “imzalanmış ancak onaylanması için üzerinde çalışılacak” metne Cumhuriyet ulaştı. 16 Ekim tarihli nihai metne göre, AB ve Türkiye, krize karşı ‘külfet paylaşımı ruhuyla’ birlikte hareket edecek. Ancak AB’nin ne kadarlık maddi bir katkıda bulunacağı metinde yer almıyor. Metinde, AB’nin 4.2 milyar Avro’yu Lübnan, Ürdün, Irak’taki ve Suriye içerisinde yerlerinden edilmişlere ayırdığına ve ayırmaya devam edeceğine de işaret ediliyor. Bu miktar ile Türkiye’ye geçme nedenlerini azaltmanın hedeflendiği belirtiliyor.

IPA yerine Güven fonu

AB, Türkiye’nin kabul ettiği gibi IPA fonları dışında para ayırma sözü verirken, “Ayrılacak fonlar mümkün olan en esnek ve hızlı şekilde, özellikle de sığınmacılar için oluşturulan AB Güven fonundan harekete geçirilecek” denildi. Fonların kullanımı konusunda önceliklerin belirlenmesi ve nereye kullanılacağına ise AB ve Türkiye birlikte karar verecek. Öncelik insani yardım ve yasal, idari ve psikolojik destek, Suriyelilerin kendine kendine yetebilmesi ve ekonomi ve sosyal hayata katılımı, tüm düzeyde eğitim olanaklarına ulaşımlarının artırılmasının yanı sıra yaşadıkları bölgelerde altyapı ve servislerin iyileştirilmesi oluşturacak.

AB, yeni eylem planında kendi hukukunda kabul ettiği ‘mülteci’ statüsünden de vazgeçti. İlk taslakta ‘mülteci ve göç yönetimi’ olarak yer alan ifadeler, Türkiye’nin çekinceleri nedeniyle ‘geçici koruma ve göç yönetimi’ne dönüştü. Metinde, Türkiye’nin mültecilere ilişkin 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi çekinceye atıfta bulunuldu. Türkiye, Avrupa ülkelerinin birinden kaçan insanları mülteci olarak kabul ederken, doğudan gelip sığınma talep edenlere bu hakkı tanımıyor. Yani Suriyelilere ‘mülteci’ statüsü tanımıyor. Buna karşın, sağlık, eğitim, barınma gibi hizmetleri veriyor. Türkiye, ilk etapta ‘misafir’ olarak tanımladığı Suriyelilere 4 Nisan 2013’te çıkarttığı yönetmelikle “Geçici Koruma Statüsü” verdi.

Metinde, Türkiye vatandaşlarına AB kapısı da açılmadı. AB ile daha önce şartı olarak imzalanan Vize Serbestisi Anlaşması ve Geri Kabul Anlaşmaları’na değinilip, iki tarafın karşılıklı taahhütleri anımsatılarak yer verildi.

İlk taslak, AB’nin ve Türkiye’nin 2015-16 için yapacaklarını hükme bağlarken, son metinde Türkiye Europol ve FRONTEX’e birer irtibat görevlisi atayacak.