İstanbul’un kaderine terk edilmiş kaleleri
İstanbul’un Avrupa yakasında Karadeniz kıyısında yer alan 3 tarihi kale, yıllardır kaderine terk edilmiş durumda ayakta durmaya çalışıyor. Rumelifeneri ve Garipçe kalesi yerel halk ve idarilerinin çabasıyla temiz tutulmaya çalışsa da yasak olmasına rağmen mangal yapanların ve çöp atanların önüne geçemiyorlar. Kilyos kalesi ise tamamen ziyaretçiye kapalı halde tutulurken, yeni seçilen muhtarlar ve İBB koordinasyonlu bir şekilde kalelerin bakımı için harekete geçmiş.
Fırat Alkanİstanbul Sarıyer ilçesinde bulunan, boğazın girişini gözlemek için Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilen Kilyos (Bağdatçık) kalesi ve Osmanlı döneminde yapılan Rumelifeneri ve Garipçe kalesi eski yerel yöneticilerin ilgisizliği ve bakanlığın sorumluluk almaması nedeniyle metruk bir hale geldi. Daha önceki yıllarda da gündeme gelen tarihi kalelerin durumu bakanlığın birkaç kez ‘restore edeceğiz’ açıklamasına rağmen herhangi bir gelişmeye şahit olmadı. Muhtarların kendi çabalarıyla, kalelerin tekrar bölge turizmine katılması için başlattıkları mücadele geçen aylarda İBB ve İçişleri Bakanlığı’ndan yanıt bulmuş.
GARİPÇE’NİN ‘GARİP’ KALESİ
Sultan 3. Murad’ın emriyle kuzeyden gelebilecek tehlikeleri haber verebilmesi için inşaatı yapılan Garipçe kalesi, bölgenin turizmine katkı sağlayabilecek önemli tarihi eserlerden biri. Ancak kale, herhangi bir güveliğin veya ilgilinin bulunmamasından ötürü çöpünü atanların, ateş yakanların ve kimi zamanda definecilerin kuşatması altında bulunuyor. Mart ayında seçilen yeni muhtar Elvan Aslan, göreve başladığından beri kaleyi turizme katmak açısından konuyu üst merciilere ilettiğini belirtiyor.
Aslan, ‘Sayın belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu’nu da buradaki eserlerin durumuyla ilgili bilgilendirdik. Burada önümüzdeki dönem bu eserlerin hem tarihi gezilere hem de kültürel etkinliklere ev sahipliği yapacağına inanıyoruz. Görevi devraldığımdan beri kalenin gece güvenliği için her akşam kapısına gidip kendim kitliyorum. İnsanlara ne kadar yapma etme desen de yine gelip burayı kirletiyorlar’ dedi. Kalenin kültürel etkinliklere ev sahipliği yapacak temiz bir hale gelmesini dileyen Aslan, ‘Şuan gördüğünüz gibi ışık bile yok kalenin içerisinde ve herhangi bir kalenin tarhiçesine dair tabela dahi maalesef getirilmemiş. Bu problemler giderilerek İstanbul’un kuzey kesiminde de farklı turizm etkinliklerine ev sahipliği yapılabilir’ ifadelerini kullandı.
Kalenin iç kısmında hem karanlıktan hem de su basan alanlardan dolayı gezmek kimi zaman zorlaşıyor. Turist olarak kaleyi ziyarete gelenler için ise herhangi bir bilgilendirme veya tarihçe tabelası bulunmuyor.
Köyün üst kesminde bulunan bir başka eser ‘gözetleme kulesi’ ise definecilerin açtıkları çukurlar ve herhangi bir yürüyüş yolu olmaması sebebi ile gezilme imkanına sahip değil. Jandarmanın aldığı tüm güvenlik önlemlerine rağmen tarihi eserlerin korunmasında güçlük çekiliyor.
‘NETFLIX TERTEMİZ BIRAKIP GİTTİ’
Garipçe’den kuzeye çıkıp bir diğer kale olan Rumelifeneri kalesine gelince de durumun pek değişmediği gözlemleniyor. Mangalcıların, çekim ekiplerinin ve duvarlara yazılar yazanların uğrak noktası haline gelen kaleyi korumak için, hem jandarma hem de muhtar ekstra mesai harcıyor.
Kaleyi farklı sebeplerle ziyarete gelenlerin buldukları gibi bırakmadıklarını belirten Rumelifeneri muhtarı Serkan Gerçek, ‘Kalenin surlarının yapısı yıllar geçtikçe inceliyor ancak bunu dikkate almayan vatandaşlar maalesef hala üzerinde resim çekilmek için çıkıyorlar. Duvarların içi maalesef felaket şekilde, her duvarda başka bir yazı yazıyor. Neden yaptıklarını anlamıyorum. Bu kale bizim gözbebeğimiz’ ifadelerini kullandı. Kalenin dizi ve film ekiplerinin de ilgisi altında olması nedeniyle Gerçek, ‘Osmanlı Kurtuluş dizisi ekibi geldi buraya. Bu adamlar eğitimli diye güveniyorsun ama gidip kontrol ettiğinde duvara çivi çaktığını görüyorsun. Başka bir yapım için gelen Netflix’e teşekkür etmek istiyorum çünkü hem çok sayıda resmi izin alıp hem de bulduklarından dahi daha güzel bir halde bırakıp gittiler’ dedi.
Kaleyi gezerken herhangi bir güvenliğin olmadığı yapının içinde bazı noktaları gezmek tehlikeli bir hal alıyor. Kimi noktalarda zamanla yıkılan merdiven nedeniyle efor sarf etmek zorunda kaldığınız oluyor. Kalenin içinde sevgililerine romantik sürprizler hazırlayan veya mangal yapmaya gelenlerin çöplerini arkalarında bırakmaları nedeniyle her hafta hem muhtarın hem de Sarıyer Belediyesi’nin ciddi çabasıyla temizleniyor.
‘KAPALI KALE’
Kilyos kalesi ise içlerinde en umutsuz durumda olanı. Maalesef kaleye giderken herhangi bir tabela dahi olmaması nedeniyle ancak çevredeki esnafın yardımıyla bulunabilen bir yer haline gelmiş. Kaleye varıldığında ise çelik bir kapının üzerinde 'girilmez' yazısı sayesinde kalenin geziye kapatıldığı anlaşılıyor.
‘İVEDİLİKLE ÇALIŞMALARA BAŞLANACAK’
Yerel yöneticilerin girişimi ile geçen aylarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi, bölgedeki tarihi eserlerin durumu hakkında bilgilendirilmiş. Bölgedeki eserlerin temizlenmesi ve korunması ile ilgili çalışmaların başlatılacağı belirtilirken, İçişleri Bakanlığı’da muhtarların konuyu Bakan Süleyman Soylu’ya ulaştırmaları sonucunda harekete geçmiş. İçişleri Bakanlığı’ndan yerel yönetime gelen yazıda "Bölgedeki tarihi kalelerin ivedilikle restorasyonu ve bakımı için ilgili bakanlıklar bilgilendirilmiştir" ifadeleri kullanılmış.