İstanbul surlarının bakımsız hali havadan görüntülendi

İstanbul'u savunmak amacıyla Bizans İmparatoru II. Thedosius tarafından yaptırılan surlar havadan görüntülerdi. Surların özellikle Ayvansaray’dan Yedikule Zindanları'na kadar olan bölümünün harap halde olduğu ortaya çıktı.

İHA

Turizm merkezi olması gereken İstanbul’un tarihi surları son yıllarda bakımsızlıktan can çekişiyor. Atıl bir halde bırakılarak adeta can çekişen tarihi surların Eyüp Ayvansaray’dan Fatih Yedikule Zindanlarına kadar olan bölümünün harap olmuş hali ise havadan çekilen görüntülerle gözler önüne serildi.

İstanbul’un en önemli tarihi yapıtları arasında gösterilen surların, bakımsızlıktan harap olmuş bir şekilde zamana karşı direnmeye çalışması havadan drone ile görüntülendi. Atıl durumda bırakılan surların insan hayatını da tehdit ettiği belirtiliyor. Tarihi surların parçaları bakımsızlık sebebiyle en son 13 Ocak 2017 tarihinde Fatih Sulukule Caddesi’nde park halinde duran bir servis aracının üzerine düşmüştü. Surlarda bulunan delhizlerin birçoğu kapatılmış olsa da içerisinde çöpler bırakılmış bir halde bulunuyor.
İstanbul'un önemli tarihi eserleri arasında bulunan tarihi surlar havadan drone ile görüntülenirken surların son hali de gözler önüne serildi. Eyüp Ayvansaray’dan Fatih Yedikule Zindanlarına kadar devam eden İstanbul’un tarihi surlarının havadan aralıksız olarak çekilen görüntülerinde içler acısı durumu da görüntülere yansıdı. Büyük bir kısmı yıkılmış olan ve ayakta zor durduğu gözlenen burçlar da havadan drone ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde adeta tarihte bir yolculuk yapılırken, surların içler acısı hali de insanın içini sızlatıyor. Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğunda olduğu öğrenilen surların bu hali ise vatandaşların tepkisini çekiyor.

“Tarihe sahip çıksınlar”
Tarihi surları korumak için hiç bir şey yapılmadığını ifade eden Celal Dinç,surların bakımı yapmayan İBB'ye tepkisi göstererek “ Bekçi ve güvenlik görevlisi surları korumuyor, restorasyon yapılmıyor. Olmuş haline bırakılmış yıldan yıla bu hale gelmiş. Başıboş olan her yer kötü niyetli kullanılır, Tarihe sahip çıksınlar” ifadelerini kullandı.


“Tinercilerden dolayı pislik yuvasına dönmüş”
1978 yılından beri İstanbul’da olduklarını ifade eden Aziz Aydın, “ Suların dibinde büyüdüm, eskiden buralarda top oynardık ama şimdi tinercilerden dolayı pislik yuvasına dönmüş. Devletimiz o kadar yol ve projeyi yapıyor. Surlara da güzel bir bakım yaparsa biz de gelen turistlerde rahat rahat görürüz. İnanın şuan buralar pislik yuvası biz bile geçmeye korkuyoruz bırakın turisti. İstanbul dediğin zaman surlar olmadığında bir anlamı yok.” şeklinde konuştu.


“Can güvenliğimiz yok, surlar onlardan temizlensin”
Restorasyon çalışmalarının yapılması gerektiğinin altını çizen Leyla Karabacak, “ Ülkemize daha fazla turist gelsin istiyoruz, bu surların bakıma alınması lazım bunlar bizim tarihimiz geçmişimiz. Geçmişi olmayan insanın geleceği de olmaz. Teknolojiden daha çok tarihe önem vermemiz lazım” dedi.
“Başımı sokacak bir yuvaya ihtiyacım var”
30 yıl boyunca surların dibinde yaşadığını dile getiren Ahmet Dinç, “Benim doğup büyüdüğüm yer burası. Benim burada tek dostum yanımdaki kediler. Bana yardım yapacak merhametli bir insan varsa başımı sokacak bir yuvaya ihtiyacım var. Soğuk olduğu zaman ne yapacaksın mecbur yaşıyoruz başa gelen çekilir. Doğup büyüdüğümüz yerde yabancıyız şimdi” ifadelerini kullandı.

İstanbul’un surlarının tarihi
İstanbul Surları, şehrin çevresinde bulunan, Bizans İmparatorluğu zamanında şehri korumak için yapılan duvarlardır. İstanbul'un etrafını çeviren surlar tarihte 5. yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapımlar ile dört defa yenilenmiştir. Son yapımı MS 408'dir. II. Theodosius (MS 408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a, Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu. Tarih boyunca birçok İslam ordusu tarafından son peygamber HZ. Muhammed Mustafa (Sallallahu aleyhi ve sellem)’in İstanbul ile ilgili müjdelediği hadis-i şerif’teki müjdeye kavuşmak sebebi ile defalarca kuşatma altına alınmıştır. 6 Nisan-29 Mayıs 1453 tarihleri arasındaki Osmanlı ordusu kuşatmanın sonucunda Osmanlı Padişahı II. Mehmed komutasındaki birliklerin Bizans İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u fethettiler. Yıllar içerisinde surların bazı kısımlarına küçük restorasyonlar yapıldı. Şuanda ise İstanbul’un surları atıl bir şekilde çürümeye terk edilmiş görünüyor

Surların toplam uzunluğu 22 kilometre
İstanbul’un surlarının uzunluğu toplam 22 km'dir. Haliç surları 5,5 km, kara surları 7,5 km, Marmara Surları 9 km'dir. Kara surları üç bölümden oluşur. Hendek, dış sur ve iç sur. Hendekler bugün tarım alanı olmuştur. Sura bitişik ve 50 m aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır. İç surlarla dış surlar arasında kapı ve merdiven bulunur. İç surlar ve burçların yapımında kefeki taşı ve tuğla kullanılmıştır. Dış surlardan iç surlara geçmek için küçük burçlar vardır. Bütün bu hendek, burç, dış ve iç surların toplam eni 70 m'dir. Surların içinde dehlizler ve küçük oyuklar da bulunmaktadır. Marmara ve Haliç surlarının önündeyse hendek ve dış sur yoktur. Bu surların kalınlığı 5 m, yükseklik 15 m'dir. Burçlar 20 m'dir, Marmara tarafında 103, Haliç tarafında 94 Burç vardır.