İstanbul sokaklarında bir yıldız gibi dolaştım
İstanbul’da yaptığım 1 haftalık test sürüşü esnasında Renault Talisman’ın büyük ilgi çektiğini gördüm. İnsanlar trafikte bile camı açmamı isteyip otomobille ilgili sorular sordu.
Bilge EgemenGençtik, çiçekli elbiseler giyerdik, yanaklarımız kırmızı kırmızıydı ve benim bir Renault Clio’m vardı. Tepe tepe, hatta hor kullandım onu. Binlerce kilometre yol yaptım. Bir gün bile karnı tok mu, sırtı pek mi, ılık bir duş ister mi diye sormadım. Sırtını okşamadım. Buna rağmen o kadar atik, çevik ve inatçıydı ki dere tepe düz giderdi. Her özensizliğime özenle karşılık verir, gık demez, utandırırdı beni.
Yıllar sonra binince akrabası Renault Talisman’a içim bir hoş oldu. Özverili, candan, Clio’mu hatırladım. Bunların aslında ailece, sülalece ne kadar hoş olduklarını düşündüm.
Talisman’ı kullanmaya başlar başlamaz ilk manevram esnasında, aniden gökten mi düştüklerini anlamadığım bir grup insan “Pardon bir bakar mısınız?” şeklinde kibarca kafalarını açık camlardan içeri uzatıp, beni soru yağmuruna tuttu: “Oooo ne kadar yakışıklıymış!,” “Yeni mi çıktı bu?”, “Memnun musunuz?”, “Motoru ne?”, “Fiyatı ne kadar?”, “Uzun yolda giderken de sessiz mi?” Sorular soruları doğurdu. Cevaplarını ben de henüz tam bilmediğim için geçiştirip, ortamdan hızla uzaklaştım. Ve İstanbul trafiğine çıkar çıkmaz insanların otomobillerden, kaldırımlardan dönüp dönüp bana baktığını algıladım. Tam da acaba dişimde bir maydanoz mu unuttum diye şüphe içinde kıvranırken, ilgi çekenin ben değil Talisman olduğunu anladım. Bir ara sadece iş güç sahibi, kerliferli abim değil, üniversite öğrencisi yeğenlerim de Talisman’la gezdir bizi diye tutturdu. Gençler de ilgi gösterdiğine göre Talisman sadece bir makam otomobili olarak algılanmamalıydı.
Bir kere geniş iç mekânlı Talisman’da masaj yapan, ısıtmalı ve havalandırmalı koltuklar sayesinde birinci sınıf bir yolculuk yapıyorsunuz. Sonra otomobilinizle konuşarak anlaşıyorsunuz. Şunu ara, bana bu şarkıyı çal, haritada orayı bul ve beni götür dediğinizde hepsini yapıyor. Hatta bir ara benimkiler tutturdu. “Söyle bize birer orta kahve de yapsın” diye. “Yapmaz” dedim. “Yapıyordur mutlaka sen o düğmeyi bulamıyorsundur” dediler. Artık daha da fazla ses etmedim.
Bu arada duygularınıza göre de şekilden şekle girebiliyor. Şaka değil. 4CONTROL sistemi sayesinde 1 tıkla, “spor”dan “konfor”a, 5 farklı sürüş moduna geçebiliyorsunuz. Geçtiğiniz moda göre gösterge ışıklarının renklerinden tutun da elektronik amortisörlerin tepkileri, EDC vites kutusunun tepkiselliği, değişken direksiyon sertliği, renkli ambiyans, sayaç konfigürasyonu, motor sesi ve koltuk konforu da bu değişikliğe ayak uyduruyor. Özetle Talisman aynı zamanda bir bukalemun, tıpkı duygularımız gibi.
Yerim dar. Bu yüzden sana burada Talisman’ın bütün özelliklerini anlatamam. Eller serbest park özelliğinden mi yoksa bagaj kapağını otomatik olarak açmak için tamponun altına ayağını hafifçe uzatmanın yeterli olduğundan mı başlayayım bilemem. Ama şu centilmence davranışını da es geçmek istemem. Sürücü koltuğuna oturduğunuzda bacak mesafenizi ayarlıyorsunuz. Sonra Talisman’ın hafızasına kaydediyorsunuz.