'İstanbul Mimarlık Rehberi'
“İstanbul Mimarlık Rehberi”, şehrin az bilinen, 20. yüzyıl öncesi İstanbulu’na kıyasla daha az ilgilenilen yakın dönem mimarisine odaklanarak önemli bir boşluğu doldurmak için iyi niyetli ve başarılı sayılabilecek bir adım atmış.
Noyan ÖzkayaKitap, İstanbul’u mahalle mahalle veya sokak sokak gezmek için değil, kentin mimari eserlerini ve değişimini dönemler temelinde tanıtmak amacıyla tasarlanmış. Bu açıdan eserin bir gezi kitabı olmaktan daha çok yazarların bakış açısıyla ve kişisel seçimleriyle ortaya çıkmış bir İstanbul mimari envanteri olduğu söylenebilir.
Kitaptaki tüm mimari yapıtlar, standart bir açıklayıcı format benimsenerek özet notlarla tanıtılmış. Eserler, çoğu zaman genel, zaman zaman ise detay fotoğraflarla desteklenmiş. Karekod kullanılarak eserin yerinin Google Haritalar uygulamasında görüntülenebilmesi özelliği ise bu yapıtları gezerek tanımak isteyen okuyucular için özgün bir fikir olarak ortaya çıkıyor.
Yazarlar, kentin mimari geçmişini ve bu geçmişin yarattığı ruhu yansıtabilmek için “Manzaralar” başlığı altında; ayrıca çok sayıda önemli eserle çağdaş İstanbul mimarisine büyük katkılar sunmuş mimarları tanıtmak amacıyla “Portre” başlıkları altında bir iki sayfalık metinlere yer vermişler. Bu sayede okuyucuya, yapıtların ötesinde İstanbul’un kent kültürü ve mimari kültür mirası hakkında faydalı bilgiler sunmuşlar.
Kitabın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yazarlar, özellikle 21. yüzyılda kentin geçirdiği dönüşümü, eleştirel bir gözle yansıtabilmek ve İstanbul’da faaliyet göstermekte olan bugünün mimarlarını tanıtmak amacıyla söyleşilere yer vermişler.
Bu haliyle kitap, girişte belirtilen amaca uygun bir şekilde, bir yandan 1900'lü yılların başlarından günümüze İstanbul’un mimari evrelerini okuyucuya geniş bir eser kataloğu içinde vermeye çalışırken diğer yandan 2000'li yıllardan itibaren kentte yaşanan hızlı yıkım ve dönüşüm süreçleri hakkında fikir verebilecek eleştirel bir bakış yöneltiyor ve bunda büyük oranda başarılı oluyor.
Rehber, şehrin az bilinen, 20. yüzyıl öncesi İstanbulu’na kıyasla daha az ilgilenilen yakın dönem mimarisine odaklanarak önemli bir boşluğu doldurmak için iyi niyetli ve başarılı sayılabilecek bir adım atmış. Kentin yakın dönem mimari geçmişi ve gelişimi, geniş ve tatmin edici yelpazede konunun meraklısına aktarılmış. Bunu yaparken kitap, fotoğraflar, söyleşiler ve ara metinlerle zenginleştirilmiş.
Ancak birkaç uyarıda bulunmakta da yarar var.
İstanbul’un 1890'a kadar inşa edilen eserlerini ele alan kitabın ilk bölümünde yalnızca Haliç’in güneyindeki İstanbul eserlerinden bahsedilmiş. Galata ve Üsküdar, bu ilk bölümün kapsamı dışında bırakılmış. Boğaz’daki yalılara yalnızca birkaç resim ve cümleyle yer verilmiş, çeşme ve sebillerden yalnızca Topkapı Sarayı girişindeki III. Ahmet Çeşmesi’nden bahsedilmiş, hanlara ise hiç değinilmemiş. Eserleri gösteren bazı fotoğraflarda dikkat dağıtıcı öğeler bulunuyor ve kitapta ufak da olsa gözden geçirilmesi gereken tarihler var.
İstanbul Mimarlık Rehberi pek çok baskıyı görecek bir kitap. Gelecek baskılarda eser seçiminin neye göre yapıldığına dair kısa da olsa bir açıklama eklenmesi, bazı tarihsel bilgilerin düzeltilmesi, kitabın albenisini arttıracaktır.
İstanbul Mimarlık Rehberi / Hendrik Bohle, Jan Dimog'dan / Çeviren: Oğuz Tarihmen / Literatür Yayıncılık / 352 s.