İstanbul Halk Ekmek: Topraktan mutfağa
Bir sorumluluk ve cumhuriyet projesi olarak 1978 yılında hayata geçirilen İstanbul Halk Ekmek, (İHE) el değmeden günde ürettiği 2 milyon ekmek ile 42 yıldır yurttaşların masasında yerini alıyor. Cebeci, Cevizli ve Edirnekapı’da bulunan üç fabrikası ile üretim yapan İHE, tarihinde endüstriyel ekmek üretimi kapsamında Türkiye’de bir ilk olma özelliğini de taşıyor. Anadolu’da buğday üretimi yapan çiftçiye destek olmaya hazırlanan İHE’nin Yönetim Kurulu Başkan Vekili Özgen Nama, “Topraktan direkt mutfağa bir zincir oluşturmak için Anadolu’da buğday üreticilerinin ürünlerini satın alma garantisi vereceğiz. Buğday üreticileri ile kooparatifler kuracağız. Anadolu topraklarında yetişen yerli buğdayımızla organik ekmeğimizi yapacağız” dedi.
Leyla Kılıçİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından Halk Ekmek A.Ş yönetim kurulu başkan vekili olarak atanan Özgen Nama ile Kartal Cevizli’de bulunan İHE fabrikasında bir araya geldik. Unun ekmek haline getirilip, ambajlanma aşamasına tanık olduğumuz fabrikada her işlem lojistik noktasına kadar el değmeden yürütülüyor. 500’e yakın çalışanı ile İHE’nin 53 çeşit ürün yaptığını belirten Nama, tüm mahallelerde yaygınlaşmayı hedeflediklerini aktardı. Ekonomik olarak fırınlara oranla daha uygun fiyata ekmek tüketimini sağlayan İHE’nin İstanbul’un 959 mahallesine de ulaşacağını anlatan Nama, “İstanbul’da 959 mahalle var. İHE ise 347 mahallede var. Yani 612 mahallede yok. İstanbul’un 3’te 2’si bu hizmete ulaşamıyor. Biz Ekrem İmamoğlu’nun da talimatı ile bütün İstanbul’a yayılarak tüm kent yoksullarının ekmeğe ulaşmasını hedefliyoruz. Örneğin Kadıköy’de İHE’nin 15 büfesi varken Sultanbeyli’de 2 büfe var. Oysa Sultanbeyli’nin koşullarını düşündüğümüzde en az Kadıköy kadar büfe olmalıydı” dedi. Nama, İHE’nin ambalajlı ürünlerini tüm illerde ve yurt dışında da satma hedeflerinin olduğunu söyleyerek, “İleriki süreçte İstanbul’un tamamının yanı sıra Türkiye çapında ambalajlı ürünleri ihraç eden bir halk ekmek görebilirsiniz” diye konuştu.
‘BİR ZİNCİR’
Ekmeğin hammaddesi buğdayı Anadolu’da kooparatifler kurarak çifçilere ve tarıma destek olma hedeflerinden de bahseden Nama, “Buğdayın ana yurdu Anadolu. Ülkemiz için verimli ve kıymetli yegane toprakları işleyen çiftçimiz, ekonomik koşulların yarattığı yükle üretim yapamaz hale geldi. Ülke olarak dışa bağımlı hale getirildi. Örneğin; 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 1 milyon ton buğday ithal edildi. Üstelik 0 gümrük vergisi ile. Sizin buğdaya 0 gümrük vergisi getirmeniz, çiftçiye ekmeği buğdayı biçme demekle iş değerdir. Topraktan direkt mutfağa bir zincir oluşturmak için Anadolu’da buğday üreticilerinin ürünlerini satın alma garantisi vereceğiz. Buğday üreticileri ile kooparatifler kuracağız. Anadolu topraklarında yetişen yerli buğdayımızla organik ekmeğimizi yapacağız” diye konuştu. İHE’nin sosyal sorumluluk projesi kapsamında kurulduğu gerçeğini vurgulayan Nama, kent yoksullarına yönelik çalışmaların artacağını belirterek, “Yerel yöneltimlerin hiçbir iştirakinin temel amacı kar değildir. Kente kalite katmak ve sosyal dengenin sağlanmasına yardımcı olmak için bu işiraklar kurulmuştur. Burada önemli olan yurttaşların memnuniyetidir. İHE’nin de en önemli fonksiyonu sosyal sorumluluk projesi olmasıdır. Dolayısıyla kar amacı gütmüyoruz. Ayrıca kent yoksullarına sosyal kart aracılığıyla ücretsiz ekmek veriyoruz. Bunun gibi çalışmalarımızı da artıracağız” ifadelerini kullandı.
ÇÖLYAK İÇİN HESAPLI ÜRÜNLER
Glutensiz ürünleri ile çölyak hastaları için ekonomik bir seçenek olarak raflarda yerini alan İHE, tüm Türkiye’ye adrese teslim ürün yolluyor. Çölyak hastaları için hayati önem taşıyan glutensiz ürünlerin piyasa değerinin 3’te bir fiyatına satıldığını kaydeden Özgen Nama, “Glutensiz ürünleri piyasa ortalamasına baktığımızda 3’te bir fiyatına satıyoruz. Sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin her iline kargo aracılığı ile gönderiyoruz. Burada ürün çeşitliliğini ve dağıtım organizasyonunu yeniden yapılandırarak ihtiyaç sahiplerine erişimi daha da kolay hale getireceğiz” ifadelerini kullandı. Yılbaşında İmamoğlu’nun çölyak hastalarına İHE aracılığıyla hediye gönderdiğini de anlatan Nama, “İlk defa bu yılbaşında çölyak hastaları için bir uygulama yapıldı. Ekrem İmamoğlu’nun yeni yıl dileklerinin de yer aldığı bir kart postal ile glutensiz ürünleri hediye olarak yaklaşık bin çölyak hastasının adreslerine gönderdik” dedi.
İHE’DEN İLAÇ GİBİ EKMEK: ALTINBAHAR
İHE’nin AR-GE Şefi Burak Sanga, 60 yaş üzeri yurttaşların sağlık sorunları yaşamamaları için üretime soktukları Altınbahar ekmeğini anlattı. Bir akademisyenin önerisi üzerine çalışmalara başlandığını ve ortaya besin değeri yüksek bir ekmek çıktığını söyleyen Sanga, “Yaşlı tüketicilerde kemik erimesi, kalsiyum eksikliği gibi sorunlara yönelik takviye besin olabilecek bir ekmek yaptık. Ortaya hem lezzetli hem besin değerleri çok yüksek bir ürün çıktı. Yaşlı bir yurttaş hastaneye gittiği zaman doktor ona kalsiyum, protein gibi değerleri sıvı içerikli ilaçlarla veriyor. Bu ilaçların tanesi eczanelerde ortalama 20 TL civarında satılıyor. Biz daha yüksek değerlerleri 70 gramlık porsiyon olan bir ekmeğe sığdırdık. Altınbahar ekmeğinin fiyatı da sadece 1 buçuk TL. İçeriğinde 21 hammadde kullanıldı. 60 yaş üzeri birinin kalsiyum ve D vitamini açısından günde iki tane Altınbahar ekmek yemesi halinde o gün et, süt gibi besinleri almasına gerek kalmıyor” dedi.