İstanbul halaya durunca...

Kardeş Türküler 25 yıllık müzik yolculuğunu Uniq Açıkhava Sahnesi’ndeki görkemli bir geceyle kutladı.

Emrah Kolukısa

Gökyüzünde ışıl ışıl bir mehtap vardı ve günlerdir ilk kez yağmur bulutlarından ıraktı İstanbul. Kardeş Türküler’in 25. yılını kutlayacağı özel gece için her şey tamdı adeta, kalabalık bir izleyici kitlesi dahil. 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde kurulan ve yıllar içinde büyük kitlelere seslenen bir topluluk haline gelen Kardeş Türküler gazetemizin Cuma6tesi ekinde Dilek Şen’e verdikleri söyleşide “Keşke memleket de sahnemiz gibi olsa” diyorlardı ya, işte o sahneyi izlemek üzere biz de yerimizi aldık ve 21.30’da başlayan, ara dahil gece 00.30’a kadar süren gösterinin akışına bıraktık kendimizi. Duyguların şahlandığı, coşkunun sel gibi aktığı anlar birbirini izledi ve gece heyecanın doruğa çıktığı bir finalle noktalandığında içimiz kıpır kıpır evin yolunu tuttuk.

Sahnede bir cümbüş

Feryal Öney’in “Beyaz atlı şimdi geçti buradan” diyerek başlattığı gece, hem Kardeş Türküler’in 25 yıllık müzik yolculuğunda yollarının kesiştiği isimlerin bir kısmıyla buluşturdu izleyiciyi hem de sınırların olmadığı, dillerin ahenkle raks ettiği, coğrafyamızın tüm renklerinin harmanlandığı cümbüşlü bir akustik mozaik sundu. Bilenler bilir, çok özel istisnalar dışında hep beyaz kıyafetlerle çıkar sahneye Kardeş Türküler. İşte o beyaz renk aslında tüm renklerin bir araya gelerek oluşturduğu beyazdır ve bu haliyle Kardeş Türküler’in en net sembolüdür. Bunu da yaşadık önceki gece, bembeyaz mehtap eşliğinde.
Neşet Ertaş’ın (Feryal’in de dediği gibi ruhu şâd olsun) “Yanıyorum” türküsünün daha ilk notalarıyla ayağa kalkıp oynamaya başlayanlar mı istersiniz, bir anda kendi köşesinde halaya duranlar mı, bir sonraki türküde oturduğu yerden horona başlayanlar mı... hepsini gördük, yaşadık, hissettik. Candan Erçetin’den Mehmet Erdem’e, Ertan Tekin’den Ayşenur Kolivar ve Onur Şentürk’e, Gürcü Sanat Evi Korosu’ndan Sayat Nova Korosu ve Dalepe Nema’ya, Çıplak Ayaklar’dan BGST dansçılarına geceyi unutulmaz kılan nice isim ve topluluk geldi geçti sahneden. Cemal Süreya, Gülten Akın, Yannis Ritsos gibi şairlerin dizelerini sahne üzerinden okuyan Pakrat Estukyan da vardı, Sulukule’nin bağrından (Fehmiye Çelik’in deyişiyle İstanbul’un tam ortasındaki kenardan) kopup gelen Tahribad-ı İsyan da, sadece kendi dili Zazaca şarkılar söyleyen Dersimli Mikail Aslan da...


Coşkulu final


Gecenin finaline doğru sahneden seslenen Vedat Yıldırım “Artık biraz kutlamayı şahlandıralım” minvalinde konuşunca neler olacağını az çok tahmin ettik ama doğrusu son 20 dakika tahminlerimizin de ötesinde bir coşkuya sahne oldu. Hele BGST dansçılarının roman gösterisi ve üzerine Tahribad-ı İsyan’ın çıktığı anlar tam bir zirveydi. Yine de “Kara üzüm habbesi”ni hasretle bekleyen bir kalabalık vardı ve noktanın da onunla gelmesi kaçınılmazdı. Uzun halay zincirlerinin kurulduğu, başörtülüsüyle, Türk’üyle Kürt’üyle, adeta tüm İstanbul’un halaya durduğu o dakikalarda bıraksalar sabaha kadar sürecekti coşku ama Vedat’ın da dediği gibi “Bir nizam var artık” ve bize ayrılan süreyi çok mu çok aştık! Uzun lafın kısası, ışıl ışıl bir mehtap vardı gökyüzünde ve hepimiz oradaydık o gece.

Geceden notlar

-Gece Kardeş Türküler'in 25 yılını özetleyen kısa bir video gösterimiyle başladı. İzleyicinin bir zaman yolculuğuna çıktığı filmde Kardeş Türküler'in gazetemize destek için bahçemizde verdikleri mini konserden de kareler vardı. Filmde, katledilen gazeteci Hırant Dink'in görüntüsü perdeye yansıdığında büyük alkış koptu.

-Kardeş Türküler gece boyunca Orta Anadolu’dan Karadeniz’e, Güneydoğu’dan Trakya’ya yurdun dört bir yanını gezdi ve Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Ermenice, Rumca, Kurmancî, Ladino, Süryanice, Çingenece, Soranî, Lazca, Gürcüce, Arapça türküler söyledi.

-19 kişilik Kardeş Türküler kadrosu finalde tüm konukların eklenmesiyle neredeyse 60 kişiye çıktı. Sahnedeki kalabalık ekibin topluca halaya durduğu anlar coşkuyu da zirveye taşıdı.

-Candan Erçetin ve Kardeş Türküler’in ortak çalışması olan “Bekle” için konser sırasında bir de klip çekimi yapıldı. Böylece iki şarkı için sahnede kalan Erçetin’in ilk söylediği şarkı ise “Vay Halime” oldu.

-Kardeş Türküler, “Karşı yakamızda onlarca can gitti. Buradan onlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” diyerek başsağlığı diledi.

-Tahribad-ı İsyan’dan Zen-G sahneden samimi tavırlarıyla izleyiciye seslendi ve “Kendinizi kasmayın, her şey, akışına bırakın, daralmayın, eğlenin... Nice 25 yıllara” sözleriyle büyük alkış aldı.

-Çıplak Ayaklar dans kumpanyasından iki dansçının geniş bir naylonla yaptıkları gösteri gecenin unutulmazlarındandı. Çıplak Ayaklar’dan Maral Ceranoğlu finaldeki toplu halaya kucağına bağladığı minik bebeğiyle çıktı.

-Mehmet Erdem gitar çalarak Kardeş Türküler ile ‘Bahçada Yeşil Çınar’ şarkısını söyledi. Kardeş Türküler’e teşekkür eden Erdem, “Ben de yıllarca grup içinde yer aldım. İyi ki buradasınız. Nice 25 yıllara” dedi.

-Feryal Öney konserin bitiminde şu sözlerle uğurladı izleyiciyi: “Bu gece burada ve birlikte olduğumuz için teşekkürler.. Kol kola çektiğimiz halaylar, horonlar için teşekkürler.. Hepiniz 25 yıldır türkülerimize ses, sazımıza tel oldunuz.. Tek değil çok diyenlere, önce barış diyenlere teşekkürler.. Güzel olanı bulmak için bastığımız her yanlış notaya teşekkürler..`Bugün artık aramızda olmayanlar, dostlarımız, sizi çok özledik.. Kalbimize nakşettiğiniz eserlerinizin ölümsüzlüğü için teşekkürler.. Pusulası aşk, pusulası cesaret, pusulası vicdan olanlara.. Teşekkürler.”

‘Dert çok ama çare de çok’

Kardeş Türküler ile Candan Erçetin’in birlikte kaydettikleri “Bekle” önümüzdeki günlerde çokça konuşulacağa benzer. Konser sırasında klip çekimi de yapılan hareketli şarkının sözleri dikkat çekici:

 “Kâh ümitli, kâh temkinli / Geçiyor günler / Kimi kârda, kimi darda / Kimi de bekler
Bekle bekle, bekle beklemekle / Olmaz bu işler / Niyetler berhabe olur, ömürler biter / Ömürler heba olur eyvahlar olsun
Ah yaşanır mı? Yaşanmaz / Karalar bağlayıp sızlanmakla / Ah yaşanır mı? Yaşanmaz / Eli, kolu, gözü, dili bağlamakla
(Nakarat)
Dert çok ama çare de çok ama
Haberin olsun
Dert var ama derman da var
Duymayanlar duysun
Kabahati onda buna elâlemde sandım / Kimi sustum, kimi küstüm, kimi, ağladım / Ağla ağla ağlamakla olmaz bu işler /
Niyetler berhabe olur, ömürler biter