İstanbul Başsavcılığı 17 Aralık'ı 'sıfırladı'!

Aralarında bakan çocukları, Sarraf ve Aslan’ın bulunduğu 53 kişi hakkındaki dosya kapandı.

Canan Coşkun/Cumhuriyet

Türkiye’yi sarsan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, işadamı Rıza Sarraf ve eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında bulunduğu 53 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi. Savcılığın gerekçesi “suçun oluşmaması, usule uygun delil toplanmaması ve herhangi bir örgüte rastlanamaması” oldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Ekrem Aydıner’in yürüttüğü soruşturmada, operasyondan 10 ay sonra 53 şüpheli hakkında takipsizlik kararı çıktı. Aydıner, aynı kapsamda soruşturulan eski Genel Müdür Aslan’a ilişkin “dosyasının ayrılması” kararı verdi. Dosyası, “Yardım Toplama Kanunu’na muhalefet” suçundan yürütülmek üzere başka bir esasa kaydedilen Aslan hakkında diğer suçlardan ise takipsizlik hükmü kuruldu.

Dosyada şikâyetçi olarak Sarraf’ın üst düzey bir siyasiye rüşvet vererek görevden alınmasını sağladığı iddia edilen eski Fatih Emniyet Müdür Yardımcısı Orhan İnce’nin ismi yer aldı. Soruşturmada “rüşvet vermek ve suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçundan 74 gün tutuklu kalan Sarraf, 21 Aralık 2013’te çıkarıldığı mahkeme sorgusunda, “O.İ. isimli bir emniyet müdür yardımcısından tehdit aldım. Benden 1 milyon dolar para istedi. Gayrettepe’ye gidip suç duyurusunda bulundum” demişti.

Güler bağlantısı

Sarraf, dosyanın şüphelilerinden Rüçhan Bayar’ın kendisinin yanında çalıştığını ve genelde Çin’deki işleri takip ettiğini belirterek “Rüçhan Bayar Bey’i daha fazla para kazanıp borçlarını ödeyebilmesi için Çin’e yönlendirdim. Prim alıyor. Bunlar için Muammer Güler Bey’e veya oğlu Barış Güler’e herhangi bir para vermedim. Rüçhan Bey’in elde ettiği primlerden bana 200 bin dolar para verdi” demişti. Sarraf, Rüçhan Bayar’dan aldığı 200 bin doları Barış Güler’e Rüçhan Bayar’ın borcu olduğu için verdiğini iddia etmişti.

Çağlayan bağlantısı

Sarraf, İran’ın Türkiye’deki rezervlerinin altın ihracatı yöntemiyle çıkarılmasına yol verilmesi karşılığında Halk Bankası’ndaki İran parasının 0.05’inin rüşvet olarak Zafer Çağlayan’a ödenmesinin söz konusu olmadığını belirtmiş, kendisinin sadece Halk Bankası’nın resmi komisyonlarını ödediğini anlatmıştı. Sarraf, Gana’dan sahte evrakla Türkiye’ye gelen 1.5 ton altın yüklü uçağa ilişkin ise altının Gana’ya geri gönderilmesi olayıyla ilgili hiç kimseye para ödemesi yapmadığını belirtmişti. Dosyaya giren bilirkişi raporunda ise altının tüm çıkış evraklarında, Türkiye Gümrük Bölgesi’ne giriş yaptığına ilişkin beyanında ve diğer belgelerinde 1.500 kg. olarak bildirilmesine karşın, 14 milyon 600 bin dolar değerindeki 292 kg. altının herhangi bir beyana, gümrük işlemine tabi tutulmaksızın Türkiye’ye sokulduğu kaydedilmişti.

Bağış bağlantısı

Sarraf, Egemen Bağış’a ağabeyinin Türk vatandaşlığına geçmesi ve diğer işlemler için rüşvet vermediğini öne sürmüştü. Sarraf gibi “rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek” suçlamasıyla 74 gün tutuklu kalan eski bakan Güler’in oğlu Barış Güler de, Sarraf ile tanışmasının şüpheli olan akrabası Rüçhan Bayar’ın Sarraf’ın yanında çalışmasıyla gerçekleştiğini
belirtmişti.

Rüşvet almak suçundan bir süre tutuklu kalan ve evinden ayakkabı kutuları içinde paralar çıkan Süleyman Aslan ise Sarraf’ı hayırsever birisi olarak tanımlamış, imam hatip projesine başlamadıkları için parayı kendi nezdinde tuttuğunu söylemişti. Soruşturmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca eski bakanlar Güler, Çağlayan, Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkında TBMM’ye bilgi notu  gönderilmişti. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar’ın oğlu Oğuz Bayraktar’ın da şüphelisi olduğu TOKİ dosyası ile Fatih Belediye Belediye Başkanı Mustafa Demir’in bulunduğu dosyada da takipsizlik kararı çıkmıştı. Bu dosyalar için verilen takipsizlik kararlarında da savcı Aydıner’in imzası yer aldı.

Paralar iade edilecek

Takipsizlik kararının kesinleşmesi durumunda Süleyman Aslan’dan elde edilen paraların İstanbul Valiliği’ne gönderileceği kaydedildi. Aslan’dan ele geçirilen 1 milyon Euro, ÜsküpEğitim ve Kültür Vakfı’na bağış parası olduğu gerekçesi iade edilmişti. Aslan’ın ayakkabı kutusunda 4.5 milyon
doları aşkın para olduğu, evinde 2.5 milyon dolar ve 2. 5 milyon  euro ele geçirildiği ifade edilmişti. Takipsizlik kararında, kararın bir örneğinin, Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından soruşturma yapılan kişiler yönünden gereğinin yapılmasıiçin TBMM Başkanlığı’na gönderilmesine hükmedildi.

Savcı Ekrem Aydıner tarafından verilen 63 sayfalık takipsizlik kararında, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın, Rıza Sarraf tarafından otel işletmesi için alınması düşünülen kredinin temini konusundaki
yardımı, gazetede çıkacak haberlerin engellenmesi ve yurt dışına çıkış için alınacak vizelerde kolaylık sağlanması konularında rüşvet verildiğinin iddia edildiği ancak sayılan iş ve işlemlerin hiçbirinin Avrupa Birliği Bakanı’nın görev alanı ile ilgili olmadığı belirtildi. Bu nedenlerle rüşvet suçunun unsurlarının oluşmayacağı, haklarında soruşturma yapılan şüphelilerin bu eylemle ilgili olarak rüşvet verme ve rüşvete aracılık suçunu işlediklerinden söz etmenin mümkün olmadığı kaydedildi.

Kararda, belgelerin sahteliğine göz yumulmasını sağladığı, Sarraf’a ait şirketlerin işlemleri için düşük komisyon uyguladığı gibi suçlamalar yöneltilen Süleyman Aslan hakkındaki iddialar için delil  bulunmadığı vurgulandı. Aslan’ın evinde ele geçirilen paralar ile ifa ettiği görevle bağlantı kurulamadığı ifade edildi. Aslan ile ilgili olarak söz konusu eylemin görevi kötüye kullanma olarak  nitelendirilemeyeceği kaydedildi.

Can Dündar'dan 17 Aralık belgeseli: Erdoğan'ın en uzun günü / VİDEO TIKLAYINIZ...