İşsizlik öldürüyor
İŞKUR verilerine göre, ‘kayıtlı işsiz’ sayısının, 10 yılda yüzde 500 arttığı, kayıtsız işsiz sayısının bilinmediği bir ortamda, banka borçları, kredi ve kredi kartı taksitini ödeyemeyenlerin yanında, 22 milyona dayanan icra ve haciz davaları ‘intihar ettiren ekonominin’ sadece birkaç unsuru.
Cumhuriyet/Ekonomi ServisiBüyük pembe hayallerin süslediği önce “alın verin ekonomiye can verin” sloganlarıyla iç tüketimi körükleyerek ilk birkaç yıl yüksek büyüme sağlayan ancak borç bini, cari açık kapanabilir ölçüyü aşınca aldığı taksit ve limit sınırlamalarıyla iç tüketimi dizginlemeye çalışan AKP hükümetinin ekonomi politikaları yurttaşı intihara sürüklüyor. BBC’nin internet sitesinde yer alan bir habere göre, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri gözden kaçan bir itirafı ortaya koyuyor: İntihar ettiren ekonomi...
Verilere göre, 2013’te, yüzde 72.7’si erkek, yüzde 27.3’ü kadın olmak üzere, 3189 kişi intihar etti. Erkek egemen Türkiye toplumunda, sırtlarındaki yük daha ağır olduğu için mi, erkek intiharları kadınlardan üç kat fazla.
TÜİK’in yayımladığı, 2013 Yılı Türkiye intihar istatistikleri, sosyolojik ve psikolojik olmaktan çok, ciddi “ekonomik alarmlar” veriyor.
İstatistiklerin söylediği; 100 bin nüfus başına düşen, intihar sayısını ifade eden “kaba intihar hızı”, 2013’te yüz binde 4.19 oldu. Her 10 milyon kişiden 419’u intihar etti.
İntihar hızının en yüksek olduğu il, yüz binde 9.33 ile Karaman. Sonra, 7.54 ile Ardahan, 7.22 ile Bingöl ve 7.09 ile Elazığ geliyor. Dikkat ederseniz, ülkenin geri kalmış bölgelerinde, sosyal yaşamın en alt düzeyde, işsiz genç nüfusun ve tutuculuğun üst düzeyde olduğu iller.
Yaşlılar ağırlıkta
Yaşa görey, yüz binde 8.08 ile en fazla intihar edenler 75 yaş ve üstü grubunda. Emeklilerin, toplumsal yapıda “en perişanlar” kategorisinde olduğu, açlık sınırının kat kat altında bir aylıkla yaşamını sürdürdüğü ve sayılarının 9 milyonu aştığı malum.
Haziranda, 9.75’e yükselen enflasyona karşın, temmuzda ikinci 6 ay emekli maaş zammı yüzde 5.75. Emekli, enflasyona -4 yenik durumda. Oysa yaz ortasında bile, domatesin fiyatı yüzde 150 artmış durumda.
İntiharların yüzde 16.1’i hastalık, yüzde 9.3’ü aile içi geçimsizlik, yüzde 6.9’u geçim zorluğu, yüzde 1.9’u ticari başarısızlık yüzünden. Çoğunun nedeni bilinmiyor.
Aile içi geçimsizlikte en büyük etken işsizlik, gelir yetersizliği, borçlar. Bu durumda, aile içi geçimsizlik, geçim zorluğu ve ticari başarısızlık nedeniyle intiharları, “ekonomik nedenler” olarak sayabiliriz. Bu yüzden gerçekleşen intiharların oranı, böylece toplam yüzde 18.3 ile ilk sırada.
100 liranın 57’si borca
İŞKUR verileriyle, “kayıtlı işsiz” sayısının, 10 yılda yüzde 500 arttığı, kayıtsız işsiz sayısının ise bilinmediği bir ortamda, banka borçlarını, kredi ve kredi kartı taksitini ödeyemeyenlerin yanında, 22 milyona dayanan icra ve haciz davaları “intihar ettiren ekonominin” sadece birkaç unsuru.
Haneler, her 100 TL’lik gelirinin 57 TL’sini borç ödemeye ayırmak zorunda. Milyonlarca ailenin bu ekonomik baskı, tükenmişlik ve çıkmazda, intiharı çıkış yolu görmesi yanında, bir de “cinnet” boyutu var.
İntihar eden kişilerin yüzde 38.4’ü ilkokul, yüzde 14.2’si lise ve dengi okul mezunu. Özetle, milyonlarca üniversite mezununun işsiz olduğu, 15-25 yaş arası, genç işsizlerin, yüzde 19’a vardığı bir ekonomide, rekabet, tercih edilme, iş bulma şansı hemen hiç olmayanlar.
İntiharlar ağırlıkla, tıpkı devletin kendisi gibi, bireylerin ve hanelerin de çarklarının borçla döndüğü, borçların gırtlağa dayandığı ve ödenemez hale geldiği bir tablonun sonucu.
Bireyler, bu tabloda, TÜİK verilerinin itiraf ettiği gibi, borçların altında ezilerek ölümü seçerken, bankalarda bonkörce dağıtıp borç verdikleri kredileri, kredi kartlarını geri almanın peşinde, avukat ordularını devreye sokuyor.
Tablo, giderek insanları intihara, banka sistemini de sarsıntıya sürüklüyor.