İşsizlik Fonu'na başvuru süresi uzatıldı

Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Başbakanlık Yeni Bina'daki toplantı yaklaşık 6,5 saat sürdü. Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, kısa çalışma ödeneği ile ilgili sürenin 6 ay daha uzatıldığını bildirdi.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında alınan kararla Kısa Çalışma Ödeneği'nin süresinin altı ay daha uzatıldığını bildirdi. Çiçek, ''2009 yılında bu kısa çalışma imkanından faydalanan kişi sayısı 192 bin 162'dir ve ödenen para da yaklaşık 163 milyon TL'dir. 2010 yılı Şubat ayı sonu itibariyle yararlanan kişi sayısı yaklaşık 203 bin olmuştur. Dolayısıyla artışı da dikkate alarak bu imkandan istifadeyi uzatmış oluyoruz altı ay daha. Kısa Çalışma Ödeneği ile ilgili süre uzatılmış oluyor bugünden geçerli olmak üzere'' diye konuştu.

''İhracattaki artış sürüyor"

Bakanlar Kurulu'nda, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın dış ticaret ve ihracatla ilgili bir sunum yaptığını dile getiren Çiçek, bugün Şubat ayı ihracat rakamlarının da açıklandığını hatırlattı.
''Kabul etmemiz lazım ki Türkiye'nin büyümesi büyük ölçüde ihracata dayalıdır. İhracat ne kadar artarsa Türkiye'nin ekonomik gelişmesi de ona paralel olarak güçlenmekte ve gelişmektedir. İhracata dayalı büyüme söz konusu olduğunda da tabii olarak üzerinde durduğumuz ihracatın artırılmasıdır'' diye konuşan Çiçek, bugün açıklanan rakamlara göre Şubat ayında sanayi ürünleri ihracatının yüzde 20,5; tarım ürünleri ihracatının yüzde 13,5; madencilik ürünleri ihracatının da yüzde 68 oranında arttığını vurguladı.

İhracattaki büyümenin ve artışın sürdüğüne işaret eden Çiçek, Türkiye'nin 2009 Şubat ayında 6 milyar 836 milyon dolar olan ihracatının, 2010 Şubat ayında 8 milyar 226 milyon dolara çıktığını kaydetti. Aylık değişim oranının yüzde 4,6 olduğunu anımsatan Çiçek, bunu geçen yıla göre ''önemli bir artış'' ve ''krizden çıkış açısından önemli işaretlerden biri olarak'' nitelendirdi.

Çiçek, taşıt araçları sektöründeki yüzde 37,8'lik yükselmenin yan sanayi açısından önemli bir istihdam sağladığına, KOBİ'ler için önemli bir imkan olduğuna işaret etti.

Kayıt rakamları itibariyle Ocak ayında yüzde 12 ve Şubat ayında yüzde 20'lik artışın söz konusu olduğunu belirten Çiçek, ''Bu da şunu ifade ediyor ki Orta Vadeli Programda 2010 için öngörülen hedefi Türkiye rahatlıkla yakalayabilecektir. Hatta bunun üzerinde bir miktar daha fazla gerçekleşme olabilecektir. İhracat rakamları fevkalade olumludur, Türkiye ekonomisinin değerlendirilebilmesi bakımından'' şeklinde konuştu.
 

TEKEL işçilerinin durumu

Danıştay 12. Dairesi'nin kararı anımsatılarak, ''Bundan sonra ne olacak yeni bir süre mi belirlenecek?'' sorusuna Çiçek, ''Gerekçesini bilmiyoruz. Onu ilgili birimler kendi yönlerinden değerlendirecektir. Çünkü bir dava açıldığına göre onun tarafı olan idareler bu kararı elbette değerlendirecek, yapılması gereken husus neyse onun gereği yapılacaktır'' yanıtını verdi.

''Danıştay'ın kararından sonra çadırların kaldırılması için müdahale beklenebilir mi?'' sorusu üzerine Çiçek, şunları söyledi: ''Bir dava söz konusu olduğuna göre idare aleyhine açılmıştır. Davanın tarafı olan idareler bu kararı değerlendirirler. İşin bir yönü budur. Tabiatıyla bir yargı kararı olması nedeniyle gereği neyse o yapılır, yeni bir düzenleme gerekiyorsa o da yapılabilecektir.

Sorduğunuz husus, kamu düzeniyle alakalı bir konu. Şunu açıkça ifade edelim. Bu ülkede herkes hakkını arayabilir, aramanın yolları açıktır. Ama kim hak arıyorsa yasalara uygun olarak haklarını aramalıdır. Yasaların dışına çıkarak hak arama çabası içinde olmak hak arayanları da haksız duruma düşürür. Doğru olmaz, kanunla karşı karşıya getirebilir. Buna herkesin dikkat etmesi lazım. Bizim ülkemizde aklı veren çok olur da ekmeği veren az olur. Başkalarının bir kısım laflarına bakarak kimse kanunla karşı karşıya da gelmemelidir.''

Çiçek, ''insanlar miting yapacaksa, alınan bir kararı protesto edecekse, bu konuda eleştirilerini yapacaksa bunların hepsinin yasal çerçevede olmasında herkes için fayda bulunduğunu'' söyledi. Çiçek, ''Ümit ederim kimse kanunla karşı karşıya gelmemelidir. Toplumsal müsamahayı da kimse bir başka türlü değerlendirmemelidir'' dedi.


Anayasa değişikliği

Bakan Çiçek, ''Anayasa değişikliğine hazırlanıldığını Başbakan söyledi. Bu konuda muhalefete ne zaman gideceksiniz? Askere sivil yargıyla ilgili çalışmalar ne zaman olacak? Reform paketinin ayrıntıları netleşti mi?'' sorularına şu yanıtı verdi:
''Şimdi zaten reform paketinden kastınız hangisi? Bildiğiniz gibi hem seçim yasaları hem anayasa değişikliği anayasamız gereği hükümetin gündeminde olan konular değil. Bunlar partinin veya grubun yaptığı çalışmalar. Bakanlar Kurulu'nda bu konular konuşmadık... Partinin MYK'sı veya yetkili kurullarında bu konuları konuşuyoruz. Dün sayın Başbakanımız da açıkladı ki mart ayı içinde bu değişikliklerle ilgili bir teklifi TBMM'ye sunma imkanımız olabilecektir. Bu teklif olgunlaştırıldığında herkesin bilgisi olacaktır. Bu işin Meclis'te yasalaşmasında katkı vermelerini umduğumuz, beklediğimiz muhalefetin de bilgisi olacaktır. Çalışmalar bittiğinde nasıl bir yol takip edileceğini ilgili arkadaşlarımız söylerler. Dolayısıyla bugün dünkü ifade edilen hususlarla ilgili hem seçim yasası, hem de anayasa konusunda bugün bir değerlendirmemiz olmadı ama ayrıca değerlendirme yapıyoruz.''

1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları

Bakan Çiçek, ''ABD'de 4 Mart'ta görüşülecek sözde Ermeni soykırımı iddialarına'' ilişkin soruya da şu yanıtı verdi: ''Türkiye ile ABD, iki önemli müttefik ülkedir. Son 50,60 yılın tarihini birlikte paylaşıyoruz. Dolayısıyla bu türlü bir tasarı, Türk-ABD ilişkilerine, kabulü halinde önemli zarar verir. Özellikle hem Türkiye'nin hem de ABD'nin bölgede yüklendikleri sorumluluklar ve bunun karşılıklı olarak getirdiği yükümlükler dikkate alındığında, bu türlü sözde bir kısım tasarıların meclislerden karara bağlanmış olmasını biz baştan beri doğru bulmuyoruz. Bu Türk-ABD ilişkilerini büyük ölçüde etkileyebileceğini düşünüyoruz. Bunu komisyon üyeleri de herhalde düşünecektir, düşünmelidir.

İkincisi, Kafkaslarda barış ve istikrarın sağlanması bakımından Türkiye'nin de Ermenistan ile yürüttüğü bir inisiyatif var. Olumsuz bir karar bu ilişkileri de etkileyecektir. Herkes bütün bu gelişmeleri dikkate alarak tarihi olayları parlamentolarda karara bağlamak gibi bir alışkanlıktan herkesin vazgeçmesi lazım. O zaman bu kararı alanlar da başka türlü sıkıntılara girebilirler. Onun için biz, sağduyunun galip geleceğini düşünüyoruz. Bu konuda her kademede bu konuyu biz gündeme getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. Şu anda ABD'de olan heyetler var. Başbakanımız bunu yaptığı görüşmede dile getirdi. Bu endişeleri ortaya koydu. Dışişleri bakanımızın temasları var. Yani bizim, bu tasarının geçmemesi noktasında üzerimize düşeni yapıyoruz. Ama bütün mesele oylamaya katılacak olanların da bu nezaketi dikkate alarak, bu hassasiyeti dikkate alarak oy vermeleri beklentimizdir.''

Bakan Çiçek, bir soru üzerine Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile daha önce bu konuları görüştüğünü anımsatarak, ''Bu tasarılar bir gecede gelmedi. Bugün için demiyorum, son ziyarette bu konular gündeme geldi. Zaten son ana bırakılmış bir teşebbüs değil Türkiye'nin bu konudaki yaklaşımı, onun için her kademede konu gündeme getirilmiştir. Bizim yönümüzden ne anlam ifade ettiği ve getirebileceği olumsuzlukları da ilgili makamlara her kademede söylenmiştir'' dedi.

Rekabet Faslı'nın açılması için devlet yardımlarıyla ilgili kanun tasarısının çıkacağını ifade ettiğini anımsatan bir gazetecinin, tasarının içeriğini sorması üzerine Bakan Çiçek, tasarının kapsamlı olduğunu kaydetti.

Devlet tarafından bir kısım sivil kuruluşlara yardımları içerdiğini dile getiren Bakan Çiçek, bu konuda AB standartlarına kavuşturulması gerektiğini belirtti.

Basında, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a atfen, ''Kaybedersem AK Parti politikası da kaybeder'' şeklinde sözlerinin sorulması üzerine Çiçek, şunları söyledi: ''Bizim desteğimiz Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkınadır ve orada sürdürülen politikalaradır. Şahıslarla ilgili değil. Biz orada adil ve kalıcı bir barışın tesisini arzu ediyoruz, politikamız budur. Bunun parametreleri daha önce açıklandı. BM parametreleri çerçevesinde adil ve kalıcı bir barışın sürdürülmesinden yanayız. Bizim desteğimiz de bunadır. Kıbrıs'ta da işleyen bir demokrasi var. Biz adayların hepsine bugün olan ya da yarın olacakların hepsine eşit mesafedeyiz. Kıbrıs'taki seçmenler kimi seçerse biz onunla çalışmaya hazırız. Dolayısıyla bizim desteğimiz kişilere değil, Kıbrıs Türk halkına ve sürdürülen politikalardır.''