"İşsizliğe kalıcı çözüm sağlanacak"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, orta ve uzun vadede büyümenin istihdama katkısının artırılarak işsizlik sorununa kalıcı bir çözüm sağlamış olacaklarını dile getirdi.

cumhuriyet.com.tr

"Ulusal İstihdam Strateji Belgesi'nin" son taslağının gündeme alındığı EKK toplantısında Bakan Babacan, açılış konuşmasını yaptı. Türkiye'nin öncelikli sorunlarından birisinin issizlik olduğunu vurgulayan Babacan, bu sorunun sadece Hükümetin çabalarıyla, çalışmalarıyla çözülebilecek bir sorun olmadığının unutulmamasını istedi. İstihdamın artmasının hemen herkesin üzerinde sorumluluk hissetmesi gereken bir konu olduğunu dile getiren Babacan, "İşte bu yüzden biz özel sektörümüzle, sendikalarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla el birliği yaparak, dayanışma içerisinde çalışarak Ulusal İstihdam Stratejinin taslağını hazırladık. Bu, temelleri sağlam, ayakları yere basan, işsizliği azaltmaya, istihdamı artırmaya ve istihdamın yapısını biçimlendirmeye yönelik olarak ortaya koyduğumuz bir strateji bütünüdür. İstihdam stratejisi çerçevesinde uygulanacak politika ve tedbirlerle Türkiye işgücü piyasasındaki yapısal sorunların çözülmesini hedefliyoruz" dedi. Orta ve uzun vadede büyümenin istihdama katkısının artırılarak işsizlik sorununa kalıcı bir çözüm sağlamış olacaklarını dile getiren Bakan Babacan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının "Ulusal İstihdam Stratejisi" hazırlık çalışmalarına 2009 yılının Ekim ayında başladığını vurgulayarak, istihdamın artırılmasının ancak bütüncül bir anlayışla, genel bir strateji çerçevesinde yürütüldüğünde başarılı sonuçlar ortaya çıkacağını kaydetti.
 

İşsizliğin en önemli sebebi vasıflı eleman temininde güçlük

Bakan Babacan, Türkiye'de işsizliğin en önemli nedenleri arasında işverenlerin aradığı vasıflar ile iş arayanların sahip olduğu becerilerin tam anlamıyla örtüşmemesinin geldiğini, bundan kaynaklanan arz-talep dengesizliğinin de işsizliğe yol açtığını bildirdi. İşte bu yüzden istihdam politikalarımızın önemli bir bileşeni olan aktif işgücü programlarıyla işsiz vatandaşlara işgücü uyum hizmetleri vererek istihdam edilebilirliliğinin artırılmasını hedeflediklerini söyleyen Babacan, aktif işgücü programlarının önemli bir ayağını mesleki eğitim kurslarının oluşturduğunu dile getiren Babacan, en fazla altı ay, haftada da en fazla 40 saat olacak şekilde İş-Kur'a kayıtlı vatandaşlara işgücü piyasasının ihtiyaçları çerçevesinde eğitim hizmetleri sunulduğunu anımsattı.
 

Çalışmalar 5 temel politika ekseninde oluşturuldu

Bu hazırlık çalışmalarının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde kurulan ve istihdam alanında uzman akademisyenler ve kamu görevlilerinden oluşan "İstihdam Danışma Kurulu" tarafından yürütüldüğünü kaydeden Bakan Babacan, Kurul'un istihdam stratejisinin amacı, kapsamı ve niteliği ile yöntemin tespitinde belirleyici olduğunu kaydetti. Babacan bu kapsamda benimsenen çalışma ilkeleri ve temel politika eksenlerini şöyle sıraladı:
"Çalışmaların 5 temel politika ekseninde oluşturulan komiteler aracılığıyla yürütülmesi, stratejinin hazırlanmasında başta sosyal taraflar olmak üzere tüm paydaşların katkılarının alınması, çalışmaların çalıştaylar tertiplenerek yürütülmesi."

Bakan Babacan, temel politika eksenlerinin ise eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, işgücü piyasasının esnekleştirilmesi, kadınlar, gençler ve dezavantajlı grupların istihdamının artırılması, istihdam-sosyal koruma ilişkisinin güçlendirilmesi olarak tespit edildiğini bildirdi.
 

İki çalıştay düzenlendi

Ulusal İstihdam Stratejisi hazırlıkları sürecinde üçer tam gün süreli iki Çalıştay düzenlendiğini kaydeden Bakan Babacan, "Bu çalıştayların ilkine konusunda uzman 180 kişi katılmış ve paydaşların görüşleri alınmıştır. Bunun yanı sıra, strateji metninin hazırlanmasına katkı sağlamak üzere, Strateji ve Eylem Planı Çerçevesi geliştirilmesi de hedeflendi. Böylelikle her bir alan için genel nitelikte durum analizinin yapılması ve strateji metnine yönelik bir çerçeve oluşturulması amaçlandı. İkinci Çalıştay'da ise 220 kişilik geniş bir katılımla temel amaç ve politikalar ile öncelik ve tedbirler belirlendi" diye konuştu.
 

Ulusal istihdam stratejisi katılımcı bir anlayışla hazırlandı

Ulusal İstihdam Stratejisinin katılımcı bir anlayışla hazırlanması ilkesinin çalıştaylarda azami ölçüde gözetildiğine değinen Babacan, bu kapsamda da toplantılar, kamu kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri, işçi ve işveren konfederasyonları, sivil toplum kuruluşları, bilim dünyası, basın yayın organları ve siyaset kurumu temsilcilerinin katılımlarıyla gerçekleştirildiğini ifade etti. Takip eden dönemde ise temel amaçlar ve hedefler ile politika tedbirleri somutlaştırıldığını vurgulayan Bakan Babacan, her önerinin, her tedbirin "ekonomiklik, etkinlik ve uygulanabilirlik" kriterleri esas alınarak belirlendiğini kaydetti. Babacan, bugünkü toplantıda ise taslak metnin son halini sivil toplum kuruluşları başkanları ile görüşüleceğini, onların görüş ve önerilerini alacaklarını dile getirdi.
 

Küresel krizle işsizlik sorunu pek çok ülkede 1929 buhranının ötesine geçti

Bakan Babacan, tüm dünyayı derinden etkileyen küresel kriz nedeniyle pek çok ülkede işsizliğin, 1929 Büyük Buhranı'ndan sonra yaşanan işsizlik sorununun da ötesine geçtiğini dile getirdi. Büyük Buhran öncesi ve sonrasında işsizlik oranlarındaki değişime, işsizlik oranlarının dip noktası ile en yüksek noktası arasındaki fark olarak bakıldığın bu rakamın İspanya'da 7.7 puan, İrlanda'da 7.6 puan, ABD'de 3.9 olduğunu dile getirdi. Basit bir analizle, 2009 yılı ile 2007 yılı ortalama işsizlik oranları arasındaki farkın ele alınıp, bu kriz sırasında durum nedir diye bakıldığında, işsizlik oranındaki artışın İspanya için 9.8 puan, İrlanda için 7.3 puan, ABD için 4.7 puan olduğunu vurgulayan Babacan, "Nereden bakarsanız bakın ilk başta küresel finans krizi olarak adlandırdığı bu dalgalanma bu kaos, nihai olarak gelip işgücü piyasasını vurmuş ve küresel işsizlik sorununa dönüştü" dedi.
 

Ekonomik krizin işsizlik üzerindeki etkisini Türkiye de hissetti

Babacan, küresel ekonomik krizin etkisini Türkiye'nin de hissettiğini bildirerek, Türkiye'de yüzde 10 civarında seyreden işsizlik oranının 2008 yılında yüzde 11'e, 2009 yılında ise yüzde 14'e yükseldiğini anımsattı. İşsizliğin artışı ile birlikte işsizlik sigortasından yararlananların sayısının 2007 yılında 221.6 bin kişi iken 2009 yılında 471.6 bin kişiye kadar çıktığını ifade eden Babacan, diğer taraftan sanayi sektörü üretimindeki daralma sonucu işsiz kalanların bir kısmının tarım sektöründeki işlere yöneldiğini kaydetti. Babacan, 2000'li yıllardan itibaren düşmekte olan tarım sektöründeki istihdamın küresel ekonomik krizle birlikte arttığını ve 2007 yılında 4.8 milyondan 2009 yılında 5.3 milyona çıktığını söyledi.
 

2009'da istihmı artıran 9 ülkeden biri Türiye

2009 yılında istihdam edilen kişi sayısının dünya genelindeki seyrine işaret eden Babacan, uluslararası kıyaslama yapılabilmesi açısından ellerinde verisi bulunan 67 ülkeden sadece 21'inde yıllık bazda istihdam artışı kaydedildiğini ifade etti. Bu ülkelerden birisi olan Türkiye'nin, en yüksek istihdam artışının yaşandığı dokuzuncu ülke olduğuna dikkat çeken Babacan, "Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerine göre krizin en şiddetli olduğu 2009 yılında Türkiye'de istihdam edilen ortalama kişi sayısı 2008 yılına göre yaklaşık olarak 96 bin kişi artmıştır. Öte yandan gelişmiş ülkelerden mesela Kore'ye, Çek Cumhuriyeti'ne, Macaristan'a, Tayvan'a bakacak olursak; Kore'de toplam istihdam yaklaşık 72 bin, Çek Cumhuriyeti'nde 68 bin, Macaristan'da 97 bin, Tayvan'da ise 124 bin kişi azalmıştır. Gelişmiş ülkelerde ise durum daha da vahim bir boyuta ulaşmıştır. Örneğin toplam istihdam Almanya'da 82 bin, İsviçre'de 95 bin, Fransa'da 207 bin, İngiltere'de 445 bin, Japonya'da 1 milyon 43 bin, İspanya'da 1 milyon 369 bin 650, Rusya Federasyonu'nda 1 milyon 524 bin 500, ABD'de ise 5 milyon 485 bin kişi azalmıştır" dedi.
 

İşsizlik verileri bir önceki yıla göre analiz edilmeli

İşgücü piyasası verilerinin, özellikle tarım, inşaat, hizmetler gibi sektörlerdeki istihdamın etkisiyle mevsimsellik ihtiva ettiğini kaydeden Bakan Babacan, söz konusu sektörlerde istihdam edilen kişi sayısının kış aylarında azalıp, yaz aylarında arttığını vurguladı. Böylece kış aylarında işsizlik oranında artışlar görülürken yaz aylarında işsizlik oranlarının düştüğünü dile getiren Bakan Babacan, dolayısıyla işgücü piyasasındaki gelişmeler değerlendirilirken, bir önceki aya göre değişmelerden ziyade, bir önceki yılın aynı ayına göre değişmelerin analiz edilmesinin daha doğru bir yöntem olacağını aktardı. Bakan Babacan, bir diğer alternatifin ise mevsimselliğin etkisini istihdam ve işsizlik verilerinden ayıklamak olduğunu söyledi.
 

2009 sonundan itibaren işsizlik oranı Türkiye'de geriledi

Türkiye'deki gelişmelere yıllık değişim olarak bakacak olursak 2009 yılının sonundan itibaren işsizlik oranı gerilediğini kaydeden Babacan, Şubat ayı itibarıyla bir önceki senenin aynı ayına göre işsizlik oranındaki düşüşün 1.7 puan olduğunu bildirdi. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle toplam istihdamın seyrine bakıldığında, Türkiye'de istihdamın geçen yılın Mayıs ayından bu yana kademeli bir şekilde arttığını ve Şubat ayı itibarıyla toplam istihdamın 2009 Şubatına göre yaklaşık 1.5 milyon kişi artığını belirtti.
Babacan, "Tabi şöyle de bir gerçek var ki istihdam artışı her zaman işsizlikteki düşüşü aynı hızla beraberinde getirmeyebilir. Çünkü bizim nüfusumuz her sene ortalama 800 bin kişi artmakta, ortalama 500-600 bin gencimiz de işgücüne katılmaktadır. Dolayısıyla biz her sene işgücüne katılan gençlerimize iş bulabildiğimizde işsizlik oranını ancak sabit tutmuş oluyoruz. Bu durum gelişmiş ülkelerde hatta AB'ye yeni katılan ülkelerde daha farklıdır. AB'ye yeni üyelerin büyük bir bölümünde nüfus artmazken ve hatta gerilerken Türkiye'de nüfus artış oranı- istediğimiz noktada olmasa da- pozitif bir seviyededir" diye konuştu.
 

İşsizlik oranındaki gerileme ve istihdam artışında Türkiye olumlu anlamda ayrıştı

Diğer ülkelerdeki gelişmeler ile kıyaslandığında aslında Türkiye'de istihdam piyasasındaki canlanmanın hızlandığını, işsizlik oranındaki gerilemenin belirgin bir seyir izlediğinin son derece açık olduğunu söyleyen Babacan, "Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerini kullanarak 2010 yılı Şubat ayı itibarıyla işsizlik oranlarındaki yıllık değişime bakacak olursak 51 ülkeden 38'inde işsizlik oranları artmaya devam etmekte ya da sabit kalmaktadır. Sadece 13 ülkede işsizlik oranları yıllık bazda gerilemektedir. Türkiye, işsizlik oranının en hızlı gerilediği ülkelerin başında gelmektedir. İstihdam artışı ve işsizlik oranındaki gerileme itibarıyla Türkiye pek çok ülkeden olumlu anlamda ayrışmış durumdadır. Sanayideki, ihracattaki, hizmetler sektöründeki canlanmanın devam etmesiyle artık daha fazla vatandaşımızın iş sahibi olacağı bir döneme girmiş bulunuyoruz" dedi.

İşsizliik konusunda zaman zaman haksız eleştiriler yapılıyor

Bakan Babacan, işsizlik konusunda zaman zaman bazı haksız eleştiriler yapıldığını vurguladı. Özellikle her işsizlik verisi açıklandıktan sonra genç nüfustaki işsizlik oranının sanki sadece Türkiye'de yüksek seviyelerde olduğu gerek muhalefet gerekse de bazı basın kuruluşları tarafından dile getirildiğini, karamsar tablolar çizildiğini belirten Babacan, "Oysaki şöyle bir Avrupa'da, dünyanın geri kalanında durum nedir diye baksalar çok da farklı bir tablo olmadığını göreceklerdir. Bakın, Avro bölgesinde, Avrupa Birliği'nde genç nüfusta işsizlik oranı geçtiğimiz yılsonu itibarıyla yüzde 19'lar, yüzde 20'ler mertebesindedir ve bu oran gün geçtikçe artmaktadır. Avro bölgesinde söz konusu rakam yılsonunda 19.7 iken Nisan ayı itibarıyla yüzde 20'e yükselmiş durumda. Ülke bazında bakacak olursak mesela İrlanda'da bu oran geçtiğimiz sene sonunda yüzde 28.4; İspanya'da yüzde 39.3; İtalya'da yüzde 26.7; Finlandiya'da yüzde 23.2; İsveç'te yüzde 26.1; Polonya'da yüzde 22.7; Macaristan'da yüzde 28.3; Litvanya'da yüzde 31.1; Letonya'da yüzde 41.1'dir. Türkiye'de ise yılsonu itibarıyla bu oran, Eurostat'ın harmonize edilmiş verilerine göre, yüzde 20.6'dır. Kısacası Türkiye genç nüfustaki işsizlik açısından da pek çok ülkeyle kıyaslandığında nispeten iyi bir konumdadır" diye konuştu.

 

Memur-Sen: Kamu, istihdam sorununun çözümü için öncülük etmeli

Memur-Sen, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na(EKK) sunduğu raporda, istihdam sorununun çözülmesi için kamunun öncülük etmesi gerektiğini belirterek, kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için en az 350 bin yeni kamu çalışanına ihtiyaç duyulduğu bildirdi.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısına katılan Memur-Sen kurula bir rapor sundu. Raporda, istihdam sorununun çözülmesi için kamunun öncülük etmesi gerektiği belirtilerek, kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için en az 350 bin yeni kamu çalışanına ihtiyaç duyulduğu bildirildi. Bu istihdamların öncelikli olarak eğitim, sağlık, din hizmetlerinin sunulması ve güvenlik alanında yapılması gerektiğinin vurgulandığı raporda, Maliye Bakanlığı ile Devlet Personel Başkanlığı verilerinde de 500 bin kadronun boş göründüğü belirtildi.
Ayrıca raporda, istihdam konusunun sektörel düzeyde, kamu ve özel sektör olarak iki başlı, istihdam edilenler boyutuyla ise kamu görevlileri ve diğer istihdam türleri başlıkları altında değerlendirilmesi istenerek, istihdamı artırmak için, istihdam odaklı projelerin gerçekleşmesi ve yapım aşamasındakilerin hızla tamamlanması gerektiği kaydedildi.

TSK'deki beraberlik, aşçılık gibi işler için sivil memur alınsa yeni iş kapısı ortaya çıkar

Raporda, GAP, KOP ve DAP gibi tarımdan, hayvancılığa, ulaşımdan, iletişime bir çok sektörde yeni istihdam boyutlu etki yaratacak bölgesel kalkınma odaklı projelerin hızla tamamlanması gerektiğine dikkat çekilerek, "Projelerin hızla tamamlanması için yapılacak yeni istihdamlarda dikkate alındığında oldukça geniş bir coğrafi alana etki edecek bu projelerin istihdam odaklı olduğu ortaya çıkmaktadır" denildi. Raporda, nitelikli iş gücü eksikliğinin giderilmesi gerektiğinin altı çizilerek şu öneriler sunuldu:

"Vatani görevini yapmak için silah altına alınan gençlerin küçümsenmeyecek miktardaki oranının berber, aşçı gibi askerlikle ilgisiz alanlarda görevlendirildiği göz önüne alındığında bu işi yapmak için sivil memur istihdam edilmesi halinde de yeni bir istihdam kapısı oluşacaktır. Standartlarıyla birlikte yeni mesleklerin tanımlanması ve buna ait eğitim hizmetleri sağlanmalı."