İşsizler ordusu çığ gibi büyüyor
DİSK Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), işsizlik oranlarının hala kriz öncesi düzeye inmediğini ve kriz öncesinden bu yana işsizler ordusuna 469 bin kişinin katıldığını bildirdi.
cumhuriyet.com.trDİSK-AR'ın Temmuz, Ağustos ve Eylül dönemi istihdam raporunda, TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) sonuçlarına göre, işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre 2 puanlık düşüşle yüzde 11,4 olduğu ve işsiz sayısının 458 bin kişi azaldığı belirtildi.
Buna karşın kriz öncesiyle karşılaştırıldığında, 2008 yılının Ağustos döneminde 2 milyon 502 bin olan işsiz sayısının son açıklanan resmi verilere göre 2 milyon 971 bin düzeyinde olduğu belirtilen raporda, ''İşsiz sayımız, 2 yıl öncesiyle karşılaştırdığımızda yüzde 19 fazla. Bunun anlamı 2 yıl öncesindeki her beş işsize bir kişinin dahil olmasıdır. İşsizler ordusuna katılan kişi sayısı ise yine aynı döneme göre 469 bin oldu'' denildi.
"Kayıt dışı ekonominin Türkiye'nin en can yakıcı sorunlarından biri olmasına karşın, kayıt dışı ile mücadelenin aracı olarak denetim yerine, teşvik mekanizmalarının gündeme getirildiği, sermayedarların, sosyal güvenlikten, vergi politikasına kadar ekonomik sorumluluklarının kamunun üzerine yıkıldığı" belirtilen raporda, ''2010 Ağustos ayı dönemi için açıklanan istihdam verilerine göre, kayıt dışı istihdam edilenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 278 bin kişi, kriz öncesine göre ise 384 bin kişi artarak, 10 milyon 383 bine ulaşmıştır'' ifadesi kullanıldı.
İstihdamdaki her iki kadından biri kayıt dışı
Raporda, kayıt dışı ve en kötü koşullarda çalışan kadınların, toplam kadın çalışanlara oranının yüzde 60,5 gibi çok yüksek bir oran olduğuna işaret edildi. Bu dönemde iş gücüne katılan kadın sayısında 681 bin kişilik artış kaydedilirken, kayıt dışı çalışan kadınların sayısının 352 bin artış gösterdiği, bunun da kadınların çalışma yaşamına dahil oluş biçimlerinin hala güvencesiz ve kayıt dışı olduğunu gösterdiği vurgulandı.
Raporda, lise ve üzeri eğitime sahip kadınlarda işsizlik oranının erkeklerin yaklaşık iki katı ve üzerinde olduğu belirtilerek, ''Lise mezunu kadınlarda işsizlik oranı yüzde 24,1 iken, bu oranın erkeklerde yüzde 10,3, yüksek öğretim mezunlarında işsizlik oranı kadınlarda yüzde 19,5, erkeklerde yüzde 9, teknik ve meslek lisesi mezunlarında işsizlik oranı kadınlarda yüzde 22,1, erkeklerde yüzde 10. Dolayısı ile kadınların iş gücüne katılımının önündeki engeller, erkeklerinkinden çok daha fazladır'' denildi.
Güvencesiz çalışma yaygınlaşıyor
İşsizlik rakamlarındaki düşüşe, güvencesiz çalışanların ve eksik istihdam edilenlerin sayısındaki artışın eşlik ettiği, geçici bir işte çalışanların sayısının 2008 yılında 1 milyon 741 bin iken, 2010 yılında 1 milyon 818 bin düzeyine ulaştığı belirtilen raporda, güvencesiz ve geleceğinden endişeli olan bu kesimin sayısındaki artışın 77 bin olduğu vurgulandı.
Raporda, bu dönemde işsiz kalanların sayısının 544 bin olmasına karşın, işsizlik ödeneğinden faydalananların sayısının sadece 179 bin olduğu vurgulandı. İşsizlik verilerinin düşük görünmesinin nedenlerinden birinin, kentten kırsal alana iş gücündeki kayma olduğu belirtilen raporda, tarımdaki istihdamın kriz öncesinin aynı dönemine göre (Ağustos 2008) 556 bin kişi artarak 6 milyon 178 bine ulaştığı kaydedildi.
Ulusal istihdam strateji belgesi
Raporda, Devlet Bakanı Ali Babacan tarafından açıklanan ''Yeni Ulusal İstihdam Strateji Belgesi''ne değinilerek, şu görüşlere yer verildi: ''Ulusal istihdam stratejisi, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerin (gizli işsizlerin) sayısının arttığı, yarı zamanlı ve geçici çalışmanın yaygınlaştığı bir çalışma yaşamını amaçlamaktadır. Hükümet insan onuruna yaraşır nitelikli ve güvenceli işler yaratmayı bir hedef olarak koymak yerine, esnek çalışma biçimlerini yaygınlaştırmaya çalışmaktadır.
İş güvencesinin olmadığı, kuralsız çalışmanın bir kural haline getirildiği, sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin devam ettiği, kamu harcamalarında toplumsal yararın değil, piyasa dinamiklerinin esas alındığı, iş yaratmanın piyasanın insafına bırakıldığı bir süreçte işsizliğe karşı kalıcı çözümler üretmek mümkün değildir.''
İşsizlik mücadele için alınması gereken tedbirler
Raporda bu veriler ışığında işsizlikle mücadele için acil alınması gereken tedbirler şöyle sarılandı: ''Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 40 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir. Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır. Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır. Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır. Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir.''