'İsraillilerin düşünmesi gerekiyor'
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geleceğinin, İsrail'in adımlarına bağlı olacağını belirterek, ''İsraillilerin düşünmesi gerekiyor; Türkiye'yi kaybetmeyi hakikaten göze alabilirler mi? Biz onları kaybetmek istemiyoruz, ama onlar da bizi kaybetmek istiyorlar mı, bunu iyi düşünmeliler'' dedi.
cumhuriyet.com.trDevlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türk-İtalyan Dostluk Derneğince Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen ''Medya ve Ekonomi Forumu''nda katılımcıların sorularını yanıtladı. Hiçkimsenin uluslararası sularda insan hakları konusunda, insani yardım konusunda çalışan gruplara saldırı yapılmasını istemediğini belirten Bağış, ''Herkes bunu yapsaydı, böyle saldırılar gerçekleseydi, bugün karşımızda nasıl bir dünya olurdu? Bu konvoy saldırısında veya Somali'de saldırı yapan korsanlara baktığımızda aradaki fark ne? Birinde daha az insan ölüyor'' diye konuştu. Egemen Bağış, Vatikan'ın, Türkiye'nin AB'ye üyeliğine ilişkin tavrının net ve şeffaf olduğu görüşünü dile getirerek, ''Vatikan, Türkiye'nin AB üyeliğini bütün kuralara uyması şartıyla destekliyor'' dedi. Vatikan'ın etkisinin büyüklüğüne işaret eden Bağış, bu nedenle diyaloğu sürdürmenin önemli olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, hükümetteki herkesin AB konusunda kendisiyle aynı görüşte olup olmadığının sorulması üzerine, şunları kaydetti: ''Çeşitli görüşler olabilir, ama hedefimiz aynı. Bazıları şu soruyu soruyor: Acaba gizli bir gündemi var mı AK Parti'nin? Eğer olsaydı, bu, dünyanın en iyi sırrı olurdu. Çünkü son 8 yıldır her gün çalışıyoruz. Türkiye'yi modernleştiriyoruz, çağdaşlaştırıyoruz, teknolojiyle daha dost hale getiriyoruz, daha müreffeh, daha demokratik bir ülke haline getiriyoruz. AB bir stratejik hedeftir. Sadece benim partim için değil, ana muhalefet partisinin de programında yer alıyor. Hatta parlamentoda temsil edilen diğer partiler için de AB stratejik bir hedef olarak programda belirtiliyor. Benim partim, müzakereler konusunda tarih almak için en fazla çalışan parti oldu. Biz bunu 2002-2004 arasında ana muhalefetin desteğiyle yaptık. Birçok anayasa değişikliği, kanun değişikliği yaptık. Bir şekilde AB'yi, müzakere tarihi vermesi için zorlamış olduk. Başbakan Erdoğan'ın AB'ye yaklaşımı, benim yaklaşımımdan daha zayıf değil. Tarihimizde hiçbir başbakan, vakit ve çaba harcamamıştır, uykusuz kalmamıştır Sayın Erdoğan kadar. Türkiye'yi AB yolunda ilerletmek için kendisi kadar çalışan kimse olmamıştır. Ama onun da bazen canı sıkılıyor, AB üyelerinden bazıları çifte standart uygulayınca. AB müktesebatıyla alakasıyla olmayan talepler getirebiliyor Türkiye'ye.''
'İnsanlara hakaret ederek barışa ulaşamazsınız'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile aralarında görüş birliği olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Bağış, şu yanıtı verdi: ''Davutoğlu ve ben, son 8 yıldır beraber çalışıyoruz, yeni değil. Her ikimiz de aynı başbakanın danışmanı olarak çalıştık, 2002'den bakan olana kadar. Yani ilk kez birlikte çalışmıyoruz. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz, birbirimize saygımız var ve her ikimiz de Başbakan Erdoğan'ın dış politika önceliklerini uyguluyoruz ve hiç şüpheniz olmasın beraber çalışmaya devam edeceğiz.''
Egemen Bağış, İsrail-Türkiye ilişkisine yönelik soru üzerine, Türkiye'nin İsrail ile ilgili konumunun çok net olduğunu vurgulayarak, ''İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geleceği, İsrail'in adımlarına bağlı olacaktır'' dedi. Bazen İsrail'in gerçekten barış isteyip istemediğini merak ettiğini söyleyen Bağış, şu değerlendirmelerde bulundu: ''İnsanlara hakaret ederek, onları aşağılayarak barışa ulaşamazsınız. Türkiye'nin beklentisi çok açık. Bu 9 kişinin aileleri haklı olarak bir özür bekliyor İsrail'den. Biz de bundan sonra hiçbir sivil geminin uluslararası sularda saldırıya uğramayacağından emin olmak istiyoruz. Gazze'ye getirilen ambargo bile yasa dışı. Bu konuda getirilmiş bir BM kararı yok. İsraillilerin düşünmesi gerekiyor; Türkiye'yi kaybetmeyi hakikaten göze alabilirler mi? Biz onları kaybetmek istemiyoruz, ama onlar da bizi kaybetmek istiyorlar mı, bunu iyi düşünmeliler.''
Bağış, İran'la yapılan uranyum takası anlaşmasına ilişkin soruya da, şu karşılığı verdi: ''Onların anlayışına uygun bir diyalog kurmalıyız. Biz Brezilya ile yaptığımız duyuruya şans verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Barışa, diplomasiye şans verelim, fırsat tanıyalım. Bizim söylediğimiz bu. Eğer buna uymazlarsa, en büyük kaybeden taraf İran olur. Bu onların son şansı biliyorlar. Defalarca biz bunu onlara söyledik. Eğer Türkiye'yi AB'de görmek istemeyen ülkeler Türkiye'nin İran'la ilgili tutumunu mazeret diye kullanıyorlarsa, başka bir mazeret bulsunlar. Bu kadar küçücük devletlerin arkasına, AB sürecinde bu kadar büyük devletlerin saklanıyor olması ayıp. Saklanabileceklerini sanıyorlar, ama çok göze batıyorlar. Herkes ne olup bittiğini biliyor. Dolayısıyla madem bizim insan kazanmamız lazım, bu uzun sürecektir. Türkiye, AB ilişkilerine büyük önem veriyor. Neticede biz, çalışacağız, çabalayacağız bunu başaracağız.''