"İsrail'in Türkiye'ye ihtiyacı var"

Amerikalı gazeteci, yazar Stephen Kinzer, 21. yüzyılda barışçıl ve demokratik bir Orta Doğu hayalini gerçekleştirmek için "mantıken ABD'nin ortaklarının, Türkiye ve İran olması gerektiğini" söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Stephen Kinzer, New York'ta Baruch Üniversitesi'nin Weismann Sanat ve Bilim Okulu, "The Light Millennium-Işık Binyılı Derneği" ve Amerikan Türk Cemiyeti'nin (ATS) ortaklaşa düzenlediği programda, 8 Haziranda çıkan "Reset: Iran, Turkey and America's Future" adlı yeni kitabını tanıttı.

Programın başında "Işık Binyılı" Derneğinin Başkanı Bircan Ünver, derneklerinin 10. yıldönümünü kutladıklarını belirterek faaliyetleriyle ilgili bir sunum yaptı.

ATS'nin Başkan Yardımcısı Lawrence M. Kaye, Stephen Kinzer'ı anlatan konuşmasında, Kinzer'ın 5 kıtada 50'den fazla ülkede görev yapan ödüllü bir gazeteci ve yazar olduğunu, 1996-2000 yılları arasında da New York Times gazetesinin Türkiye temsilciliğini yaptığını kaydetti.


Kinzer

Kinzer konuşmasında, Türkiye'de kaldığı yıllarda radyoda "blues müzik" programı sunduğunu ve Türkiye'de son derece iyi zaman geçirdiğini söyledi. Türkiye ile ilgili yazdığı "Hilal ve Yıldız: İki Dünya Arasında Türkiye" adlı kitabının ardından yeni piyasaya çıkan kitabının, Türkiye'nin dünyada son derece faal olduğu bir dönemde basılmasının da, zamanlama açısından son derece uygun olduğunu ifade etti. Kinzer, Türkiye ve İran'ın bölgelerinde demokratik geçmişleri olan iki önemli medeniyetin temsilcileri olduğunu söyledi.
Orta Doğu'da ihtilafların birbirine bağlı olduğunu ve giderek kötüye gittiğini söyleyen Kinzer, Soğuk Savaş dönemi koşullarının değiştiğini ancak ABD'nin, Soğuk Savaş dönemindeki siyasetinin bugün hala aynı yerde kaldığını söyledi.

Türkiye'nin, yeni dönemde daha bağımsız bir dış politikaya yöneldiğini, Soğuk Savaş dönemindeki politikalarını değiştirdiğini vurgulayan Kinzer, ABD'nin Orta Doğu'daki iki geleneksel ortağının Suudi Arabistan ve İsrail olduğunu ve ABD'den istediklerini herzaman aldıklarını anlattı. ABD'nin Suudi Arabistan'la ilişkisinin daha çok petrole bağlı olduğunu, İsrail'le ise ortak değerleri ve tarihleri bulunduğunu belirten Kinzer, bu iki ülkenin, "ABD'nin gizli işlerine ve operasyonlarına da yardımcı olduğunu" belirtti.

Soğuk Savaş döneminin bitmesine karşın ABD'nin Orta Doğu'daki politikasının değişmediğini belirten Kinzer, "ABD, Orta Doğu'daki politikasını yeniden ayarlamaya ihtiyaç duymaktadır. ABD'nin 21. yüzyılda Orta Doğu'da yeni ortaklara gereksinimi vardır" dedi.

Ortakların belirlenmesinde iki kriterin geçerli olduğunu söyleyen Kinzer, bu ortaklarla "uzun dönemli stratejik hedeflerin ve toplumlar arasında ortak değerlerin" paylaşılması gerektiğini belirtti. Bu kapsamda Amerikan toplumu ve Suudi Arabistan toplumumun birbirinden çok farklı olduğunun altını çizen Kinzer, diğer taraftan Türkiye'de ve İran'da demokratik değerlere önem verildiğini söyledi.
 

İran

İran'da demokratik açıdan toplumun hala canlı olduğuna da işaret eden Kinzer şöyle konuştu:
"İranlılar değişimin kendi hızlarıyla olacağına inanıyorlar. Oysa ABD çok sabırsız, İran'lıların kafa yapısıyla Amerikalılar'ın kafa yapısı çok farklı. Amerikalılar çok sabırsız ve pozitivist, oysa İranlılar hızlı çözümden yana değil, bazen sonuçtan çok ilkelerine bağlılar, Amerikalılar ise sonuca odaklı. Bu yüzden iki ülke müzakere yapacaksa masada çevirmenlerin yanısıra duygusal, psikolojik çevirmenler de olmalı, duygusal yaklaşımlar da bir tarafa bırakılmalı."

İran'ın hem Afganistan'da, hem Irak'ta nüfuzunun olduğunu ve bu ülkelerde istikrarın sağlanmasında önemli rol oynayabileceğini belirten Kinzer, İran'ın Taliban ve El Kaide'ye de karşı olduğunu, bu anlamda ABD ve İran'ın ortak stratejik çıkarlara sahip olduğunu söyledi. ABD'nin Çin'le yaptığı gibi İran'la ilişkilerini düzeltme ve sorunları saptayıp müzakere etme yoluna gitmesi gerektiğini belirten Kinzer, ilişki kurmak için belki hiçbir zaman tam olarak doğru zaman olmayacağını, ama şu anki İran rejiminin de gidiyor gibi görünmediğini, o yüzden yıllarca beklenilmemesi gerektiğini vurguladı.

Kinzer bir soru üzerine, ABD'nin mutlaka İran'la müzakere etmesi gerektiğini yineleyerek "Zaten müttefiklerinizle değil düşmanlarınızla müzakere edersiniz. İran, Orta Doğu'nun en büyük ülkesi, İran olmadan Orta Doğu'da barış olmaz" diye konuştu.

Kinzer, İsrail ve İran'ın da bir anlamda ortak yönleri olduğunu, dünyada İsrail ve İran'ı sevmeyenlerin ve kızgınlık duyan kesimlerin bulunduğunu, bu iki ülkenin izolasyondan ve yalnızlıktan çıkmaları, kendilerini güvende hissetmeleri gerektiğini belirtti.


Türkiye

Gazze'ye yardım götürmek için giden gemilerle ilgili olarak Stephen Kinzer, Türkiye'nin Gazze hassasiyetine işaret etti ve televizyonlarda hergün Gazze'deki durumu gösteren yayınlar yapıldığını, ABD'de ise bu görüntülerin gösterilmediğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos çıkışının altında Türkiye'nin, Suriye ve İsrail arasında arabuluculuk yaparken İsrail'in Gazze'ye saldırmasıyla birlikte İsrail'in ihanetine uğramışlık duygusunun yattığını ifade eden Kinzer, Türkiye'nin ABD'ye, kendisinin bölgede olduğunu bilmesini ve görüşlerini dinlemesini istediğini belirtti. Kinzer, Türkiye'nin ABD'ye, Orta Doğu'da taktiklerinin yanlış olduğunu söylediğini ancak ABD'nin Türkiye'yi ya da diğer devletleri dinlemediğini ve siyasetini değiştirmeye de yanaşmadığını ifade etti.

Türkiye'nin her döneme uyabilen nadir ve başarılı ülkelerden biri olduğunun da altını çizen Kinzer, bölgesindeki diğer Müslüman nüfusa sahip ülkelere model olarak gösterilmesi ve desteklenmesi gerektiğini söyledi. Kinzer bir soru üzerine AB'nin Türkiye'ye üyelik yönünde cesaret vermesi gerektiğini de belirtti.

New York Times gazetesi dergisinin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ilgili bir profil makale yazmak istediğini de söyleyen Kinzer, Davutoğlu'nun Türkiye'nin aktif dış politikasını planlayan kişi olduğunu belirtti.


İsrail

Kinzer, İsrail'in politikalarıyla ilgili bir soru üzerine, İsrail'in askeri yollarla sorunları çözeceğine inandığını ancak bu politikanın uzun dönemde son derece tehlikeli olduğunu söyledi. İsrail'in, içinde bulunduğu bölgenin huzurlu olmasına ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Kinzer, "İsrail kendisinin en kötü düşmanı olabiliyor, politikaları çevrede kızgınlık yaratıyor. İsrail uzun dönemli düşünmeli, bu kapsamda İsrail'in Türkiye'ye ihtiyacı var" dedi.


İran'a yaptırım kararı

Kinzer, BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a karşı aldığı yaptırım kararını da eleştirerek "Öncelikle bu yaptırımlar yeterince güçlü değil, ayrıca ne işe yarayacak? İranlı liderler politikalarından vaz mı geçecek, hayır. Yaptırımlar barış seçeneği değildir, bir işe yaramadığı görülünce (Biz herşeyi denedik, askeri seçenek kaldı geriye) mi denilecek?" diye konuştu. Gazeteci Kinzer, Tahran Bildirisiyle ilgili ise Türkiye ve Brezilya'nın İran'a yaklaşımının ABD'yi memnun etmediğini ve bunun Türkiye için büyük "şok" olduğunu, çünkü Türkler'in Amerikalılar'a yardımcı olduklarını düşündüklerini söyledi.

Stephen Kinzer bir soru üzerine, İran'ın nükleer silaha sahip olması durumunda bunun Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan gibi bölge ülkelerini nükleer silaha sahip olma yolunda tetikleyebileceğini, bunun hiç iyi olmayacağını söyledi.

Kinzer bir başka soru üzerine Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın dış politikada fazla nüfuzu olmadığını da belirtti.

Programın sonunda Bircan Ünver, Kinzer'e günün anısına plaket takdim etti ve ardından Stephen Kinzer son kitabını okurları için imzaladı.