İsrail'in Gazze'ye hava saldırıları: Hayatını kaybeden çocuklar kimler?
İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırılarında onlarca Filistinli çocuk hayatını kaybetti. İsrail'e atılan roketler sonucu da iki İsrailli çocuk öldü. Gerilimin çocuk kurbanları hakkında bilinenleri derledik.
BBC Türkçeİsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları 11 gündür devam ederken 227 Filistinli hayatını kaybetti. Bu kişilerden en az 63'ü çocuktu. Gazze'den İsrail'e atıldığı belirtilen roketler sonucu da 2'si çocuk 12 İsrailli hayatını kaybetti. Bu kişilerin de ikisi çocuktu.
İşte hayatını kaybeden bazı çocukların hayatlarıyla ilgili bilinenler:
Al Kavalek ailesinin yaşları 5 ile 17 arasında değişen çocukları
Pazar sabahı İsrail'in hava bombardımanı Gazze Şehri'nin merkezindeki al Wihda caddesini vurduğunda, Kavalek ailesinden 13 kişi hayatını kaybetti.
Hayatını kaybedenlerden bazıları hâlâ yıkılan binanın enkazının altında.
Kurbanların çoğunun çocuk olduğu düşünülüyor. Çocuklardan biri ise 6 aylıktı.
Filistin Online'a konuşan aile üyelerinden Sanaa al Kavalek, saldırı sırasında binanın başka bölümündeydi:
"Dumandan başka bir şey göremiyorduk. Oğlum hemen yanımdaydı, ona sarılıyordum ama buna rağmen göremiyordum."
İsrail Savunma Güçleri (IDF) bu bombardımanın "anormal" olduğunu ve sivil ölümlerin "kasıtlı olmadığını" duyurdu. Bir ordu sözcüsü, bombardımanın bir tüneli hedef aldığını; yıkılan tünelle birlikte binaların da yıkıldığını söyledi.
Binada ölen iki kardeş, 9 yaşındaki Yara ve 5 yaşındaki Rula al Kavalek, Norveç Mülteci Konseyi'nden travma sonrası psikolojik tedavi alıyordu.
BBC'ye konuşan ancak isminin verilmesini istemeyen öğretmenleri, iki kız kardeşi "çok nazik, ödevlerini her zaman zamanında yapan çalışkan kızlar" olarak tanımlıyor.
Sosyal medyada görülen bir fotoğrafta ile kız kardeşlerin çekirdek ailesinden hayatta kalan tek çocuk, Aziz al Kavalek, annesinin kucağında gözüküyor.
https://twitter.com/Dina_Ferwana/status/1393940389112041472
Ido Avigal, 5
İsrail tarafındaki en genç kurban ise beş yaşındaki Ido Avigal oldu. Çarşamba günü İsrail'in güneyindeki Sderot'u hedef alan bir roket saldırısında, güçlendirilmiş bir bodrum katında hayatını kaybetti. İsrail ordusu olay için "son derece nadir görülen bir olay" açıklaması yaptı.
Roket fırlatıldığını haber veren sirenler çaldığında annesi Ido'yu alıp bu güçlendirilmiş odaya götürdü. Ancak bir roket şarapneli, odanın pencerelerini kaplayan metali aşıp geçerek Ido'yu, yedi yaşındaki kız kardeşini ve annesini yaraladı. Ido, birkaç saat sonra hayatını kaybetti.
IDF sözcülerinden Hidai Zilberman, "Çok belirli bir noktadan, belirli bir açıdan ve büyük bir hızla gelen bir şarapnel parçasıydı" açıklaması yaptı.
Ido'nun babası Asaf Avigal, Channel 13'e verdiği röportajda "O gün hep birlikte evdeydik ama çocukların canı sıkılınca anneleri onları alıp kız kardeşinin iki yan binadaki evine gitti" dedi.
Avigal, oğlunun cenazesinde "Sana gelen şarapneli almadığım için özür dilerim. Bana birkaç gün önce sormuştun, 'ya dışarıdayken sirenler başlarsa ne olur?' demiştin, ben de sana 'benimle birlikte olduğun sürece korunacaksın' demiştim" diye ağladı.
Ido'nun annesinin hastanede tedavisi sürüyor.
Omar al Hadidi, 5 aylık
Cuma günü, Gazze Şehri'ndeki Muhammad al Hadidi'nin dört çocuğu, 6 yaşındaki Osama, 8 yaşındaki Abdurrahman, 11 yaşındkai Yahya ve 13 yaşındaki Şuayb, en güzel kıyafetlerini giyerek bayramlaşmak üzere yakınlardaki Shati mülteci kampında kalan kuzenlerine gitti.
37 yaşındaki baba, gazetecilere bombardımanı anlattı:
"Çocuklarım bayramlıklarını giydi, oyuncaklarını ve hediyelerini de alarak anneleri ve küçük kardeşleri Omar'la birlikte amcalarının evine gitti. Gece kuzenleriyle birlikte kalmak için bana yalvardılar. Kıyamadım, tamam dedim. Ertesi sabah kaldıkları bina vuruldu. Beş aylık oğlum Omar, enkazın altında annesinin kucağında bulundu. Sadece o yaşıyordu.
"Evlerinde güvenle oyun oynayan çocuklardı. Silahları yoktu, roket atmıyorlardı. Bunu hak etmek için ne yaptılar?"
Enkazdan çıkarılan cenazelerin yanında oyuncaklar, bir Monopoly oyunu ve mutfak masası üzerinde bitmemiş bayram yemekleri vardı. Al Hadidi, Times gazetesine o geceyi anlattı:
"Çocuklarım uyuduğunda bombardıman devam ediyordu. Onlar uyandıkları zaman her şeyin bitmiş olacağını umarak yataklarına gittiler. Ama uyanamadılar. Şu an bana onların hatıraları evdeki kokuları kaldı..."
Nadine Awad, 16
https://twitter.com/AviMayer/status/1392403127870033923
16 yaşındaki lise öğrencisi İsrailli Arap Nadine Awad, Çarşamba günü erken saatlerde 52 yaşındaki babasıyla birlikte arabadaydı. Düşen bir roket arabaya isabet ettiğinde babasıyla birlikte hayatını kaybetti. Annesi ise ağır yaralandı.
Nadine'in kuzeni Ahmed İsmail, Tel Aviv'in güneyinde İsrailli Yahudilerin ve Arapların yaşadığı Lod şehrinde siren seslerini duyduklarını, "Sonra her şeyin çok hızla geliştiğini" söyledi:
"Bir yere koşmak isteseydik bile güvenli bir yerimiz yoktu."
Times of Israel'e konuşan Nadine'in okul müdürü Shirin Natur Hafi, "Doktor olmayı hedefleyen çok özel bir öğrenci olduğunu, dünyayı değiştirme hayalleri kurduğunu" söyledi:
"Çok yetenekli bir kızdı, tüm dünyayı keşfetmek istiyordu. Bölgedeki Yahudi okullarıyla birlikte bazı bilimsel ve sosyal projelere katılmıştı. Bundan sonra biomedikal projelere de katılmayı planlıyordu."
İbrahim al Masri, 14
https://www.facebook.com/bhpbc2013/posts/5753124238061159
İbrahim al Masri, geçen hafta evlerine bomba atıldığında kapının önündeki sokakta kardeşleriyle oynuyordu.
Gazze'nin kuzeyindeki evlerinin bahçesine düşen bomba İbrahim'in, erkek kardeşi Marwan'ın ve bazı akrabalarının o anda hayatını kaybetmesine yol açtı.
Babaları Yusuf Al Masri, Independent'a verdiği röportajda "Ramazan'ın her günü aynı saatlerde iftar öncesi sokakta oynarlardı. Bombaların geldiğini bile görmedik, sadece iki büyük patlama duyduk. Sokakta herkes koşturmaya başladı, çocuklardan kanlar akıyordu, anneler ağlıyordu. Her yer bir anda kanlar içinde kaldı" dedi.
Bir başka kardeşleri ise "Gülüp eğleniyorduk, sonra birden bizi bombalamaya başladılar, etrafımızdaki her şey yanmaya başladı. Kuzenlerimin ateş aldığını, vücutlarının yandığını gördüm" diyerek o günü anlatıyor.
Hamza Nassar, 12
Hamza Nassar, geçen hafta Çarşamba akşama doğru markete gitmek üzere evden ayrıldı. Sebze alıp gelecekti, annesi de o iftar için o sebzeleri pişirecekti. Ancak Gazze bombalandı ve Hamza eve geri dönemedi.
Al Jazeera'ye göre Ebu al Kas mezarlığının yakınlarından yürürken bu bölgeye İsrail hava saldırısı düzenledi. Babası, Hamza'nın çok düşünceli, iyi bir çocuk olduğunu ve mükemmel bir öğrenci olduğunu söyledi.
Tala Ebu al Ouf, 13
Al Kavalek ailesini vuran bomba, 13 yaşındaki komşuları Tala Ebu al Ouf ve 17 yaşındaki ağabeyi Tevfik'i de öldürdü.
Babaları Dr. Ayman Ebu al Ouf, Gazze Şehri'ndeki Şifa Hastanesi'nin iç hastalıkları biriminin başındaydı. Son dönemde koronavirüsten sorumlu birimden sorumlu olan Dr. al Ouf da bombardıman sırasındaydı evdeydi. O da iki çocuğuyla birlikte hayatını kaybetti.
BBC'ye konuşan aile dostlarına göre Dr. al Ouf, saldırıdan önceki günler boyunca hastanede çok uzun saatler çalışmak zorunda kalmıştı.
7. sınıfta okuyan Tala'nın öğretmeni, öğrencisinin çok zeki ve çalışkan olduğunu, din dersine özellikle ilgili duyduğunu söyledi.
Tala da komşuları gibi travma tedavisi görüyordu.
Norveç Mülteci Konseyi'nin saha sorumlusu Hozayfa Yazcı, BBC'ye çocukların bir geleceği olması için tek bir yol olduğunu söylüyor:
"Zaten çok fazla acı çekmişlerdi. Bu delilik sona ermeli. Bu çocuklara bir gelecek verebilmek için şiddet sona ermeli."
Habere katkıda bulunanlar: Ahmed Nour, Tala Halawa, Dana Doulah ve Joana Saba