İşini geri istediği için cezaevine konulan Onay, KESK’e çağrıda bulundu

Cumhuriyet’e konuşan Nazife Onay, “Kamu Emekçileri Cephesi ile 11 Mayıs’ta Ataol Behramoğlu, Ahmet Telli ve Şebnem Korur Fincancı’nın aralarında bulunduğu bir grup aydın ile tartışma toplantısı yapacağız. Sendikamız KESK’i de bu toplantıya davet ediyoruz” dedi.

Zehra Özdilek

OHAL KHK’siyle ihraç edildikten sonra İstanbul ve Ankara’da “İşimi istiyorum” eylemleri yapan ve bir buçuk yılı aşkın süredir cezaevinde olan öğretmen Nazife Onay tahliye oldu. 30’a yakın sayıda hakkında dava açılan Onay, “Ekmeğim ve onurum için direnmeye devam edeceğim. Sendikamız KESK bize sahip çıkmıyor. Biz de üyesi olduğumuz Kamu Emekçileri Cephesi ile 11 Mayıs’ta Ataol Behramoğlu, Ahmet Telli ve Şebnem Korur Fincancı’nın aralarında bulunduğu bir grup aydın ile tartışma toplantısı yapacağız. Sendikamız KESK’i de bu toplantıya davet ediyoruz” dedi.

‘İki ay sonra MR’

İstanbul’da bir okulda çalışırken işinden edilen Nazife Onay, tahliye olduktan sonra yaşadığı süreci ve sıkıntıları anlattı. Cevahir AVM önünde 2017 yılında ‘“işimi istiyorum” diyerek direnişe başladığını belirten Onay, “Direnişimi Ankara Yüksel Cadesi’ne taşıdım. Ev hapsi kararı verildi. Ev hapsi kararını tanımayınca tutuklandım. Sincan Cezaevi’nde iki ay 10 gün tutuklu kaldım, ardından tahliye edildim. Kapıda tekrar gözaltına alındım. Vatan Emniyet’te 10 gün gözaltında tutuldum. Gizli tanık Berk Ercan denilen bir iftiracının ifadeleri nedeniyle tutuklandım. Silivri Cezaevi’ne gönderildim. Sağlık sorunlarım başladı. Biyopsiye kadar giden bir aşama oldu. Engeller çıkardılar, oyaladılar. Dışarıdan sahiplenmeler sonucunda iki ay sonra MR çektirebildim. Kötü huylu olmayan bir kitle tespit edildi. Şu anda sağlığım iyi, kontrollere yılda bir kez devam edeceğim” diye konuştu.

‘Güçlü çıktım’

İki üç ay sonra Şakran Kadın Hapishanesi’ne sevk edildiğini söyleyen Onay, “Toplam 1.5 yıl tutuklu kalmış oldum. Aslında bir yıldırma, caydırma, direnmek isteyenlere bir gözdağı idi. Bunun farkında olduğum için kendimi daha iyi hissediyordum. İntihar edenleri duyuyorduk, beni en çok üzen buydu. Bu anlamda içeride de kendimi diri tutmaya, güçlü durmaya çalışıyordum ve güçlü de çıktığımı da düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

‘Sonuçta düşman değiliz’

Sendikaları KESK’in kendilerine sahip çıkmadığına değinen Onay şöyle devam etti: “KESK’i bu yanlıştan geri döndürmek ve gerçekleri anlatmak boynumuzun borcudur. Direnişçiler olarak Ankara’da bunu doğru bulmadığımızı anlatan bir toplantı yapacağız. 11 Mayıs’ta Sandal restoranda KESK ile oturup bu konuyu aydın ve sanatçıların da olduğu bir toplantıda konuşmak istiyoruz. Sonuçta düşman değiliz. AKP ve faşizme karşı mücadele yolundayız. Bunun için bedellerde ödedik. Sendikaların kuruluşunda devrimci emekçilerin emeği var.”

KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik daha önce gazetemize açıklama yaparak “Genel kurullarımızın, genel meclislerimizin almış olduğu kararları üyelerimiz, yürütme kurullarımız uygularlar. Onun dışında KESK’in bireysel bir kararı sahiplenmesi doğru olmaz. 150 bin üyesi olan örgütün içerisinden bir üyenin ‘şunu yapacaksınız’ deme lüksü yok” ifadelerini kullanmıştı.