Isınan Suyun Küreselleşme Etkisi
cumhuriyet.com.tr
"Suyu ısınmaya başladı"; birinin ya da bir durumun yanlışlığına dikkat çekmek ve artık sonlanmasına yakın bir noktaya gelindiğini anlatmak için kısa ve öz bir kullanımdır. Son zamanlarda öyle çok şey için söylenebilir ki; iktidar, emperyalizm, tek kutuplu dünya... Hepsinin "suyu ısınmaya başladı" fakat ben başka bir ısınmadan söz etmek istiyorum: Küresel ısınma.
Çok fazla duyduğumuz ve hakkında çok az şey bildiğimiz bir “ısınma” türü. Atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratarak atmosfere yakın noktada ve okyanuslarda yarattığı yapay bir ısınmadır. Sanayi Devrimi’nden önce milyonda 280 olarak hesaplanıyor karbondioksit. Ve önceki senelerde de seviyesinde bir değişiklik olmuyor, fakat 1958’de yapılan ilk ölçümde 315 çıkıyor.
Bilim insanları “yılda yüzde 2’lik artış devam ederse Sanayi Devrimi öncesinin 2 katına çıkılacak ve bu yüzyılın sonuna kadar 2 ya da 3 derecelik artış olacak” bilgisini sunuyorlar. “Karbondioksit sürümlerinin yaklaşık yarısı atmosferde asılı kalıyor.
Bu nedenle “küresel ısınma, şimdi durdurulsa bile etkileri önümüzdeki yüz yıl devam edecek” diyorlar. BM’nin raporunda; artı 2 derecelik artış, su sıkıntısının baş göstereceğine işaret ediyor, mercan kayalıklarının ve canlı türlerinin yüzde 30’unun yok olacağı eşliğinde…
Bu kadar vahim bir tablo karşısında duyarsız kalmamıza anlam veremiyorum. Fakat anlam veremediğim şeyler bununla sınırlı kalmıyor.
“Küresel ısınmaya karşı yapabileceklerimiz” başlığı altında verilen maddeler de beni şaşırtıyor. Neden mi? Örneğin, ampullerinizi enerji tasarruflu olanlarla değiştirin deniyor. Kişisel otomobil yerine toplu taşıma aracı kullanın deniyor.
Hatta diyorlar ki: Orman yerine bahçe ve parklarda piknik yapın ki yangınlar çıkmasın! Buna karşılık; gökdelenlerin ışıkları şatafatını korumak için tüm gece yanıyor. Yalnızca bizim ülkemizde binlerce makam aracı kullanılıyor. Çıkan orman yangınlarının ardından çokuluslu şirketler mahvolan ormanlarımızı parselliyorlar. Ve bizler tüm bunları bilirken önerilere samimi bulmadığımızı söylediğimizde dünyayı düşünmemekle suçlanabiliyoruz.
Evet! Haklısınız; “sermaye”nin suyu ısınıyor ve bu en çok bizi, yani emekçileri etkiliyor…