IŞİD ile sınırda rehine pazarlığı
Ankara’da görülen IŞİD davası dosyasına göre, örgüt yöneticisi Mustafa Demir ile rütbeli askerler sınırda rehine pazarlığı yaptı. Telefon kayıtlarına göre Astsubay Özgür Örs’ün kaçırılmasının ardından Yüzbaşı A., Demir’i arayarak “Bizim personeli geri verin” diyor. Yüzbaşı istediği yanıtı alamayınca da teröriste “Sen bizi aradığında biz böyle davranmadık” diye sitem ediyor.
KEMAL GÖKTAŞAstsubayın kaçırılması ile ilgili görüşmelerde sınırdaki ilişkileri ortaya koydu. IŞİD yöneticisi Ebu Ali kod adlı Mustafa Demir ile Suriye sınırında görevli rütbeli askerler arasındaki telefon kayıtlarında astsubay Özgür Örs’ün IŞİD tarafından kaçırılmasından sonra yapılan çarpıcı görüşmeler de yer aldı.
Sınırı IŞİD emiri ile yönetmişler
Astsubayın kaçırılması Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki IŞİD dava dosyasında astsubay Özgür Örs’ün 1 Ocak 2015’te kaçırılmasıyla ilgili çarpıcı konuşmalar yer aldı.
(1) Bunun sonu iyi değil büyük sıkıntı var A: Bir durum var, bir durum var, bizimle sizin aranızda M.D: Buyur abi dinliyorum seni A: Sıkıntı şu an sizde bir personelimiz olduğuna dair bir durum var M.D: Yani sizinkilerden bir tanesi … Nerde olmuş olay |
(2) ‘Silahlarıyla geldiler, sohbet ettik, gittiler’ Yüzbaşı A. ile yaşanan bu gerilimden sonra Kilis İl Jandarma Komutanlığı’ndan saat 23.48’de aranan Demir’in Y. İsimli bir jandarma istihbaratçıyla yaptığı görüşmede de çarpıcı ifadeler yer aldı: Y: Ali kardeşim, e sen de Türksün, biz de Türküz, artı ikimiz de Müslümanız elhamdülillah, tehdit vari konuşmanın bi anlamı yok bu noktada M.D: Şimdi ben Çobanbey’e giderim bir. İkincisi abi bi şey çıkmazsa, o Ribat noktası A. Yüzbaşı’nın dediği bölgeye giderim iki, bi de abi senden ricam yani böyle kaba konuşmaya gerek yok, geçen ben bizzat buradaki T. Üsteğmene de söyledim, askerleriniz bu tarafa giriyo, şahsen ben görürsem dedim problem yok, geliyo kaçakçıya küfrediyo dövüyo dedim. Bi problem olur biz sorumlu değiliz. Bizzat ben kendim yüz yüze söyledim bunu. Ermiş Karakolu’nda A. abi var orda, ee kaçakçıları biz beraber burada bitirdik yani. Sağolsun çalıştık, bu tarafa geldiler, silahlarıyla geldiler, oturduk sohbet ettik, muhabbet ettik, geri gittiler. Bizde bi problem yok ama bunu bizden biri yapmış olamaz yani, mümkün değil Y: Anladım. Ali sen ne iş yaparsın orda abi? |
(3) ‘Gayet iyi çalıştık' M.D: Abi beni bütün şey tanır, Dağ Karakolu, Çobanbey, ondan sonra Ermiş yani, B. Teğmen, A. Yüzbaşı, o T. Üsteğmen, hepsi tanır beni, ben sınırdayım abi … Bizzat tele kadar gitmişimdir, onlar benim yanıma gelmişlerdir. Gayet iyi çalıştık, burada araba meselesinde çok yardımcı oldular, sağolsun, kaç tane araba teslim ettim onlara. Hatta yakaladım, yani çok yardımım oldu |
(4) 'Elinizden geleni ardınıza koymayın' Bu görüşmenin ardından saat 00.06’da yüzbaşı A. ile yapılan ikinci görüşmede de tansiyon düşmedi: A: Şu an herkes ayakta ben sana o kadar söylüyorum. Tamam bana yani hemen haber ulaştır. O adam suratle bize gelecek abi M.D: Abi ben normal basit bir şeyim yani askerim yani sen bana öyle diyon da A. Abi A: Ben sana söyledim, tamam o zaman beni kimse muhatabım, beni onla görüştürecen o zaman M.D: Sen böyle konuşuyon ya abi, ben biraz sonra telefonu kapatıyorum abi evime geçip yatıyorum. Ne halin varsa gör o zaman abi böyle konuşuyorsan.. A: Sen öyle diyorsan yapacak bir şey yok diyeyim ben sana M.D: Tamam abi yapacak bişey yoksa elinizden geleni ardınıza koymayın. Şu konuşmaya bak hele ya abi. Sen bu konuşmayla bir yere varamazsın A: Sen bizi sen bizi aradığında biz sana böyle davrandık de mi M.D: Ben seninle böyle konuşmadım A: Hadi tamam tamam |
(5) 'İhale IŞİD'e kalıyor' Bu görüşmenin ardından istihbaratçı Y. ile yapılan görüşmede ise Demir, yalan söyleyerek olaydan haberi olmadığını söyledi. M.D: Abi arkadaş geldi, bizzat odaları gezdik. Abi yok öyle bişey burada |
(6) ‘Sen JİTEM’i duydun mu?’ Y ile ertesi gün 11.30’da yapılan görüşmede ise şu konuşmalar geçti: Y: akşam ki davamız öyle kaldı ya M.D: Abi kalmaz inşallah, yani kim alırsa alsın, vatandaş da alsa, askeriye de alsa, hudut da alsa, yine bize dönecek yani huduta dönecek bu Y: Ali Abi, asker almış asker almış ya M.D: Bizim askeriye almış de mi. Tamam abi bu iş bize döner, biraz sabredin inşallah Y: Haber alırsan gözünü seviyim beni bilgilendir tamam M.D: A. yüzbaşıyı napayım açıyım mi telefonları Y: A. Yüzbaşıyla benim alakam yok, ayrı bir birim. Sen JİTEM’i duydun mu? M.D: Bilmez miyim abi, hayatım geçti onda Y: Ben ordayım gardaş. … Sen Cüceneyle görüşüyon mu? M.D: Biraz atıştık onla, mahkemelik oldum, sonra birbirimize yaklaşmadık Y: Sıkıntım var diyosun hee M.D: He abi ya, sizin paralel yapı gibi bu |
(7) ‘Süleyman Şah Türbesi ile alakalı görüşenler' Bu konuşmanın ardından Yüzbaşı A. ile Mustafa Demir arasında geçen görüşmede ise Demir, Örs’ün kurtarılması konusunda ilginç bir bir yol önerdi: M.D: Abi sakin mi konuşacan, gene bağıracan mı? A: Ben sakinim ben M.D: Bizim askeriye almış. Netice itibariyle bize dönecekler abi. Ben senin normal bir erin gibi burada görevliyim sadece. Sadece Etilere haber verdim, ben böyle bir vaka var dedim. Onlar da ilgileneceğini söylediler, anladın mı abi? Sizin bu Şah Süleyman Türbesinin, ıı le irtibatlı olan 2-3 tane kardeş var, sizinle görüşen. Yüksek ihtimal olay oraya dönecek ve en kısa zamanda çözerler inşallah A: Tamam |
(8) ‘49 kişinin rehin alınmasında olduğu gibi...’ Jandarma istihbarattan Y. ile Demir arasında 4 Ocak 2015 saat 17.16’da yapılan görüşmede ise Örs’ü kurtaracak olan formül işlemeye başlıyor: M.D: Abi açıktan konuşmak gerekirse bu 49 kişilik rehine olayı vardı ya abi. Irak’tan rehin alındı falan. Onlardan dolayı kim nasıl irtibata geçecekse tekrar irtibata falan girerler abi yani o davayı nasıl çözdülerse bunu da çözeceklerdir yani Y: Yani o kadar basit değil diyosun M.D: Abi devletler arası bir sorun oldu şimdi.. He bugün emirelmüminin bile haberi vardır kesinlikle ona haber gitmiştir abi yani…” |