İşi olan bile yoksul
Hükümet bir yandan işsizliği azaltmakla övünürken Türkiye’de 2007-2010 arasında yoksulluk yüzde 1 arttı. Kişi başına gelirde 34 OECD ülkesi arasında Türkiye, sondan ikinci sırada bulunuyor. Türkiye, genç işsizlikte de yüzde 20 ile Yunanistan ve İtalya gibi kriz ülkeleriyle yarışıyor.
Cumhuriyet/Ekonomi ServisiEkonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) “Bir Bakışta Toplum 2014 - Kriz ve Sonrası” raporuna göre, 2007-2010 arasında Türkiye’de yoksulluk yüzde 1 arttı. Krizde işsizlik oranlarını başarıyla indiren ülkeler arasında Şili, Almanya, İsrail, Kore ve Türkiye’yi sayan OECD, buna karşın yoksulluktaki artışa dikkat çekti.
Rapora göre insanların gelecekteki mutsuzluğunu da etkileyen “genç işsizliği” ve “hem eğitim görmeyen hem işsiz” kişi sayısı OECD’de kriz başlangıcından bu yana önemli ölçüde yükseldi. 2012 sonu itibarıyla Yunanistan, İtalya, Meksika, İspanya ve Türkiye’de yüzde 20 ve yukarısında oldu.
34 OECD ülkesinde gelirleri, ulusal medyan gelirin (bir ülkede bütün gelirler sıralandığında en orta sıradaki gelir) yarısından az olan hane halklarında 18-25 yaşındakilerin kapladığı pay, 2007-2010 arasında tırmandı. Artış özellikle Estonya, İspanya ve Türkiye’de (yüzde 5), İrlanda ve İngiltere (yüzde 4), Yunanistan ve İtalya’da (yüzde 3) aşırı oldu.
2007-2010 arası yoksulluk sadece İtalya, Slovak Cumhuriyeti, İspanya ve Türkiye’de 1 puandan fazla arttı. 2007’den itibaren çocuk yoksulluğu Türkiye’de yüzde 2 puanı aşan artışlarla önemli ölçüde yükseldi. 2007-2010 yaşlılar arasında yoksulluk 32 ülkenin 20’sinde düştü ve sadece Kanada, Kore, Polonya ve Türkiye’de yüzde 2 puan ya da daha fazla arttı.
Hane halklarının düşük gelire sahip olduğu ülkeler içinde Şili ve Meksika’nın yanı sıra Güney Avrupa, Türkiye ve Doğu Avrupa yer aldı. OECD’de kişi başına gelir 2010’da en yüksek Lüksemburg’da 36 bin 400 dolar oldu. Türkiye 7 bin 100 dolarla sondan ikinci sırada yer aldı.
Türkiye’de 2007-2013 arasında istihdam yüzde 5 artsa da Şili, Kore ve Meksika ile birlikte istihdamda kadın-erkek eşitsizliği en yüksek olduğu ülke Türkiye oldu. Gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerde de Türkiye başı çekti.
Raporda “2010 yılında polise başvuranlar” tablosu da yayınlandı. Buna göre Türkiye OECD şampiyonu olurken polise başvurma oranı en yakınındaki Yunanistan’a göre üç misli arttı. OECD genelinde 2007-2012 arası polise güvende artış görülürken Türkiye polise güvende yaklaşık yüzde 4 düşüşle sondan beşinci oldu. Türkiye 2012 itibarıyla “Yaşadığınız şehir ya da alanda geceleri tek başına güvenli şekilde yürüme duygusu” sıralamasında da 34 OECD ülkesi arasında 31’inci oldu.
Hayırseverlik azaldı
OECD’de 2012’de gönüllü olarak hayır kuruluşlarına en fazla para İngiltere’de bağışlandı, yüz kişiden 72’si hayırda bulundu. Türkiye yüzde 13 ile sondan ikinci olurken OECD ortalaması yüzde 44. 2007-2012 arası Türkiye’de para bağışlayanların oranında yüzde 3.5 düşüş oldu. Yabancılara yardım duygusu birçok ülkede yükselirken Türkiye’de yabancı birine yardım ettiğini söyleyenlerin oranı yüzde 5 azaldı.
Üç çocuk İsrail’de
OECD’de doğurganlık da azaldı. 1960’ta bir kadına 3.3 çocuk düşerken 2011’de 1.7’ye indi. Doğurganlık düşüşü özellikle Kore, Meksika ve Türkiye’de belirgin oldu. İsrail üç çocukla kadın başına düşen çocuk sayısında ilk sırada yer aldı. Türkiye 2.2 çocukla OECD beşincisi oldu. Tarihte ilk kez 2011’de hayat beklentisi OECD’de 80 yılı aşarken yaşam beklentisi en az Meksika ve Türkiye’de oldu. Türkiye’de kişi başına sağlık harcaması da OECD ortalamasının üçte birinden az.
Türkiye evlilik şampiyonu
OECD genelinde evlilik yaygın olsa da ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor. OECD ortalamasında ilişkilerin yüzde 52.4’ü evlilik şeklinde iken Türkiye’de bu oran yüzde 66.3 oldu. 15 yaş üstü evli yetişkinler için 2012’de evlilik en çok Türkiye’de görülürken ikinci Japonya’da oran yüzde 65.4 oldu. Oran ilişkilerde evlilik oranının yüzde 40 olduğu Şili ve Estonya’da en düşük. 2012’de OECD ortalamasında bir yaşlı kişiye 4 çalışma çağındaki kişi düştü. Oran bir yaşlıya 9 kişinin düştüğü Meksika ile 8 kişinin düştüğü Türkiye’de en yüksek. Almanya, İtalya ve Japonya’da ise bir yaşlı kişiye 3 ya da daha az çalışan kişi düşüyor. Yaşlı kişi başına çalışan kişi sayısı gelecek 40 yılda azalacak, yani nüfus yaşlanacak. Meksika ve Türkiye’nin bir yaşlı için çalışma çağındaki 5-6 kişiyi kaybetmesi bekleniyor.