İşçiye kıydılar, yüz liraya kıyamadılar

Mersin’in Erdemli ilçesindeki işletmenin prefabrike yatakhanesinde meydana gelen ve üç genç işçinin ölümüyle sonuçlanan yangın aynı anafikri ortaya koyuyor: Devlet, işçiyi değil işvereni koruyor. İşin daha acı tarafı, söz konusu emekçilerin sadece 100 TL para harcanarak kurtarılabilecek olmasıydı

Erk Acarer

Mersin’in Erdemli ilçesindeki işletmenin prefabrike yatakhanesinde meydana gelen ve üç genç işçinin ölümüyle sonuçlanan yangın aynı ana fikri ortaya koyuyor: Devlet, işçiyi değil işvereni koruyor. Bakanlık tarafından denetlenmeyen işyerlerinde patronlar bitmek bilmeyen kâr hırslarıyla dilediği gibi at koşturuyor. Yaşamlar erkenden tükenirken geride acılı aileler kalıyor.

27 yaşındaki Mücahit Ünal, 24 yaşındaki Murat Bulut ve 18 yaşındaki Umut Gönül, Türkiye’deki pek çok işçiyle benzer bir kaderi paylaştılar. Mersin’de bir dizi ihmaller sonucunda işyerinde yanarak can verdiler. Ölümleri, 3 yıl önce Esenyurt’ta 11 işçinin ölümüyle sonuçlanan faciayı anımsattı.
Ölümlerinin sebebi takdir-i ilahi ya da fıtrat değildi. İş güvenliği önlemlerinin maliyet düşürmek ve kâr hırsı nedeniyle alınmamış olması, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın denetimsizliğini de ortaya koydu. İşin daha acı tarafı, söz konusu emekçilerin sadece 100 TL para harcanarak kurtarılabilecek
olmasıydı. İşçilerin feci şekilde can vermesiyle sonuçlanan olayda detaylar ortaya çıktı. İşyerindeki skandallar, insan canının ne kadar ucuz olduğunu da ortaya koydu. İşyerinde farklı bir yöntem izlense ve sadece dört basit tedbir alınmış olsa bugün “o işçiler” de aramızda olacaktı.

* İşçiler servisle taşınabilirdi: İşyerinde 100 km civarı uzaklıktaki çevre köylerde yaşayanlar çalışıyordu. İliri-Karagözler Narenciye ve Sebze Meyve Paketleme Fabrikası patronu yol parası vermek ya da servis tutmak yerine işçileri yatakhanede yatırdı.

* Yangın algılama sistemi yoktu: Yangının elektrik kontağından çıktığı ifade ediliyor. Yatakhane elektrikli soba ile ısınıyordu. Koğuşa, maliyeti 250 TL bile olmayan bir yangın algılama düzeneği kurulabilirdi.

* Kaçak akım anahtarı kurtarırdı: Daha acısı, emekçiler, maliyeti sadece 100 TL olan “kaçak akım rölesi” sayesinde canlarını kurtarabilirlerdi. Bu sistem bile kurulmadı.

* İkinci çıkış kapısı faciayı önlerdi: Prefabrike yapıya, sadece bir işçi yevmiyesi kadar para harcayarak ikinci bir çıkış kapısı açılabilirdi. Ancak bu da yapılmadı.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) yaptığı açıklamada, işyerinde işçileri ölüme götüren, skandallar dizisine dikkat çekip işverenin cüreti devletten aldığına vurgu yaptı. İSİG açıklamasında özetle, patronların hukuksuzluklarına AKP hükümetinin çanak tuttuğunu belirtti:

“İşçilerin ölümünden, getirdiği “torba” tasarısıyla işverenlerin ceza almasını imkânsız hale getirmek isteyen AKP ve onun denetim yapmayan, kendi kapattığı işyerlerinin dahi faaliyette olup olmadığını takip etmeyen Çalışma Bakanlığı sorumludur!”