"İşçinin alınterine göz koyanlar tarihe karışacak"
DİSK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in "önemli oranda sendikanın devre dışı kalacağı" ve "HAK-İŞ, DİSK tarihe karışmış olur" şeklindeki açıklamalarını maksadını aşan ifadeler olarak değerlendirdi.
cumhuriyet.com.trDİSK'ten yapılan açıklamada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik 26 Temmuz 2011 tarihinde düzenlediği basın toplantısında bir gazetecinin sorusu üzerine sendikalı işçi istatistiklerinin yayımlanması durumunda 'önemli oranda sendikanın devre dışı kalacağını' belirterek "HAK-İŞ, DİSK tarihe karışmış olur" ifadesini kullandığı anımsatılarak, Bakan'ın bu açıklamasının en hafif tabirle maksadını aşan bir ifade olduğu vurgulandı.
Bakan'ın açıklamasının talihsiz ve kamuoyunu yanıltan nitelikte olduğuna dikkat çekilen açıklamada, işçinin alınterine göz koyanların tarihe karışacağına vurgu yapıldı. DİSK açıklamasında konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"DİSK yıllardır işyeri ve işkolu barajlarının, grev yasaklarının, noter şartının kaldırılmasını ve sendika yasalarının uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmesini savunmaktadır. Haziran 2011'de gerçekleşen ILO Konferansı'nda hazırlanan rapor sendikal yasaların anti-demokratikliğine ve hak ihlallerine dikkat çekmektedir. Türkiye'de hükümetler, neredeyse sendikalı işçinin olmadığı bir cumhuriyet rejimini savunamayacakları için yıllardır uluslararası kamuoyunu yanıltmaktadır. DİSK ise Türkiye'deki gerçek sendikalaşma oranının Bakanlığın belirttiği gibi yüzde 57 değil yaklaşık yüzde 5 olduğunu her platformda dile getirmektedir. Gerçekleri gizleyen hükümetler yıllardır istatistikleri açıklamayı Demokles'in Kılıcı gibi kullanmaktadır. Konunun bugünlerde bir kez daha gündeme gelmesinin nedeni ise kıdem tazminatı tartışmalarıdır."
Bazı çevrelerin Bakan'ın bu talihsiz açıklamasını işçi sınıfının birlik ve dayanışmasına zarar vermek için fırsat olarak kullandığının altını çizen DİSK, "Türkiye'de sendikaya üye olmak hele ki DİSK'e üye olmak işten atılma sebebidir. ITUC raporlarına göre Avrupa genelinde sendikal nedenlerle işten çıkartılmaların yüzde 60'ı Türkiye'de yaşanmaktadır. Türkiye genelinde binlerce işçi sendika üyesi olduğu için işten atılmakta, hakkını aradığı için baskılarla karşılaşmaktadır. Bu haksızlıklara ses çıkartmayanlar toplumun vicdanında yargılanacaktır" ifadelerini kullandı.
"Türk işçi sınıfı Disk'in önderliğinde gereken cevabı verecektir"
Türkiye'de çalışma hayatının uluslararası sözleşmelere uygun hale getirilmesi doğrudan hükümetin ve bakanlığın sorumluluğumda olduğuna değinilen açıklamada, "Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Sendika yasalarının ILO Sözleşmelerine uygun hale getirilmesi Türkiye'nin AB üyeliğinin önündeki zorunlu koşullardandır. Bakanlığı spekülatif demeçler vermek yerine bu konudaki görevlerini yerine getirmeye ediyoruz.
Bir kez daha ilan ediyoruz, kıdem tazminatı gasp etmek isteyenler, torba yasa ile işçileri sürgüne gönderip taşeronlaşmayı ve güvencesizliği kural haline getirmek isteyenler şüphe etmesinler, Türkiye işçi sınıfı DİSK'in öncülüğünde onlara gereken yanıtı verecektir" ifadelerine yer verildi.
DİSK adını uluslararası işçi hareketine ve Türkiye'nin demokratikleşme tarihine altın harflerle yazdırdığını vurgulayan DİSK Yönetim Kurulu açıklamasında "Bu mücadelesinde Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler, DİSK Yönetim Kurulu Üyesi, İlerici Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Kenan Budak olmak üzere onlarca şehit vermiş bir örgüttür. Ne 12 Eylül'ün işkence ve yasakları ne de iktidarların baskı ve tehditleri DİSK'in düşünce ve eylemlerini durduramamıştır. Vesayet zincirlerini kırarak kurulan örgütümüz kimseden icazet almadan mücadelesine devam edecektir" ifadelerine yer verdi.
"DİSK hala dimdik ayakta"
DİSK'in, Selanik ve Şam grevcilerinin, Osmanlı Amele Cemiyeti'nin varisi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "DİSK 1967'den bu yana sermayeden ve devletten bağımsız bir biçimde faaliyet yürütmektedir. Aradan geçen 44 yıl zarfında çok sayıda hükümet kuruldu, çok sayıda parti açıldı. Hepsi tarih oldular. Ama Türkiye işçi sınıfının gözbebeği DİSK hala dimdik ayaktadır" denildi.
DİSK'in 12 Eylül Askeri Darbesi'nin ardından kapatıldığının anımsatıldığı açıklamada, şu açıklamalarda bulunuldu:
"Yöneticileri idamla yargılanmış, binlerce üyesi tutuklanmış ve işkence görmüştür. DİSK üyesi işçiler başka sendikalara geçmeye zorlanmış veya sendikasızlaştırılmıştır. Sendikalarımızın malvarlıklarına el konulmuştur. 11 yıl kapalı kalan DİSK 1992'de kendisini engellemek üzere hazırlanmış yasalarla tekrar faaliyete başlamıştır. Ayrıca 12 Eylül ile bugünü kıyasladığımızda ülkemizdeki belirgin nüfus artışına rağmen sendikalı işçi sayısında önemli bir düşüş yaşanmıştır.
DİSK, bugün 17 işkolu sendikasıyla gerek işçilerin ekonomik ve sosyal haklarını geliştiren örnek toplu sözleşmelerle gerekse Türkiye'nin demokratikleşmesine ilişkin faaliyetleriyle mücadelesine devam etmektedir."