İşçi sendikalarından TBMM'ye mektup

DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ kamuoyunda "kiralık işçilik" düzenlemesi olarak bilinen ve özel istihdam bürolarına mesleki anlamda geçici iş ilişkisi kurma yetkisi veren düzenlemenin yeniden gündeme getirilmiş olmasını kaygıyla karşıladıklarını belirterek TBMM'ye açık mektup yazdılar.

cumhuriyet.com.tr

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu, HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yeniden görüşülmek üzere TBMM'ye iade edilen ve son günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından yapılan açıklamalarda tekrar gündeme getirileceği ifade edilen "kiralık işçilik" düzenlemesiyle ilgili ortak bir mektup yazdı.

Mektupta , şu ifadelere yer verildi:
"Kamuoyunda 'kiralık işçilik' ya da 'işçi simsarlığı' yasası olarak bilinen ve özel istihdam bürolarına mesleki anlamda geçici iş ilişkisi kurma yetkisi veren düzenlemenin yeniden gündeme getirilmiş olmasını kaygıyla karşılamaktayız."

Açık mektupta, 4857 sayılı iş yasası hazırlanırken işçi-işveren konfederasyonları ve zamanın Çalışma Bakanı söz konusu maddeyi tasarıdan oybirliğiyle çıkarttığı hatırlatılarak, Cumhurbaşkanının işçi sendikalarının haklı gerekçelerini gördükten sonra Temmuz ayında yasayı TBMM'ye yeniden görüşülmek üzere iade ettiği ifade edildi. Ayrıca sendikalar mektupta, kamuoyunun bu düzenlemeden rahatsızlık duyduğunu savunarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın 'kiralık işçilik' düzenlemesine ilişkin ısrarcı tutumunu kaygıyla izlediklerini belirttiler.

Özel istihdam büroları ve kiralık işçilik düzenlemesinin sendikasızlaştırmaya yasal kılıf hazırlama aracı olduğu kaydedilerek, aynı zamanda bunun toplu sözleşme hakkına erişimi engellediği ve örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldırdığı vurgulandı. Ortak kaleme alınan mektupta, Türkiye'de işsizlik ve istihdam yaratamama sorunlarına yönelik kendi içinde tutarlı ve çok boyutlu bir istihdam stratejisinin henüz bulunmadığı belirtilerek, sosyal koruma sistemleri geliştirilmediği, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmadığı, toplu sözleşme hakkı ve kapsamının ILO normlarına aykırı ve AB ülkelerine göre de oldukça sınırlı olduğuna dikkat çekildi. Diyalog mekanizmalarının çalıştırılmadan, oldu bittilerle neoliberal düzenlemeler yapıldığı belirtilerek, bununda iş piyasasında kaos yaratıp, istikrarı ve iş barışını torpillediği kaydedildi.

 

"Düzenleme ikinci kez gündeme alınırsa 'Çalışma' değil 'Çatışma Bakanlığı' tanımı doğru olacaktır"

Mektup şu ifadelerle devam etti:
"Böyle bir düzenlemeyi ikinci kez gündeme almak, ihtiyaçtan çok sendikalara inat bir yasa çıkartma arzusunu tatmin etmekse o zaman Bakanlık için 'çalışma' değil, 'çatışma bakanlığı' tanımı daha doğru olacaktır. Türkiye ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda sıkıntılı günler yaşıyorken, oluşturulmaya çalışılan iş barışını temelden sarsacak böyle bir düzenlemeyi gündeme getirmek sorumlu ve sağduyulu bir davranış olarak görülemez. TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, DİSK olarak insan onuruna yakışır işi koruyacak en temel kurum olan TBMM'ne sesleniyor, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın bu konudaki ısrarını gözardı ederek emeği kiralık hale getirecek ve işçi simsarlığına yol açacak bu düzenlemeyi asla gündemine almaması çağrısında bulunuyoruz."