İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali: ‘İç taleple büyüyeceğiz’
‘Teknoloji ekonomik dönüşümlerin yanı sıra sosyal dönüşümlerin de dinamiğini oluşturuyor’ diyen İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’ye göre, bankacılık bu şekliyle devam edemez. Yöneticinin sorumluluğu da iş modelini geleceğe hazırlayacak şekilde yenilemek...
Olcay BüyüktaşTürkiye ekonomisinin sergileyeceği performans üzerindeki risklerin başında, merkez bankalarının para politikalarının nasıl bir seyir izleyeceğinin geldiğini dile getiren İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, gelişmiş ülkelerde para politikalarının beklenenden daha hızlı bir şekilde sıkılaştırılmasının, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye girişlerini etkileyebileceği görüşünde. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Bali’nin değerlendirmeleri özetle şöyle;
Kredi büyümesi istikrarlı
2017’de genel itibarıyla yurtdışı kaynaklı jeopolitik sorunlar belirsizlik unsuru olarak gündemde yer aldı. Buna karşılık, Türkiye üçüncü çeyrekte kaydettiği yüzde 11.1’lik büyüme ile son altı yılın en yüksek büyüme oranına ulaştı. Özellikle Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) artan desteği sayesinde ticari kredilerde önemli oranda büyüme kaydedildi. Ayrıca, konutlara yönelik KDV düzenlemesi ile tapu harçlarında yapılan indirim, beyaz eşya ve mobilya vb. dayanıklı tüketim mallarına yönelik ÖTV ve KDV düzenlemeleri gibi iç talebi destekleyici önlemler sonucunda hem bireysel hem de ticari kredi büyümesi yükselen bir trend izledi.
İstihdam yaratana kredi
İş Bankası olarak 2017’nin üçüncü çeyreği itibarıyla aktif büyüklüğümüzü 346.4 milyar TL’ye yükselttik. Kaynaklarımızı istihdam ve katma değer yaratan sektörlere tahsis etmeye özen gösteren bir banka olarak ekonomiye nakdi ve gayri nakdi krediler aracılığıyla verdiğimiz destek 304.8 milyar TL’ye ulaştı. Mevduat hacmi 194 milyar, toplam mevduatta yüzde 9.4, toplam nakdi kredilerde yüzde 12.5 büyüme, bireysel kredilerde yüzde 9.4, ticari kredilerde de yüzde 13.6 oranında artış yaşandı.
Dijitalleşme sosyal dönüşümün de dinamiği
Dijitalleşme ve teknolojik dönüşüm, ekonomik dönüşümlerin yanı sıra sosyal dönüşümlerin de dinamiğini oluşturuyor. Tarım devrimi, sanayi devrimi gibi şimdi bir de teknoloji devrimi dersek hiç yanlış olmaz. Ben Türkiye’nin gündeminin de bu konulardan oluşması gerektiğini düşünüyorum. Bizim bankacılık yapma şeklimiz de buna göre dönüşüm geçiriyor. Yaptığımız işin bu şekliyle devam edeceğini asla varsaymamamız gerekiyor. Bizim sorumluluğumuz geleceğe hazırlanacak şekilde iş modelimizi yenileyebilmek. Şube dışı temas noktalarımızdan yapılan işlemlerin oranı yüzde 86’ya ulaştı. İşCep’in kullanıcı sayısı da kasım sonu itibarıyla 5 milyonu geçti. Aracısızlaşmanın tetikleyici bir unsuru hızlı büyüme potansiyeline sahip teknoloji odaklı girişimler... Artık bankacılık dahil bütün sektörlere giriş bariyerleri hızla düşüyor. Korunduğumuzu düşündürten giriş bariyerleri eski sınırlayıcılığında değil.
Maxitech iz sürüyor
İş Bankası’nın stratejisinin ana unsurları arasında da teknolojik yatırımlar öne çıkıyor. Teknoloji iştirakimiz SoftTech’e bağlı olarak Silikon Vadisi’nde kurduğumuz Maxitech şirketimiz aracılığıyla dünyanın en önemli girişimcilik ekosistemindeki yeni oluşum ve teknolojilerle ilgili gelişmeleri takip ederek işbirliği fırsatlarını değerlendiriyoruz. Oradaki gelişmelerle dijital bankacılık hizmetlerimiz arasındaki entegrasyonu sağlayarak, teknolojinin kalbinde yaşanan gelişmeleri süreçlerimize uygun şekilde dahil etmek için çalışıyoruz.
'En büyük risk merkez bankaları'
2017’de ekonomiyi desteklemek amacıyla alınan tedbirlerin ekonomik aktivite üzerindeki olumlu etkisinin 2018 yılında bir miktar azalmakla birlikte süreceğini tahmin ediyoruz. Bu dönemde ekonomik büyümede iç talebin etkili olacağını, yatırım ve ihracatın da büyümeyi destekleyeceğini düşünüyoruz. AB ülkeleri başta olmak üzere ana ihraç pazarlarımızdaki göreli olumlu ekonomik görünümün ihracat performansımızı olumlu etkilemeye devam edeceğini değerlendiriyoruz. Böyle bir ortamda, bankacılık sektörü de büyümeyi desteklemeye devam edecek.
Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde sergileyeceği performans üzerindeki risklerin başında ise, merkez bankalarının para politikalarının nasıl bir seyir izleyeceği geliyor. Gelişmiş ülkelerde para politikalarının beklenenden daha hızlı bir şekilde sıkılaştırılması, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye girişlerini etkileyebilir. Ayrıca, yakın coğrafyamızda yaşanabilecek jeopolitik gelişmelerin ihracat pazarlarımız üzerindeki etkisi ve petrol fiyatları da Türkiye’ye yönelik risk algısı üzerinde dönem dönem etkili olabilir.
Öte yandan, yapısal olarak bütçe ve borç istatistikleri başta olmak üzere sağlam makroekonomik temellerimiz ve güçlü finansal sistemimiz dalgalanmalara karşı bizleri koruyor ve esneklik sağlıyor. Bugün sektörde sermaye yeterliliği BDDK’nin belirlediği yasal limitlerin oldukça üstünde. Tasfiye olunacak alacaklar oranı da yüzde 3’le makul bir düzeyde. Sektörün dövizde açık pozisyonu bulunmuyor. Bunların korunmasına devam etmemiz lazım.
En çok istihdam yaratan banka
Sektörde şubelerin kapatıldığı ve işten çıkarmaların yaşandığı bir dönemde İş Bankası’nda işe alımlar düzenli ve sürekli olarak devam etti. Nitekim 2016’da 387, 2017’de de bugüne kadar 748 yeni işe alım yaptık. Eylül sonu itibarıyla, 24 bin 718 çalışanımızla kamu dahil sektörün en çok istihdam yaratan bankası konumundayız. Her başarılı kurumun odağında ve sürdürülebilirliğinde insan faktörünün olduğu gerçeğini kesinlikle göz ardı etmiyor, istihdam politikamızı değişen koşullara ve konjonktürel durumlara göre değiştirmiyoruz. Bugün 22’si yurtdışı olmak üzere toplam 1364 şubemiz bulunuyor. Türkiye’nin en fazla şube sayısına sahip özel bankası olarak 81 ilde yaygın şube ağımız ve geniş bir kadro ile hizmet veriyoruz. 2018’de de verimlilik hedeflerimiz çerçevesinde şube ağımızın optimizasyonuna yönelik olarak yatırımlarımız devam edecek.