İnternet'e düşen kayıtlar mahkemede
Emniyet, Ergenekon ile ilgili konuşanların ses kayıtlarını mahkemeye gönderdi..
cumhuriyet.com.trErgenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin çeşitli kurumlara yazdığı yazılara verilen yanıt yazıları mahkemeye ulaştı. Mahkemenin “Dava sanıklarına veya yakınlarına ait olduğu iddia edilen Ergenekon davasına ilişkin olan internet ortamında veya medyada yer alan ses kayıtlarının temin edilip çözümlerini yapılarak mahkemeye gönderilmesi”ne ilişkin yazısı üzerine İstanbul Emiyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Serdar Bayraktutan, Genelkurmay Başkanlığı görevinden Temmuz 2011’de Ergenekon ve Balyoz davalarını eleştirerek istifa eden emekli Orgeneral Işık Koşaner’e ait 2 ses kaydını gönderdi. Emniyet’tin 11 Aralık 2012 tarihli yazısında Koşaner’in bu kayıtlarının internette 23 Ağustos 2012 tarihinde “Işık Koşaner’den itiraflar..Tam bir sakandal”, “Işık Koşener’den 2. şok ses kaydı” başlıklarıyla yayınlamdığı anlatıldı. TEM Şube Müdürlüğü, internette “Yarbay Soner Nesimi Dededoğlu” ve Ömer Faruk Gürüz adlı subay ile Ergenekon sanığı emekli Orgeneral Şener Eruygur ve eşi Mukaddes Erguygur arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarıyla birlikte toplam 4 ses kaydına ilişkin 25 sayfa çözüm tutanağı ve seslerin kayıtlı olduğu CD’yi mahkemeye gönderdi.Organize Şuçlarla Şube Müdürü Nazmi Ardıç imzasıyla 12 Aralık 2012 tarihiyle yazılan yazı ekinde ise toplam 17 ses kaydına ilişkin 40 sayfalık çözüm tutanağı mahkemeye gönderildi. Emniyet’in yazısına Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Anayasa Mahkemesi üyesi Serdar Özgüldür, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Yargıtay hakimi Hamdi Yaver Aktan, Bursa Işıklar Hava Lisesi Komutanı Tuğgeneral Mehmet Elden, Ergenekon’da İnternet Andıcı dosyasından yargılanan Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu’nun da aralarında bulunduğu bazı kişilere ait olduğu iddia edilen konuşmaların çözüm tutanakları ve seslerin kayıtlı olduğu CD’yi de yazısına ekledi.
Balbay’ın yazısı
İstanbul Emniyet Müdürlüğü mahkemenin istemi üzerine CHP İzmir Milletvekili, gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın “Er Er Ergenekon Gel Her Yere Kon” başlıklı yazının yer aldığı 2 Haziran 2006 tarihli Cumhuriyet gazetesi, Yavuz Donat’ın “Abdullah Çaltı, Ergenekon ve Ceyhan Mumcu’yu konu alan köşe yazısının yer aldığı 2 Ağustos 2008 tarihli Sabah gazetelerinin nüshasıyla, Ergenekon sanığı eski Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan’ın ‘CHP Halay çekmesini öğrenecek’ başlığıyla www.gazeteport.com isimli internet sitesinde yayınlanan röportajının çıktısını da” mahkemeye gönderdi.
Veli Küçük ile husumet yaratmayın
Organize suç örgütü liderliği, adam öldürme gibi suçlarla cezaevinde bulunan Nuri Ergin, Vedat Ergin ve Zeynel Ergin kardeşler, Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne argo ifadeler, bazı kişilerle ilgili küfürler içeren mektuplar gönderdi. Ergin kardeşler, mektuplarında Uşak Cezaevi’ndeki isyan sırasında Nuri Ergin ve Vedat Ergin’in “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü. Veli Küçük’ü ara bizi sor” diye sözleri nedeniyle Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifadelerinin alınmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdiler. Mektuplarda Ergenekon davası sanığı Veli Küçük ile ilgili kaba ifadeler kullanan Nuri Ergin, Veli Küçük ile arasında husumet yaratılmak istendiğini belirtti. Ergin “O günkü konjonktürde böyle seslendiğimizi söyledik. Bizim Savcı Zekeriya Öz’e verdiğimiz ifademizde en ufak bir Veli Küçük’e suç isnat edecek bir sözümüz söz konusu değildir” dedi. Vedat Ergin, mahkemeye daha önce 205 sayfalık bir yazı ve 520 sayfa belge gönderdiğini anlatarak “Ben o mektupta ‘bombanın pimini çektim ve heyetinizin kürsüsüne bıraktım’ demiştim. Hiç mi hiç tanıklık sevmem.Sanık olmayı da çok severim Hayatım boyunca hep sanık oldum hiç tanık olmadım” dedi.
Çiçek’ten Çapkın’a mektup
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse, dava sanıklarından emekli Albay Dursun Çiçek’in İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a gönderdği el yazısı mektup ve suçlanmasına konu olan belgelere ilişkin şikayet dilekçelerini mahkemeye gönderdi. Çiçek, 30 Ağustos 2012 tarihli “Sayın Hüseyin Çapkın” ve “Sayın Emniyet Müdürüm” hitaplarıyla başlayan mektup ve dilekçelerinde emekli olması durumunda 2011 tarihinde ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşmeyi düşündüklerini anlattı. Çiçek mektubunda “Ancak 12 haziran 2009’da hakkımızda başlatılan iftira ve infaz kampanyası sonucu ailece eziyet ve işkence çekmeye başladık. Haksızlıklar karşısında sessiz, dilsiz şeytan olmanız mümkün değil” dedi.Mektubanda “Sahte Delil Üretim Çetesi tarafından ürerilen belgeler ve dijital veriler gerekçe gösterilerek tutuklandım” ifadesine yer veren Çiçek, Çapkın’dan taleplerini şöyle kaleme aldı: “Her zaman hak ve hukukun masumun yanında olduğunuzu, akıl ve vcidan sahibi, inanç ve insanlık değerleri olan bir emniyet müdürü olduğuunuzu gösterin, gerçek suçluları ve işbirlikçilerini Türk yargısına teslim edin.”