'İnfaz eşitsizliğini düzeltin'
TBMM’de kabul edilen İnfaz Yasası düzenlemesine karşı, 11 hukukçunun yaptığı ortak açıklamada, “eşitliğin gözetilmediği, siyasal muhalefetin kriminalize edildiği, yaşam hakkının özünün ihlaline zemin hazırlandığı, toplumsal barışa zarar verildiği” vurgulandı. Hukukçular, “Anayasa Mahkemesi’nin bu yanlışlıkları, denetim yetkisi ve özgürlükler lehine yorum imkânları çerçevesinde düzelteceğine inanıyoruz” görüşünü dile getirdi.
cumhuriyet.com.trEmekli Anayasa Mahkemesi üyesi Ali Güzel, Prof. Dr. Cem Eroğul, Prof. Dr. Ergun Özbudun, Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Prof. Dr. Oktay Uygun, Prof. Dr. Osman Can, Prof. Dr. Ozan Erözden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görev alan ilk Türk yargıç olan Dr. Rıza Türmen, Prof. Dr. Rona Aybay ve Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in imzasıyla yapılan ortak açıklamada, infaz indirimine ilişkin düzenleme değerlendirildi.
İTİRAZLAR DİKKATE ALINMADI
İnfaz paketinin hazırlanırken muhalefetin, yargıç, savcı ve baroların, sivil toplum kuruluşlarının, uzman akademisyenlerin talep ve itirazlarının dikkate alınmadığına dikkat çekilen açıklamada, hazırlanan paketin bireylerin özgürlük, güvenlik ve adaletin sağlanması yönündeki meşru talep ve beklentileri karşılanmadığı, kamu vicdanını yaraladığı kaydedildi. “Çıkarılan yasa, infazda eşitliği gözetmemiştir” denilen açıklamada şunlar kaydedildi: “İnfaz sisteminde mahkûmların denetimli serbestlik veya şartlı tahliye imkânlarından yararlanmasının kolaylaştırılmasının yanında, geçici düzenlemelerle de özel af mahiyetinde düzenlemeleri barındıran bu yasada belirli bazı suçların yanında, muğlak terör örgütü üyeliği, yardım ve propaganda suçlamaları gerekçesiyle, gerçekte düşünce açıklamaları, kolektif özgürlük eylemleri veya basın faaliyetleri nedeniyle yargılanıp mahkûm edilen kişilerin başta ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı olmak üzere anayasal hakları yok sayılmıştır. Öte yandan, suçluluğu sabit olmayan tutukluların yasa kapsamı dışında bırakılmasıyla, gerekli adalet duyarlılığı gösterilmemiş, eşitlik kriteri bu açıdan da gözetilmemiştir. Aynı cezayı alan iki hükümlüden biri, suçunun türü nedeniyle infaz yasasındaki koşullu salıverme ve denetimli serbestlikten yararlanıp tahliye olurken, başka bir gruptaki hükümlü cezasını çekecektir ki, bu durum Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu yaklaşımın ülkemizdeki siyasal yarılmayı derinleştireceğine, şu günlerde en büyük ihtiyacımız olan toplumsal barışımıza zarar vereceğine inanıyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin bu yanlışlıkları, denetim yetkisi ve özgürlükler lehine yorum imkânları çerçevesinde düzelteceğine inanıyoruz.”