"IMF ile görüşüyoruz, henüz erken"

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF ile Türkiye’nin çıkarlarıyla uyumlu ve önceliklerini dikkate alan bir program üzerinde çalıştıklarını, programın içeriği, finansman boyutu, zamanı konularında bir şey demek için henüz son derece erken olduğunu söyledi. Şimşek, bunun ihtiyati stand-by mı kredi içeren bir program mı olacağını söylemek için de erken olduğunu ifade etti.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Hazine Müsteşarlığı’nın bütçe sunuşunu gerçekleştirdi. Uluslararası mali piyasalarda yaşanan sıkıntının tüm dünyada reel sektöre de yansımaya başladığını belirten Şimşek, mevcut verilerin küresel büyümedeki yavaşlamanın önümüzdeki dönemde de devam edeceğine işaret ettiğini kaydetti.

Şimşek,  IMF ile Türkiye’nin çıkarlarıyla uyumlu ve önceliklerini dikkate alan bir program üzerinde çalıştıklarını, programın içeriği, finansman boyutu, zamanı ve kaynak tutarı konularında bir şey demek için henüz son derece erken olduğunu söyledi. Şimşek, bunun ihtiyati stand-by mı kredi içeren bir program mı olacağını söylemek için de erken olduğunu ifade etti.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek İsviçre Ekonomi Bakanı Doris Leuthard ve beraberindeki heyeti kabul etti. Kabul sonrasında basının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Şimşek, Türk finans sektörünün geçmişle karşılaştırılamayacak kadar sağlam bir yapıya sahip olduğunu ifade ederek, finans sektörünün çok önemli bir kısmının bankalarca temsil edildiğini söyledi.

 

“Bankalara yardımcı olacağız "

Bankaların sermaye yapısı, varlık kalitesi ve karlılığının son yıllarda önemli iyileşmeler kaydettiğinin altını çizen Şimşek, “Hatta bu içinden geçilen küresel krizin yansımaları eğer şu ana kadar Türkiye’ye yansımaları eğer sınırlı kaldıysa bankacılık sektörünün sağlam olması önemli bir rol oynamıştır. Bankacılık ve reel sektörü birbirinden ayıramayız. İkisi de son derece önemli. Böyle bir dönemde tabi ki bankaların özel sektöre destek vermesinin devam etmesini arzularız. Bunun için kendilerine yardımcı olacağız” diye konuştu.

 

Bahsedilen rakamları şu anda teyit edemem

IMF ile Türkiye’nin çıkarlarıyla uyumlu ve önceliklerini dikkate alan bir program üzerinde çalıştıklarını belirterek, programın içeriği, finansman boyutu, zamanı ve kaynak tutarı konularında bir şey demek için henüz son derece erken olduğunu dile getirdi. Şimşek, “Bu konularda önemli bir mesafeye vardığımız zaman sizleri bilgilendireceğim. Henüz bu aşamada değiliz. Görüşmelerde önemli bir mesafe kat ediliyor ama teknik düzeyde daha üzerinde çalıştığımız birçok konu var. Bahsedilen rakamlar şu anda benim teyit edebileceğim türden rakamlar değil” dedi. Bir küresel kriz ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Şimşek, bunun bir takım yansımaları olduğunu, bunun yansımalarını en aza indirmek için Türkiye’ye dış kaynak ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir program üzerinde çalıştıklarını söyledi. Şimşek, bunun ihtiyati stand-by mı kredi içeren bir program mı olacağını söylemek için de erken olduğunu ifade etti. IMF ile ilgili iki programın başarılı bir şekilde bitirildiğini anımsatan Şimşek, IMF ile yapılacak programda Türkiye’nin reform sürecine, önceliklerine uyumlu bir program olmasına önem gösterdiklerini söyledi.

Bir ülkenin dış finansman ihtiyacının birçok faktöre bağlı olduğuna dikkat çeken Şimşek, birincisinin borçların yüzde kaçının çevrilmesiyle ilgili olduğunu kaydetti. Borçların çevrilmesinin piyasanın şartlarına bağlı olarak belirlenecek bir faktör olduğunu dile getiren Şimşek, ikincisinin de Türkiye’nin cari açığına bağlı olduğunu söyledi. Cari açığın da emtiya fiyatlarına, kurun seviyesine ve büyümeye bağlı olduğunu belirten Şimşek, dolayısıyla hiçbir kurumun Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı konusunda beklentilere dayalı olduğunu dile getirdi. Bu konu üzerinde çalışma yaptıklarını ancak şu anda dış finansman ihtiyacının paylaşamayacaklarını vurgulayan Şimşek, nokta tahmini üretme inisiyatifi kullanmayı istemediklerini dile getirdi.


“TÜSİAD’a  sert çıkışmadım"

TÜSİAD’a yapılan Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda sert çıkıştığı iddialarının hatırlatılması üzerine Şimşek, sivil toplum örgütleri ile son derece yakın olduklarını belirterek, hiç kimse sert bir yaklaşım içinde olmayacaklarını dile getirdi. Ayrıca, Hazine Müsteşarı ile ilgili sorunlar yaşadığı iddialarının da doğru olmadığını ifade eden Şimşek, “Bu söylentileri kaile almıyorum. Bu iddialar kasıtlı iddialar” dedi.

 


Cari açık sorunu sürecek

Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün, iç talepteki yavaşlamayla beraber, cari işlemler açığının gerilemesine de katkıda bulunacağını kaydeden Şimşek, şöyle konuştu: “Bununla birlikte, küresel fon akımlarındaki daralma dikkate alındığında cari işlemler açığının ülkemizin gündemindeki önemini korumaya devam edeceği açıktır. Cari işlemler açığının kalıcı ve sağlıklı bir şekilde düşürülmesi için, ülkemizin rekabet gücünün artırılması, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, yurt içi tasarruf oranlarının yükseltilmesi alanlarındaki çalışmalarımız sürmektedir.”

 

IMF’de oy gücü artışı 2009 ilk yarıda

Türkiye’nin son yıllarda göstermiş olduğu güçlü ekonomik performansın bir sonucu olarak, IMF nezdindeki oy gücünün 2006 yılında artırıldığını söyleyen Şimşek, şunları kaydetti: “Fon bünyesindeki reform çalışmalarının ikinci ayağı bu sene içerisinde nihayete erdirilmiş olup; ülkemizin oy gücünün bir kez daha artırılması yönünde karar alınmıştır. Kararın 2009 yılının ilk yarısında yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Ülkemiz, IMF bünyesinde yürütülmekte olan reform çalışmalarına aktif olarak katılmakta ve yaşanmakta olan küresel finansal kriz sonrası oluşacak yeni uluslararası mimaride IMF ve diğer uluslararası kurumların oynayacağı yeni rolün belirlenmesi sürecine katkı sağlamaktadır.”


Dünya Bankası'ndan 6.2 milyar dolar finansman

Dünya Bankası’nın Türkiye’ye 2008-2011 mali yılları arasında sağlayacağı desteğin, Ülke İşbirliği Stratejisi olarak adlandırılan yeni bir yaklaşım çerçevesinde yapılandırıldığını belirten Şimşek, “Hükümetimizin öncelikleri ve 9. Kalkınma Planında belirtilen hedefler ile uyumlu olan bu program kapsamında Dünya Bankası’ndan 6.2 milyar dolar tutarında finansman sağlanması öngörülmektedir. Söz konusu finansman paketinin yüzde 50’sini program kredileri, yüzde 50’sini proje kredileri oluşturmaktadır. Söz konusu program kapsamında, reel sektörün, ihracatın ve KOBİ’lerin finansmanı ağırlıklı olarak yer almaktadır” dedi. Dünya Bankası ile yapılan program kapsamında 2008 yılında, üç adedi proje ve bir adedi program kredisi olmak üzere toplam 1.5 milyar dolar tutarında 4 kredi anlaşması imzalandığını vurgulayan Şimşek, 400 milyon dolar tutarındaki program kredisinin tamamının kullanıldığını bildirdi. Hazine garantisi altında sağlanan yaklaşık 600 milyon dolar tutarındaki Dördüncü İhracat Finansmanı Aracılık Kredisiyle, ihracatçı firmalara işletme, yatırım ve finansal kiralama ihtiyaçları için destek sağlandığını anlatan Şimşek, toplamda 1.3 milyar dolar tutarında olması planlanan İkinci Rekabet ve İstihdam Amaçlı Kalkınma Politikası Kredisi ile Elektrik Sektörü Kalkınma Politikası Kredisi’nin alınmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini ifade etti. Ayrıca, yine bu yıl KOBİ’lerin finansman ihtiyacına yönelik olarak Halk Bankası’na garanti sağlanmak suretiyle yaklaşık 200 milyon dolar tutarında Ek Kredi desteği sağlanacağını açıklayan Şimşek, bu ek krediye ilişkin yürütülen çalışmaların 2008 yılı içinde tamamlanacağını belirtti.

2009 yılı içerisinde, TEİAŞ İletim Şebekesi, İstanbul Belediyesi Altyapı, Belediye Hizmetleri, Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Projeleri ile Sağlıkta Dönüşüme Destek ve Sosyal Güvenlik Reformu Projesi için yaklaşık 1.5 milyar dolar tutarında proje kredisi sağlanmasının planlandığını açıklayan Şimşek, diğer taraftan, 2009 yılı içerisinde toplam 1.3 milyar dolar tutarında program kredisi kullanılmasının öngörüldüğünü söyledi. Dünya Bankası kaynaklı projeler dışında proje finansmanı amacıyla 2008 yılı içerisinde 1.7 milyar dolar uluslararası kuruluşlardan ve 1 milyar dolar ticari kredilerden olmak üzere toplam 2.7 milyar dolar tutarında finansman sağlandığını ifade eden Şimşek, “Bu tutarın 795 milyon doları ulaştırma, 521 milyon doları savunma, 497 milyon doları KOBİ, 463 milyon doları sosyal sektör, 338 milyon doları teknoloji ve enerji, 96 milyon doları ise kentsel altyapı projeleri için temin edilmiştir” dedi.


İslam Kalkınma Bankası'ndan 1 milyar dolar

Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ve İslam Kalkınma Bankası ile olan ilişkilere de işaret eden Şimşek, şu bilgileri verdi: “2008 yılı Kasım ayı itibarıyla Avrupa Yatırım Bankası’ndan yaklaşık 820 milyon euro tutarında finansman sağlanmış olup, bu tutarın 2009 yılında 1.3 milyar euroya ulaşması öngörülmektedir. 2008-2011 döneminde Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası’ndan 1.5 milyar euro tutarında finansman teminini öngören bir Çerçeve Finansman Programı üzerinde mutabakata varılmıştır. İslam Kalkınma Bankası’ndan 2009-2011 döneminde kamu yatırım projeleri için 1 milyar doların üzerinde finansman sağlanması öngörülmektedir.” Küresel kriz ortamında sağlanan finansman imkanlarının artması, ekonomimize duyulan güvenin önemli bir göstergesi olduğunu söyleyen Şimşek, “Buna ilaveten, Avrupa Yatırım Bankası’nın hiç bir ülkede gerçekleştirmediği bir uygulama ile Türkiye’de iki ayrı temsilcilik açması ülkemize verilen önemi teyit etmektedir” dedi.


AB 739 milyon euro hibe etti

AB ilişkilerine değinen Şimşek, 2002 yılından itibaren “Katılım Öncesi Mali İşbirliği” kapsamında yürürlüğe konan programlar çerçevesinde 1.24 milyar euro tutarında hibe tahsis edildiğini, 31 Ekim 2008 tarihi itibarıyla projeler ve topluluk programlarına harcanan hibe tutarının ise 739 milyon euro olduğunu bildirdi. Şimşek, Katılım Öncesi Mali İşbirliği Aracı kapsamında, AB tarafından 2007-2010 dönemine ilişkin olarak Türkiye’ye tahsis edilmesi beklenen tutarın 2.25 milyar euro olduğunu bildirdi. Hazine’ye ayrılan GSM hasılat payının 2008 yılında 1.7 milyar YTL, 2009 yılında ise 2 milyar YTL olarak gerçekleşmesinin beklendiğini kaydeden Şimşek, “Kamu bankaları yapılan reform çalışmaları sonrasında bütçeye yük olmaktan çıkmıştır. Kamu bankalarından 2008 yılında Hazine’ye aktarılan temettü tutarı 1.7 milyar YTL’dir” dedi.


Sigorta sektöründe yabancılar hakim duruma geçti

Sigortacılık sektörü faaliyetlerini anlatırken sektöre yabancı girişine işaret eden Şimşek, 2008 yılının Ekim ayı sonu itibarıyla, gelen yabancı sermaye tutarının 1.8 milyar dolara ulaştığını söyledi. Şimşek, bu çerçevede, 9 şirketin hisseleri devredilirken, 2 yeni şirket kuruluşunun gerçekleştirildiğini, 30 Eylül 2008 tarihli verilere göre, sigortacılık sektöründe yabancı payının; prim üretimi bakımından yüzde 56, sermaye bakımından yüzde 51 olduğunu bildirdi.

 

Kriz için tüm önlemler alınacak

Dünya ekonomisinin kritik bir dönemden geçtiğini vurgulayan Şimşek, küresel mali krizin tüm ülkeleri olduğu gibi Türkiye’yi de etkilediğine işaret etti. Ülkelerin küresel krizin etkilerini en aza indirmek için bir yandan ortak tedbirler alırken, diğer yandan ekonomik yapılarını da göz önünde bulundurarak kendilerine özgü önlemleri uygulamaya koyduğunu anlatan Şimşek, şunları söyledi: “Ekonomi yönetimi olarak küresel krizin ülkemize olası etkilerini yakından takip etmekte ve bu etkileri asgari seviyede tutacak önlemleri almaktayız. Türkiye’nin küresel krizden en az etkilenmesi için gerekli olabilecek ilave önlemler her türlü muhtemel gelişme de dikkate alınarak belirlenmiş olup, Hükümetimiz, ihtiyaç duyulduğunda bu önlemleri kararlılıkla uygulamaya koyacaktır.”


Borç yükünde gerileme

Kamu finansman dengesinde sağlanan iyileşme ve istikrarlı büyüme sayesinde borç yükünde önemli oranda gerileme kaydedildiğini belirten Şimşek, ''2007 yılı sonunda yüzde 38,9'a gerileyen AB tanımlı genel yönetim borç stokunun GSYH'ye oranının 2008 yılında da düşmeye devam etmesi öngörülmektedir. Benzer şekilde 2007 yılında yüzde 5,7'ye gerileyen faiz harcamalarının GSYH'ye oranının 2008 yılında yüzde 5,5 olması beklenmektedir'' diye konuştu.

Borç stokunun kur ve faiz riskine hassasiyetinin de önemli ölçüde azaltıldığını ifade eden Şimşek, Ekim 2008 sonu itibarıyla kamu brüt borç stoku içinde döviz cinsi ve dövize endeksli borç stokunun payının yüzde 32,7'ye gerilediğini, aynı dönem itibarıyla YTL cinsi iç borç stoku içinde sabit faizli borçların payının yüzde 51,3 seviyesine yükseldiğini söyledi.