"IMF ile anlaşırsak, imzayı atarız"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Palas’ta düzenlenen YASED’in geleneksel Ankara resepsiyonuna katıldı. Resepsiyonda bir konuşma yapan Erdoğan finans sektörüne sert eleştirilerde bulunarak, “Kimse bu krizi kendisi için fırsata dönüştürme yaklaşımı içinde olmamalıdır." dedi. IMF ile ilgili eleştirilere de cevap veren Başbakan, ‘Karşılıklı çıkar hesabına dayalı olarak anlaşırsak oturur konuşur, anlaşırsak IMF ile biz imzayı atarız.’ dedi.
cumhuriyet.com.trAnkara Palas’ta düzenlenen YASED’in geleneksel Ankara resepsiyonuna katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, finans sektörüne sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan, hükümetten sihirli reçete beklemenin ya da süreci tribünden izlemenin doğru olmayacağını belirterek, "Finans sektöründe geçen yıl kriz yok ama geçen yılın karı 11.7 milyar dolar. Peki, bu yıl nedir şu anda? 11 milyar dolar. Bu yıl kriz var, 11 milyar dolar finans sektörü karda. Peki, finans sektörü niçin kriz çağırmaya başladı? Neden bunu yapıyor? Niçin faiz oranlarıyla oynamaya başladılar? Peki, bu adil mi? Bu dürüstlük mü? Bu böyle bir uluslararası krizi acaba kendisi için ranta dönüştürmek değil mi? Fırsata dönüştürmek değil mi? Ben de diyorum ki eğer elimde bir imkan fırsat varsa onu değerlendiririm. Kim için? Halkım için. Kim için? KOBİ’ler için, girişimci için. Aynı şekilde de inanıyorum ki Türkiye'nin Denetleme ve Düzenleme Kurulu da bunu yakın takibe alacak ve değerlendirmesini de yapacaktır" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, finans sektörüne sert eleştirilerde bulunarak, “Kimse bu krizi kendisi için fırsata dönüştürme yaklaşımı içinde olmamalıdır. Kriz fırsatçılarına açık söylüyorum, kim olursa olsun izin vermeyeceğiz. Gereği neyse onu yapacağız. Çünkü aynı gemide yol alıyoruz. Biz bu geminin batırılmasına müsaade etmeyiz ve bu krizi birileri için değil hepimiz için bir fırsata dönüştürmeliyiz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldı. Resepsiyonda bir konuşma yapan Erdoğan, Türkiye’ye gelen uluslararası sermaye için YASED’e katkılarından dolayı tebrik etti.
"Gelişmekte olan ülkeler daha şanslı"
Küresel krizin 2008 yılında uluslararası doğrudan yatırımlar üzerinde etkili olacağının ifade edildiğini belirten Erdoğan, dünya genelinde yüzde 10’luk bir düşüşün beklendiğini kaydetti. Erdoğan, Türkiye gibi pozitif büyümesini muhafaza eden ülkelerin gelişmiş ülkelerin aksine yatırım çekme konusunda daha şanslı olacağını tahmin ettiklerini belirterek, “Krizi fırsata dönüştürmek derken kastettiğimiz önemli noktalardan bir tanesi işte budur. ‘Ülke mi krizi fırsata dönüştürecek, yoksa bazı kurumlar bu tür fırsatları mı krize dönüştürecek?’ 2 trilyon dolara yaklaşan uluslararası doğrudan yatırımların bu yeni süreçte Türkiye’ye yönelebilmesi için açıkçası çok daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. Ve bunu milletçe el ele dayanışma içerisinde yapmamız gerekiyor” dedi.
"Milliyetçilik istihdam oluşturmaktadır"
Yaşanan küresel krize rağmen Türkiye’ye yatırım çektiklerini ifade eden Erdoğan özellikle körfez ülkelerindeki sermayeyi çekmek için temaslarının devam ettiğini söyledi. Erdoğan, dünyada birçok ülkenin uluslararası yatırım çekmek için çeşitli kolaylıklar getirdiğine işaret ederek şöyle dedi: “Ama bizde bakıyorsunuz hemen ‘bu yerledir, bu yabancıdır. Bu dost, bu düşman. Bu yeşil, bu kırmızı’ bu tür yorumlar maalesef hala yapılabiliyor. Milliyetçilik, ayrım yapmak, dışlamak, karşı çıkmak değildir. Milliyetçilik istihdam oluşturmaktır, yatırım yapmaktır, yatırımların önünü açmaktır, ülkemizi milletimizi zenginleştirmektir. Ülkemizi bir cazibe merkezi haline getirmektir.”
"IMF akredite etmezse küresel sermaye Türkiye'nin semtine uğramaz"
Başbakan Erdoğan ABD’de katıldığı G-20 zirvesi hakkında da bilgi vererek zirvede önemli kararlar alındığını söyledi. Türkiye’de IMF ile ilişkiler noktasında farklı seslerin çıktığını belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir taraftan ‘buna ihtiyacımız var’ denirken bir taraftan ‘sakın ha IMF ile şöyle yapmayın böyle yapmayın’ gibi yaklaşımlar var. ‘Başbakan dayanamadı, Başbakan şöyle oldu böyle oldu…’ Ben hep şunu söyledim yine aynı şeyi söylüyorum: ‘Karşılıklı çıkar hesabına dayalı olarak anlaşırsak oturur konuşur, anlaşırsak IMF ile biz imzayı atarız.’ Bütün mesele nedir? Ülkenin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapmak. IMF'ye ortak bir ülkeyiz. Dikkat edin biz dışarıda birisi değiliz, IMF’ye ortağıyız. Ortak olmanın yanında bizim bir başka özelliğimiz daha var. ‘IMF nasıl bir kuruluştur?’ diye sorulduğunda herhalde bu karşı çıkanlar IMF’nin ne iş gördüğünü bilmiyorlar gibi geliyor bana. IMF bir akreditasyon kuruluşu yani o sizi akredite ederse sizin dünya piyasalarındaki konumunuz yeriniz de çok daha farklı bir hale gelir, yok böyle bir durum söz konusu değilse o zaman kusura bakma kimseyi de kolay kolay buraya da çekemezsiniz. Yani küresel sermaye o zaman Türkiye’nin semtine uğramaz. Niye? Akredite edilen bir ülke değilsiniz de onun için. Bunları iyi bilmemiz lazım. Eğer bunu iyi anlar iyi yakalarsak inanıyorum ki o zaman acaba alınan kredi hangi şartlarda alınıyor bunu iyi görüsün. Masaya iyi oturursan bunun faydası olduğunu da anlarsın diye düşünüyorum.”
"Finans sektörünün karı 11 milyar dolar"
Erdoğan, küresel mali kriz sürecini hep beraber değerlendirmek ve ortak bir hareket stratejisiyle yol almak durumunda olduklarını belirterek şunları söyledi: “Hükümetten sihirli reçete beklemek ya da süreci tribünden izlemek doğru olmaz. Finans sektöründe geçen yıl kriz yok ama geçen yılın karı 11. 7 milyar dolar. Peki bu yıl nedir şu anda? 11 milyar dolar. Bu yıl kriz var, 11 milyar dolar finans sektörü karda. Peki finans sektörü niçin kriz çağırmaya başladı? Neden bunu yapıyor? Niçin faiz oranlarıyla oynamaya başladılar? Peki bu adil mi? Bu dürüstlük mü? Bu böyle bir uluslararası krizi acaba kendisi için ranta dönüştürmek değil mi? Fırsata dönüştürmek değil mi? Ben de diyorum ki eğer elimde bir imkan fırsat varsa onu değerlendiririm. Kim için? Halkım için. Kim için? KOBİ’ler için, girişimci için. Aynı şekilde de inanıyorum ki Türkiye'nin Denetleme ve Düzenleme Kurulu da bunu yakın takibe alacak ve değerlendirmesini de yapacaktır. Çünkü BDDK bunun için kuruldu. Ülkemizi kalkındıracaksak hep beraber kalkındıracağız. Hep beraber güçlü olacağız. Sen finans kuruluşusun. Senden kredi alanlar olduğu sürece sen varsın. Senin reel sektöre, reel sektöründe sana ihtiyacı var. Etle tırnak gibisiniz. Yani kalkıp da sen reel sektörü yok farz edemezsin. O da seni yok farz edemez. Ama sen burada görüyorsun ki kıvranıyor, kıvranıyorken bir tekme de sen atıyorsun. Yok böyle bir şey. Buna müsaade edemeyiz etmemeliyiz.”
"Kriz fırsatçılarına izin vermeyceğiz"
Ortaya çıkan rakamların finans sektörünün ne kadar güçlü bir yapıya ulaştığını gösterdiğini belirten Erdoğan, “Eğer bugün buralara geldiysek durup dururken gelmedik. Şahsım, bakan arkadaşlarım fellik fellik dünyayı iş adamlarımızla birlikte dolaştık buralara yatırımcıyı getirdik, dış ticareti güçlendirdik” dedi. Erdoğan, bu çerçevede yarın da Hindistan’a gideceğini ifade ederek “Çok daha fazlasıyla dolaşmak durumundayız. Kimse bu krizi kendisi için fırsata dönüştürme yaklaşımı içinde olmamalıdır. Kriz fırsatçılarına açık söylüyorum, kim olursa olsun izin vermeyeceğiz. Gereği neyse onu yapacağız. Çünkü aynı gemide yol alıyoruz. Biz bu geminin batırılmasına müsaade etmeyiz ve bu krizi birileri için değil hepimiz için bir fırsata dönüştürmeliyiz” diye konuştu. Varlık Barışı vergisi çıkardıklarını da anımsatan Erdoğan, “yastık altında” bulunan paraların çıkarılarak sermaye yapılmasını istedi.