İmamoğlu'ndan Erdoğan'a seçim yanıtı (26.12.2019)
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul seçimlerini Ak Parti kazandı" sözlerine yanıt verdi. İmamoğlu, "Bugün seçim olsa şu yarattıkları travmayla değil 800 bin fark, 1 milyon 600 bin fark olurdu. Bu farkı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın derin siyasi tecrübeleri ile çokça yerel ve genel seçim yaşamış birisi olarak çok iyi analiz ettiğini, çok iyi okuduğunu hissediyorum, anlıyorum ve görüyorum" ifadelerini kullandı. İmamoğlu, Adalar'daki foyton sorunu ile ilgili ise "Epeyce yol aldık. Prensip kararlarımız var. Şu an süreç devam ediyor. Zamanı geldiğinde, yine Vali’mizle beraber süreci paylaşacağız" dedi.
cumhuriyet.com.trİstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “ortak masa” toplantılarının 16’ncısını Çekmeköy Belediyesi’ne yaptı. Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz tarafından ağırlanan İmamoğlu, “Bugün Çekmeköy’deyiz. İlçelere yaptığımız gezilere devam ediyoruz. Amacımız, İBB’nin uyumlu bir şekilde, tüm ilçe belediyeleriyle İstanbul’a hizmet etmesini sağlamak” dedi. Her gittikleri ilçenin bir fotoğrafını çektiklerini ifade eden İmamoğlu, “İBB’nin mevcutta yürüyen işlerine bakıyoruz, beklentileri konuşuyoruz. Bu diyalogun üst seviyede faydası olacaktır. İlçe gezilerimiz tamamlandıkça, bölgesel çalışma masalarımız devreye giriyor. Hepsi bizim için sevindirici. İstanbul adına keyifli bir çalışma. Biz, her ilçenin kendi deneyiminin bizim için çok değerli olduğunu biliyoruz. Çünkü siz, her gün yaşayanlarsınız burada; ama biz, İstanbul’a daha büyük ölçekten bakmaya çalışan bir ekibiz. Mikro ölçekte yaşanan sorunlara anlık ifadeleriniz, vatandaşa hizmeti en hızlı şekilde sunmamıza sebep olacaktır. Gezinin temel amacı bu. Ama burada durmayacak, devam edecek Allah’ın izniyle. Diyalogu en üst seviyede tutmak, görevimizin gereğidir. Bu bir lütuf da değildir, onun da altını çizeyim. Bu açık toplantıya, yüksek katılımla bize hazırlık yaptığınız için de çok teşekkür ederim” diye konuştu.
POYRAZ: “İNŞALLAH ÇEKMEKÖY’ÜN DAHA GÜZEL OLMASI İÇİN HEP BERABER GAYRET EDERİZ”
Poyraz da İmamoğlu ve ekibinin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti, “Biz de Başkan’ımıza hoş geldin, diyoruz. İstanbul gibi hakikaten yoğun bir şehirde bu kadar zaman ayırmanız… Allah razı olsun. Bütün ekibinize çok teşekkür ederiz. Çekmeköy, güzel ve yaşanılabilecek bir ilçe. İnşallah bunun daha güzel olması için hep beraber gayret ederiz” sözleriyle dile getirdi. Konuşmaların ardından, Çekmeköy’ün sorunlarının ele alındığı sunumun yapılacağı salona geçildi. Sunumda, İmamoğlu ile birlikte İBB üst yönetimi de hazır bulundu. Başkan Poyraz ve beraberindeki ilçe belediye yöneticileri, İBB heyetine sunum yaptı. Sunumun ardından saha incelemesine çıkan İmamoğlu ve Poyraz’ın ilk durağı, Rahmi Demir Seyir Tepesi oldu. Burada Merkez Mahallesi Muhtarı Nuray Tak da heyete dahil olarak, sorunlarını anlattı. İmamoğlu, “Allah vergisi” olarak nitelediği alanın, İstanbulluların kullanımına hızlıca açılması için kurmaylarına talimat verdi. İmamoğlu, belirlenecek bir tarihte, Çekmeköy ve Ümraniye’ye sınır olan bölgede, her iki ilçenin belediye başkanı ile bir araya gelmek istediğini belirtti.
FAYTON SORUSUNA YANIT: “EPEYCE YOL ALDIK”
Gazeteciler, İmamoğlu’na, İstanbul Valiliği’nde dün gerçekleştirilen fayton toplantısında neler konuşulduğuyla ilgili soru yöneltti. İmamoğlu soruya, “Aslında epeyce yol aldık. Prensip kararlarımız var. Zaten genel açıklama yapmıştım ben, biliyorsunuz. O açıklamanın üstüne ekleyeceğim başka bir sayfa yok. Ama koordineli çalışıyoruz. Kaymakamlık, Belediye Başkanı’mız, Valimiz, biz, bütün ekiplerimiz… Her iki tarafın da güçlü komisyonları var, entegre. Süreci takip ediyoruz ekibimizle. Orada takip ettiğimiz en önemli konu, bin 300’ün üzerinde atın sağlığı var. Onlara dönük çalışmalar yürütülüyor, Tarım Bakanlığı olsun, bizim birimlerimiz olsun… Hijyen çalışmaları var Ada’da. Onları konuştuk. Yarınları konuştuk. Ama şu an süreç devam ediyor. Zamanı geldiğinde, yine Vali’mizle beraber süreci paylaşacağız” yanıtını verdi.
İmamoğlu, daha sonra Taşdelen Kavşağı’nda incelemelerde bulundu. İmamoğlu’nun kavşak incelemesi sırasında, “Kavşak bitince Başkan da bana Meclis’te oy verir artık” deyince eğlenceli anlar yaşandı. Her iki başkan, bu espri sonrasında birbirlerine sarılarak güldü.
DUDULLU - BOSTANCI METRO HATTI PROJESİNİ ZİYARET ETTİ
İBB Başkanı İmamoğlu, Çekmeköy Belediyesi’ne yaptığı ziyaretin ardından, Dudullu-Bostancı Metro Hattı Projesi’nin İçerenköy İstasyonu şantiyesinde incelemelerde bulundu. İmamoğlu ve İBB üst yönetimi, yerin 20 metre altında gerçekleşen inceleme öncesinde, yetkililerden projeyle ilgili sunum aldı. Sunumun ardından şantiye alanına inen İmamoğlu, kısa bir konuşma yaptı. Hattı, “Güney-Kuzey aksındaki en etkili hatlardan bir tanesi” olarak niteleyen İmamoğlu, “2019’da bitmesi gerekiyordu. Ancak, yaklaşık 2-2,5 yıldır sorun yaşıyor bu proje. İlk başta bir finans imkanı sağlanmış, ama sonrasında bu imkan sağlanamayınca, Ekim 2018’den itibaren neredeyse tümüyle durmuş durumda. Yatırım planı olmayan bir hattı. Yatırım planındaki onay, merkezi hükümet tarafından geçtiğimiz aylarda verildi. Şimdi önümüze bakıyoruz. Finans imkanlarıyla ilgili araştırmalarımız var” dedi.
“KANAL İSTANBUL BİR CİNAYET PROJESİDİR”
Bu hattı çok önemsediklerini belirten İmamoğlu, “ Faydalı bir iş. İstanbul’da biz göreve geldiğimizde neredeyse 8 hat durmuş durumdaydı. Çalışmıyordu. Bunları tamamlamak, bunları bitirmek istiyoruz ve İstanbul için aciliyet olan işleri önceliyoruz. Öncelemek zorundayız. Bu tür projeler, hayatın geleceğini tanımlıyor. Verimli proje üretip, verimli bir şekilde İstanbul halkına hediye ettiğiniz zaman, İstanbul halkı nefes alır, mutlu olur, hayatlarının büyük bir kısmını trafikte geçirmemiş olur, çile çekmemiş olur. Bir de hiç öncelikli olmayan bir hususu insanların önüne koyarsanız; o da anlamsız olur. Aksine, insanların daha fazla çile çekeceği bir ortam yaratmış olursunuz. Tam da biz, metroları önceliyor iken, İstanbul’un gündemine oturtulmak istenen Kanal İstanbul gibi, tekrar söylüyorum, ihanet kelimesi yetmez, bir cinayet projesidir… Bu arada “ihanet” tarifi de bana ait değil İstanbul’la ilgili. Biz sadece ihanete izin vermiyoruz. Ama Kanal İstanbul, tek başına ihanet de değil. Net söylüyorum: Bir cinayet projesidir” diye konuştu.
“ÖNCELİK OLAN HER ŞEYİ SAHİPLENİRİZ”
Kanal İstanbul’a karşı olmalarındaki amacın, ülkenin zor koşularında, geçtiğimiz 1,5-2 yıl içerisinde finansmanı tamamlanamayan, kredi bulunamayan bu tarz projeleri öncelemek olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Biz, öncelik olan her şeyi alkışlanırız, sahipleniriz, başlatana teşekkür ederiz. Bitirince onları davet ederiz, kucaklaşırız. Ama önceliği olmayan, vatandaşın lehine, bu kentin doğasına ve lehine olmayan hiçbir işe de asla ve asla öyle oturup, ‘Evet’ demeyiz. Zaten bu süreç içerisinde bu tarz talimatları almayacağımızı, gereksiz ve lüzumsuz olan işlere dönük birtakım sözleri talimata çeviren anlayışa karşı olduğumuzu, 16 milyon insandan talimat alacağımıza da görevimize başlarken bütün halkımıza iletmiştik. Tam da orada duruyoruz biz şu anda. Bu tarz güzel ve faydalı projeler, milli duygusunu içeren projelerdir. Çünkü, siz 16 milyon insanı mutlu ettiğinizde ve huzurlu hale getirdiğinizde bu, Türkiye’ye enerji olarak yansır” ifadelerini kullandı.
“BU HATTI HIZLICA İSTANBULLULAR’LA BULUŞTURACAĞIZ”
Konuşmasının ardından şantiye çalışanlarıyla toplu fotoğraf çektiren İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da şantiyede yanıtladı. İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın verdiği yanıtlar şöyle oldu:
“Yüzde 70’i bitmiş bir metro hattı için ne kadar daha finansman ihtiyacı var?”
Burası 558 milyon Euro artı KDV gibi bir maliyete sahip. Arkadaşlarımın revizyonda biraz maliyeti hafifletme çabaları var ama bu açıkçası yüzde 3 dilimlerinde. Şu anda ihtiyaç duyulan rakam, 200 milyon Euro artı KDV gibi bir finansman maliyeti. Yaklaşık 2018 Ekim’den beri duran bir şantiyeden bahsediyoruz. Ama buranın yatırım planı izni daha yeni çıktı. 2020’nin ilk haftalarında onaylanıp ilan edilmesini bekliyoruz. Akabinde finansman çalışmalarımız sürecek. Başlangıçta İller Bankası ile kredileme yapılmış, başlanmış ama sonrasında bu süreç kesintiye uğramış. Dolayısıyla bize emanet. Çalışacağız. 4 ulaşım aksı ile buluşan bu değerli hattı hızlıca İstanbullularla buluşturmak istiyoruz.”
“ÇEKMEKÖY’LE NASIL İYİ ÇALIŞIRIZ TOPLANTISINDAN GELDİM”
“Kanal İstanbul ile ilgili dünkü sunumunuz üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklama yaptı. Sözlerinin hedefinde siz vardınız. Cumhurbaşkanı; ‘Öncelikle projenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti’dir. Onların görevi, devletin aldığı karara uygun şekilde hareket etmektir. Görevini ihmal eden hesabını millete ve hukuka mutlaka verecektir’ dedi. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?”
Ben, Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını bir metin üzerinden okudum, Çekmeköy’de. ‘Çekmeköy’le nasıl iyi çalışırız’ toplantısından sonra. Ben, açıkçası Sayın Cumhurbaşkanı’ndan Kanal İstanbul ile ilgili daha açıklayıcı bir izah beklerdim. Ama hala benzer cümleler duyuyoruz. Daha önce bize yönelik, “Kazma vuracağız, ihale yapacağız, otur işine bak” cümlelerinin yerine, bugün de ‘Hesap verir” cümlesi eklendi. Gerçekten hoş değil. Doğru da bulmuyorum. Tam aksine, belirleyici bir takım eğer varsa delilleriniz, ifadeleriniz; onları ifade ederdiniz. Biz de bir şeyler anlardık. Ben, Kanal İstanbul adına açıklamalardan hiçbir şey anlamadım. Bugün baktığımızda, hesap verme konusunda, tabii ki devlete karşı sorumluluklarımız var. Bazı birimlere, Sayıştay’a, Danıştay’a… Ben, belediye başkanıyım. Ama benim en doğru en belirleyici hesap vereceğim nokta, 16 milyon insanımız. Ben de zaten onlara hesap veriyorum. Geçen hafta, umarım takip etmişlerdir; 16 milyon insana, 6 ayla ilgili bir hesap verdim zaten. Hesap vermeye de devam edeceğim. Hesap veremeyeceğim tek şey; İstanbul için cinayet dediğim Kanal İstanbul’un başlatılması konusu. Eğer o başlarsa, ben İstanbul halkına hesap veremem. Zaten kendileri veremez. Bugüne kadar “İhanet’” dedikleri, “İstanbul’a ihanet ettik” dedikleri sıfata, cinayet de eklenmesin diye aslında Sayın Cumhurbaşkanı lehine de çaba gösteriyorum.”
“BUGÜN SEÇİM OLSA, FARK 1 MİLYON 600 BİN OLUR”
“Nasıl olduysa kazandılar?’ diye de bir cümlesi oldu. Aslında kazananın siz değil, CHP değil, AK Parti olduğunu ve meclisteki çoğunluğu dikkat çekti…”
Tabi hala bunu tartışmaya açmak düşüncesini bile anlayamıyorum. Herhalde yanlış bir iş yapmanın sağladığı bir psikolojinin dili bu. Gerçekten ben, kendilerinin de yakın çevresinin de inanarak bu süreci savunmadığına inanıyorum. Kabinedeki insanlar da inanmıyor bu işe. Ama bu nedir, nereden dayatıldı? “Yüzlerce kurumdan olur alındı”. Ya Devlet Su İşleri’nden alınmadı. Devlet Hava Meydanları’ndan alınmadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınmadı. Daha ne olsun? Yani televizyona çıkıp konuşan, bu işi anlatan –sözüm ona bilim insanı- bilim insanı yok. Neyi ifade ettiniz, neyi tanımladınız da insanlar ikna olsunlar? Bu yetmiyor işte kazandığımız seçime böyle tarifler yapılıyor. Çok üzüntü verici. Biz, bunlarla açıkçası kendimizi meşgul etmiyoruz. Yani bugün seçim olsa şu yarattıkları travmayla değil 800 bin fark, 1 milyon 600 bin fark olurdu. Bu farkı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın derin siyasi tecrübeleri ile çokça yerel ve genel seçim yaşamış birisi olarak çok iyi analiz ettiğini, çok iyi okuduğunu hissediyorum, anlıyorum ve görüyorum.”
“HALA RANDEVUYA CEVAP BEKLİYORUZ”
“Dün, çalıştaya bakanları da davet ettiniz. Görünüyor ki sadece bakanlarla değil, Cumhurbaşkanı ile de bu diyalog aranızda sürekli yaşanıyor. Cumhurbaşkanı’nı davet edecek misiniz? Yoksa daha önce olduğu gibi randevu talibiniz olur mu? Çünkü onu da ikna etme durumunuz olur mu? Çünkü elinizde belgeler var, dün bilimsel rakamları açıkladığınız gibi. Böyle bir gelişme yaşanabilir mi?”
Biz, 15 maddelik sunumumuzda, zaten tümüyle bilimsel konuştuk. Vatandaşımıza; akılla, bilimle niçin bu işin yanlış olduğunu anlatamaya çalıştık ve devam edeceğiz. Ama görüyorum ki; Sayın Cumhurbaşkanı, bugün bize sadece geçmişi anlattı. Efendim şu yapılırken o siyasi şunu demiş, bu siyasi bunu demiş. Oraya dönersek biz de deriz ki: “Sayın Cumhurbaşkanı, siz de 3. Köprü’nün İstanbul’a ihanet olduğunu söylemiştiniz ama yaptınız.” Şimdi bunlara girmeyelim. Ben, geleceği anlatıyorum. Ben, bu şehrin çocuklarına gençlerine geleceğini anlatıyorum. Bilimsel olarak izah ediyorum. “Bizi ikna edin” demiş. Tamam. Memnuniyet duyarım. Zaten Temmuz’dan beri kendisine, İstanbul’un önemli konularıyla ile ilgili konuşacağımı ifade etmiştim. Arkadaşlarım çok iyi biliyorlar; en önemli 3-4 dosyamdan biri Kanal İstanbul. Hala randevuya cevap bekliyoruz. Ama benim talebim şu: Sayın Cumhurbaşkanı’mız, Sayın Genel Başkan’ımız Kemal Kılıçdaroğlu, hatta diğer siyasi liderler de katılabilirler. Kim olursa olsun zevk duyarım. Davet etsinler, gelelim. Ben, bütün bilimsel verileri, bütün dayanakları kendilerine anlatayım. Eminim ikna ederim. Çünkü bunun karşısında bu toplumun öncelikleri açısından bugün yaşananlar açısından ve gelecekte yaşanacaklar açısından çok doğru dayanaklarla, bu işin olmaması yönünde o kadar netiz ki. Tümüyle bunlar akıl ve bilimli, zerre kadar siyasetle ilgili değil. Biz, “O, bunu dedi” ile ilgilenmiyoruz. Davet bekliyorum. Sayın Cumhurbaşkanı davet etsinler. Sayın Genel Başkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu da gelsin. Başka siyasi parti başkanları da gelsin. İstanbul halkı adına, cinayete dönük bu projenin feryadını bilimsel verilerle kendilerine anlatayım.
TAPU HAREKETLERİ YANITI
“Dünkü açıklamanızda, 30 milyon metrekarelik imar hareketliliği olduğunu ve ilk 3 şirketin de Arap şirketi olduğunu söylediniz. Bu açıklamanız gündem oldu ve bu Arap şirketlerinin ne kadar yerler aldığı haberleştirildi. Bu üç Arap şirketi ile ilgili ayrıntı verecek misiniz?”
Öncelikle şunu söyleyeyim, İmar hareketi değil, tapu hareketi. Yani Şehircilik Bakanı “Hiçbir tapu hareketi olmamıştır” diye çok iddialı bir cümle kullandığı için, açıklamak zorunda kaldım. 30 milyon metrekarelik tapu hareketi. Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve Beyoğlu’nu içine alan 3 ilçe boyutunda. Anlattığımız buydu. Yani ilk 3 firmanın en fazla yatırım yapan firmanın Arap olması bir detaydır. Bütün konuların önüne bunun konması, bu sürece ihanet olur. Diğeri daha önemli.
“TANIDIKLARI ÇIKAR MI BİLMEM”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2011’deki konuşması da gündemde.’ Kimsenin o güzergahtan haberi yok ki bunun önüne geçmek için’ amaçlı açıklaması olmuştu çünkü.”
Görünen 30 milyon metrekare hareketi, Sayın Cumhurbaşkanı davet ederse, tek tek anlatırız. Orada tek tek hangi tapular kimler tarafından alınmış sıralarız. Sürpriz isimler çıkar mı bilmem. Tanıdıkları çıkar mı bilmem. Ama benim için bir detay. Benim için şehrin geleceği. Suyu, havası bu şehrin düzeninin altüst olmaması. Yani o bakımdan bu biraz magazin olur. Kimin tapusu var vs. bu konular beni çok ilgilendirmiyor.
***
DUDULLU-BOSTANCI ARASI 21 DAKİKAYA İNECEK
Dudullu – Bostancı Metrosu, 14,3 km uzunluğunda ve 13 istasyonu bulunan metro sistemidir.Metro hattı; Anadolu Yakası’nda, en yoğun yerleşimlerin olduğu Maltepe, Kadıköy, Ataşehir ve Ümraniye ilçelerini birbirine bağlıyor. Son teknoloji elektro-mekanik sistemle yapılacak hat, “Tam Otomatik Sürücüsüz Metro” olarak hizmet verecek ve 90 saniyede bir sefer yapılabilecek. Bostancı – Dudullu arasını 21 dakikaya indirecek metroyla, saatte tek yönde 44 bin 400 yolcu taşınabilecek. İstasyonlarda güvenlik için rayla düşmeyi engelleyici “Tam Boy Peron Ayırıcı Kapılar” kullanılacak. Yatırım kapsamında, Bostancı’da 890, Kozyatağı’nda da 2 bin 200 olmak üzere toplamda 3 bin 90 araçlık yer altı otoparkı yapılıyor. Şubat 2016’da yapımına başlanan projede, 2,5 yıl önce iş, durma noktasında yavaşladı. Nisan 2019’a kadar bu şekilde devam etti. Metro hattında, yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda ve kalıcı kaplama olmadan 1,5 - 2,5 yıldır bekleyen tüneller bulunuyordu. Yüklenici firma ile yapılan değerlendirme sonucunda, Aralık ayından itibaren risk oluşturan bu tünellerde kalıcı kaplama imalatına başlandı. Bu çalışmanın önümüzdeki Haziran ayı sonunda (6 ay) tamamlanması planlanıyor.Dudullu Bostancı Hattı’nın entegrasyon noktaları; Deniz Ulaşımı ile Bostancı İstasyonu, Marmaray Hattı ile Bostancı İstasyonu, Kadıköy-Kartal-Tavşantepe Metro Hattı ile Kozyatağı İstasyonu, Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Metro Hattı ile Dudullu İstasyonu olacak.