İmamoğlu'ndan Erdoğan'a seçim yanıtı (29.04.2019)
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Milletimiz diyor ki bu İstanbul benim içime sinmedi" sözlerine yanıt veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bulunduğu salondaki kişilerin içine sinmemiş olabilir. İstanbul halkının gayet içine sinmiş durumdadır“ dedi.
DHA<video:1368507>
<haber-dikey:1368545>
"BENCE GÜN BUGÜNDÜR"
Ekrem İmamoğlu, “YSK'ya yapılan itirazlar, doğru gerekçeleri ile yapılan itirazlar zaten sonuçlandı bitti. Bu saatten sonra yapılan itirazların gerçekten tüm seçimleri sıkıntıya sokabileceğini düşünüyorum. Bu anlamda artık neredeyse YSK'nın kendisini sorgulayacağı kısımları geçildi. Bir an önce YSK'nın süreci tanımlaması ve tüm soru işaretlerini ortadan kaldırması lazım. Takvimi yoktur bu işin. Bence gün bugündür. Gün yarındır, yarından tezi yoktur. Bir an önce sürecin tanımlanması Türkiye'nin artık işine dönmesi, rutinine dönmesi, herkesin kendi işi ile ilgilenmesi Türkiye'nin sıhhatine olacaktır" diye konuştu.
Soylu'ya yanıt
Süleyman Soylu katıldığı canlı yayında "Geçen İmamoğlu ile ilgili aynı şeyi söyledim. Beşiktaş maçına gitti. Sayın Cumhurbaşkanımıza oralarda hakaret edildi. Fenerbahçe maçını izlerken, istihbaratım bana şunu söyledi; sosyal medyada bu FETÖ'cünün burada ne işi var dediler, mazbata meselesini gündeme getirdiler. Ben de sayın Ali Koç'a 'burada bir problem olabilir. Siz ev sahibisiniz' dedim" ifadelerini kullanmıştı...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarına da yanıt verdi.
Ben, açıklamasını dinledim. Şöyle bir ifadesi var, ''Sayın Bakan Soylu beni arasın'' demişim. Ben, bir kere isim vermedim. ''Kendisi, kendisini açıklayana kadar bekleyeceğim'' demiştim. Hafta sonu bir TV kanalında yaptığı konuşmanın manidar kısmı, sosyal medyadan alınan ihbarlar, bazı duyumlar. Bir de algı oluşturmak için kullanılan, ''FETÖ'cünün o statta ne işi var, yok şike süreci…'' Bunlar ayıp şeyler. Ben, FETÖ'yü hayatım boyunca hiç övmedim, görmedim, ortamlarında bulunmadım. Övenler, görenler, onlarla aynı ortamda bulunanlar konuşulsun. Benim adıma böyle bir ismi, kelimeyi telaffuz hakkını bile vermiyorum. İster bakan olsun, ister başkası olsun. Bu kadar netim. ''O dedi, bu dedi, ben onu anlattım!'' Kabul etmiyorum kardeşim. Algı yaratmayın. O kelimeyi onunla yan yana oturan, konuşan, sürecini öven kim varsa, aynaya baksınlar, kim varsa görürler. Ben, o değilim. Öyle bir tarif yapmasınlar, bir.
''GAYET TABİİ GİDECEĞİM''
İkincisi, Fenerbahçe Stadı'na gidecekmişim de tedbir vesaire… Gayet tabii gideceğim. Benim güvenliğimle ilgili süreç orada işliyorsa, bunun sorumlusu Sayın Ali Koç değil ki. Niye onu arıyorsunuz? Beni arayın. Ben, o tarihte İBB Başkanıyım. Niye? Sonuç belli. YSK sayfasında benim sonucum yazılı, bir tek mazbatam verilmemiş. Beni aramayacaksınız da kimi arayacaksınız? Örneğin, 21 Nisan'da bir tehdit, bir tereddüt hissediyorsanız Sayın Kılıçdaroğlu'nu aramayacaksınız da kimi arayacaksınız? Oranın muhtarını mı arayacaksınız? Böyle bir şey olabilir mi? Saçmalık. Benimle konuşacaksınız. Bakın, 21 Nisan'da olanlara benzer şeyler konuşuluyor. Peki, neden orada tedbirler almadınız, o süreci korumalarına bıraktınız? Statta bütün tedbirler alınmışmış. Vallahi, statta Fenerbahçeli hemşehrilerim beni gayet güzel karşıladılar, alkışladılar, Galatasaray tribünü de alkışladı. Gayet güzeldi. Bu bakımdan benimle ilgili tereddüt duymasınlar.